Yarın 21 Mayıs 2021, Rusya İmparatorluğu'nun Çerkes halkına karşı gerçekleştirdiği “soykırım ve sürgün”ün 157. yıldönümü. Çerkesler soykırım ve sürgünün yıldönümünde tarihi anavatanlarını ve haklarını istiyor.

Çerkesya Hareketi, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Çerkeslerin Çerkesya'nın yerli halkı olduğunu vurguladı. Açıklamada, “Dilimiz, kültürümüz, gelenek göreneklerimiz ve yaşam biçimimiz bu topraklarda yaşadığımız binlerce yıl içinde şekillendi. Vatanımız Çerkesya'da ulusumuzun ortaya çıktığı tarihsel süreç içinde sürekli olarak saldırganlara karşı vatanımızı, özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı ve yarattığımız değerleri savunmak zorunda kaldık. Büyük bedeller ödedik.”

Çerkesya Hareketi Sözcüsü Hatko Schamis

“ANAVATANIMIZ İŞGAL EDİLDİ”

Rusya İmparatorluğu'nun yayılmacı-emperyalist politikalarının 19. yüzyılın 2. yarısından sonra Çerkes halkı için sonuçları bugün de devam eden bir ulusal trajediye neden oldu ifade edilen açıklamaya, şöyle devam edildi: “Rusya İmparatorluğu'na karşı yüzyıldan uzun süren savaşımızı 1864 yılında kesin olarak kaybettik. Anavatanımız Çerkesya işgal edildi, halkımız; kadın, çocuk, yaşlı demeden vatanından sürüldü ve yerleşim birimlerimiz, ekinlerimiz, bahçelerimiz ateşe verilerek halkımızın bütün yaşam dinamikleri bilinçli bir şekilde tahrip edildi.”

YÜZBİNLERCE ÇERKES ÖLDÜRÜLDÜ

Rus-Çerkes savaşlarının resmi tarihçisi olarak kabul edilen Adolph Berje'nin (1828-1886) verdiği bilgilere göre Çerkeslerin yüzbinlercesinin savaşta hayatını kaybettiği ve hayatta kalanların yüzde 90'ı sürgün edildiği vurgulandı. Sürgün edilenlerin büyük bölümünün soğuk ve salgın hastalık gibi nedenlerle sürgün sırasında öldüğü ifade edilen açıklamada, “Tarihsel vatanlarında kalabilen Çerkes sayısı 80 bin kadar olup, bu sayı o dönemin toplam Çerkes nüfusunun yüzde 10'u bile değildir. Bu trajik olayları yaşayanlardan ve şahit olanlardan toplanan arşivlerden çıkan sonuç: Rusya İmparatorluğu'nun 19. Yüzyılda Çerkes halkına karşı kendi tarihsel topraklarında yürüttüğü savaşın genel bir askeri harekat çerçevesinde ele alınamayacağını göstermektedir.” denildi.

“ASİMİLAYON VE ENGELLEME SÜRÜYOR”

Rusya'nın amacının yalnızca bir bölgeyi ele geçirmek değil, Çerkesya'nın yerli halkı Çerkeslerin ve Çerkeslerle kader birliği yapan, Çerkesya'nın bağımsızlığı ve özgürlüğü savaşına katılan kardeş halkların tarihsel topraklarından sürülmeleri ve yok edilmeleri olduğu belirtilen açıklamada, bu tavrın bugün de değişmediği vurgulandı. “Rus-Çerkes savaşlarının sona ermesinden bugüne geçen 157 yıl içinde Rusya'da politik sistem birkaç kere değişmiş, ama Çerkeslere karşı tavır değişmemiştir” denilen açıklaamda, tarihsel vatanlarında kalabilenlere karşı asimilasyon politikaları uygulandığı, sürgün Çerkeslerin anavatanlarına dönüşleri engellendiği belirtildi.

“RUSYA SORUMLULUĞUNU ALMIYOR”

Çerkesya Hareketi’nin açıklamasına şöyle devam edildi: “Bugün yaklaşık olarak 750 bin Çerkes (Çerkesler, Adığeler, Kabardeyler, Şhapsığlar) tarihsel vatanlarının yüzde 20'si kadar bile olmayan bir coğrafyada ve Rusya Federasyonu'nun 6 birimine dağılmış bir şekilde (Adığe Cumhuriyeti, Karaçay Çerkes Cumhuriyeti, Kabardey Balkar Cumhuriyeti, Krasnodar ve Stavropol bölgeleri ve Kuzey Osetya'nın Mezdegu yöresi) yaşamakta, demokratik olduğu iddia edilen Rusya Federasyonu, Çerkes halkına karşı Rusya İmparatorluğu'nun politikalarını uygulamaya devam etmektedir. Keza, 6 milyondan fazla insanımız halen diasporada 50 farklı ülkeye dağılmış bir halde yaşamaya devam etmekte, dillerini ve kültürlerini kaybetmekte, asimile olmaktalar. Rusya Federasyonu Devlet Duma'sına bir kaç kez Çerkes soykırımını tanıması için başvuru yaptık; ama dini ve etnik önyargılarını aşamayan Rus yetkililer, Rusya devletinin geçmişte yaptığı bu vahşetin yasal ve ahlaki sorumluluğunu almayı reddettiler.”

ÇERKESLERİN TALEPLERİ

Açıklamada Rusya Federasyonu’ndan Rusya İmparatorluğu'nun Çerkes halkını soykırımdan geçirdiği ve tarihsel vatanlarından sürdüğü gerçeğini kabul etmesi, Çerkeslerin dağınık-birbirinden kopuk bir şekilde yaşamalarının varlıkları için en büyük tehdit olduğunu ve bu tehdidin bölgemizde barışı, huzuru ve kardeşliği tesis etmeye hizmet etmediğini görmesi istendi.

Açıklamada Rusya’dan talep edilenler şöyle sıralandı:

  • ‘Çerkes Soykırımı ve Sürgünü"nü tanımalı, 21 Mayıslar tüm dünyada "Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Günü" olarak anılmalı ve Çerkesler için resmi tatil olmalıdır;
  • Anavatanımızda tek bir idari birimde ve egemen bir ulus olarak yaşayabilmemiz için gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır;
  • Tarihsel vatanımızda asimilasyon politikalarına son vermeli, dilimizin, kültürümüzün ve dini dokumuzun bozulmaması, idamesi ve geliştirilmesi için devlet desteği sağlanmalıdır;
  • Diasporada yaşayan Çerkeslere, UNPO'nun 1997 yılında, Gürcistan'ın 2011 yılında aldıkları kararlarda olduğu gibi, "Sürgün Ulus" statüsü vermeli; anavatanlarına dönmek isteyenlerin dönüşlerini kolaylaştırıcı-teşvik edici önlemler almalı, maddi ve manevi olarak desteklemeli ve "Vatana Dönüş"ün hukuki altyapısını hazırlamalıdır;
  • Çerkeslere, Rusya Federasyonu'nda yaşıyor olma şartı aramaksızın "kolaylaştırılmış" vatandaşlık hakkı vermeli, tarihsel vatanlarında yaşama, ev ve iş bulma konularında özel ayrıcalıklar tanımalıdır;
  • Diasporada yaşamaya devam edecek soydaşlarımızın kimliklerini, dillerini ve kültürlerini yaşatabilmeleri için ilgili devletlerle diyalog kurmalı, kurumlarımızı maddi ve manevi olarak desteklemelidir;
  • Dünyada savaş veya çatışmaların yaşandığı ülkelerdeki ( Suriye gibi ) Çerkeslerin can güvenliklerinin ve anavatana dönüşlerinin sağlanması konusunda aktif rol üstlenmelidir. 
  • Anavatanımızda Çerkes Ulusal sorunlarına duyarlı insanlarımıza baskı yapmamalıdır.
  • Çerkes halkı, dünyanın en barışçıl ve demokratik halklarından biridir. Bütün dünya halkları gibi birlik içinde ve gelecek kaygısı olmadan, komşuları ile kardeşçe yaşamak istemektedir. Adalet, hak ve hukuk talep etmektedir. Bu konuda bütün dünyadan destek beklemektedir. Bu kocaman dünyada Çerkes halkına ve tarihi vatanı Çerkesya'ya bir yer olmalı!
  • “Çerkes Soykırımı ve Sürgünü"nün 157. yıldönümünde, vatanımızın bağımsızlığı ve özgürlüğü için savaşta ve sürgün yollarında hayatlarını kaybetmiş atalarımızı saygıyla anıyor, geleceğe umutla bakıyoruz.