Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in hakkında pek çok iddialarda bulunduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HaberTürk canlı yayınına katıldı.

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in hakkında pek çok iddialarda bulunduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Habertürk TV'de Kübra Par'ın moderatörlüğünde gazeteciler Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz, Veysi Ateş ve Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtladı ​Sedat Peker'in iddialarına dair konuşan Soylu, "İftiraların hepsi saçmadır" dedi. Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

SÜLEYMAN SOYLU'DAN "AHMET DAVUTOĞLU MKYK'YI DİNLETTİRDİ" İDDİASI

"Ahmet Davutoğlu MKYK'yı dinlettirdi" iddiasında bulunan Soylu, "Sayın Davutoğlu'nun tam anlamıyla dengesi kayboldu, MKYK üyelerine "Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum' dedi" açıklamasında bulundu ve şunları kaydetti: "Yıl 2005. Ben Başbakan Yardımcısıyım. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu. Başbakan Davutoğlu. 7 Haziran seçimleri öncesi MYK toplantısında 'Biz HDP ile anayasa yapabiliriz' diye bir cümle çıktı ağzından. Hepimiz baktık. Seçim geçtikten sonra AK Parti çoğunluğu elde edemedi, tek başına iktidar kurabilme kabiliyeti oluşmadı. Ya CHP ile ya diğer siyasal partilerle biraraya gelecek. Bugünkü gibi hatırlıyorum. İlk MKYK toplantısında bugün Deva Partisi'nin başkanı Ali Babacan, "Bu işlere bakmamalıyız, şu anda ekonomiyi ayakta tutmalıyız" dedi. Dedim ki, "Bizim sorumluluğumuz bugün demokrasiyi ayakta tutmak ve hükümeti kimin kurabileceğine ait çabalarımızı gerçekleştirebilmek". Bu seçim tamamlanmamıştır, kampanya devam etmektedir, dedim. Kasım'da da seçim oldu. Sayın Davutoğlu ve ekibi CHP'yle AK Parti'nin iktidarı için canhıraş mücadele verdiler. Bir kısım arkadaşlarımız bunun doğru olmayacağını, Türk siyasetinin doğasına aykırı olduğunu, Türkiye'yi başka bir tarafa doğru getirebileceğini ortaya koydu. Büyük bir mücadele başladı. Bir taraftan HDP ile anayasa yapabilme kabiliyeti ortaya koyan birisi. Dert Recep Tayyip Erdoğan. Onu külliyede enterne edip, hareketsiz halde bırakan, ABD'nin Avrupa üzerinden uyguladığı politikayı Türkiye'de hakim kılmak. Bunun doğru olmadığını söyledik. Tartışmalar o kadar şiddetli oluyordu ki, bir ara sayın Davutoğlu'nun tam anlamıyla dengesi kayboldu, 'Hepinizin odalarında neler konuştuğunu dinletiyorum ve biliyorum' dedi. 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 arasındaki süreci anlatıyorum."

İSMAİL SAYMAZ SORDU: "PEKER'İN KİM OLDUĞU BİLİNMİYOR MUYDU?"

"Erhan Tuncel ile Sedat Peker'i kim bir araya getirdi? Sedat Peker'e Erhan Tuncel'i kim emanet eder? Hangi sistem emanet eder? Sedat Peker tecavüzden dolayı karakola götürülüyor, orada her şey kapatılıyor, bırakılıyor. Bunu yeni öğrendim." diyen Soylu'ya İsmail Saymaz "Sedat Peker'in sabıkaları 30 yıldır biliniyor. Rize'de, Beykoz'da, İzmit'te miting yaptı. Ekranlarda doğum günü kutlandı. En hayırsever iş adamı ödülü aldı. AK Parti'den övgüler topladı. Peker'in kim olduğu bilinmiyor muydu?" sorusunu sordu. Ancak Soylu bu soruyu yanıtlamadı.

SEDAT PEKER'DEN YANIT GELDİ: DELİLLERİYLE KANITLAMAYA HAZIRIM

Ardından Sedat Peker, Soylu’nun tecavüz iddiasında Twitter’dan yanıt verdi. İsmail Saymaz ve Kübra Par’ı etiketleyen Peker, “Bahsi geçen tecavüz olayı ile ilgili karakola hiçbir zaman gitmedim. Sadece beykoz savcılığına giderek basına bu yanlış bilgiyi veren polislerle ilgili şikayet dilekçesi vermeye gittim. süslü sülü yine yalan söylüyor. Delilleriyle kanıtlamaya hazırım” diye yazdı.

"HER KORUMA VERİLENİ BİLEMEM"

Süleyman Soylu, 'Sedat Peker'e koruma verildi' iddiasına yönelik, "Eski Kadıköy Emniyet Müdürü Nurettin Demir, Sedat Peker'in en yakınlarından. Kız kardeşleri DHKP-C'li. Biri çatışmada öldü. Ben her koruma verileni bilemem. Şu an da bilemem" dedi.

"ASIL HEDEF ERDOĞAN"

İçişleri Bakanı Soylu, Davutoğlu'nun Başbakanlığı dönemine gönderme yaparak, asıl hedefin Erdoğan olduğunu ima etti. "Dert ne? Dert Recep Tayyip Erdoğan. Onu Külliye'de enterne edip, hareketsiz hale getirmek, ABD'nin uyguladığı politikayı Türkiye'de hakim kılmak."

SOYLU'DAN "OPERASYON" SAVUNMASI

Sedat Peker'in iddialarına yönelik konuşan Soylu, "Burada Türkiye'nin üzerine getirilmeye çalışılan tam da bu, Türkiye'ye operasyon. Hedef Türkiye. Basit bir operasyon var. Türkiye kimi zaman ekonomik, terör saldırılarına maruz kaldı" dedi. Veysi Ateş'in "Bu sefer niye özne sizsiniz? Niye siz seçildiniz, kendinizi yalnız hissediyor musunuz?" sorusunu yanıtlayan Soylu, "Özne seçilmemin nedeni şu, ben hükümetin üyesiyim, AKP'nin yöneticiliğini yaptım, yalın kılıç terörle mücadele ediyoruz" diyerek yanıtladı.

"CANAN KAFTANCIOĞLU'NUN DA KORUMASI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

Programdan öne çıkanlar şu şekilde: Feyzi İşbaşaran'ı dövdürdüğünü, AKP MKYK'sından bir isim rica etti dedi, Hürriyet baskınına ilişkin de AKP'li vekil istedi dedi. İlk iddia için Metin Külünk işaret edildi. Bunlara ilişkin işlem yapılmayacak mı?
  • Sedat Peker'in korumaya mı ihtiyacı var? (Neden koruma verildi) Amacı ne? Tam da bu sizin bahsettiğiniz. Birisinin lehine midir, aleyhine midir? Birilerinin kanında yıkanacağız dedi, bu lehimize mi, aleyhimize mi? Bunların hepsi Ak Parti'nin aleyhine. Bütün bunların tamamı organize suç mensuplarının bir takım yerel zaafiyetlerden yararlanılması sonucu. Rize'deki toplantısına suç duyurusunda bulunuldu"
  • Nurettin Demir, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü, en önemli irtibatta bulunduğu isim Sedat Peker. 2015 yılında koruma ihtiyacı olmayan bir isme sanal bir tehditle, kurgu bir tehditle koruma verildi. Sedat Peker'in cipini kullanıyor bu isim. Benim dönemim değildi bu dönem. Sultanbeyli Emniyet Müdürü'nün Nejad Daş'la birlikte para taşıma işi bana geldi. Burada Nurettin Demir sahte ihbar gönderiyor. Aynı sahte ihbar kiminle oldu? CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun korumalarını aldım. Tehdit yoktu. Sizin tehdidiniz yok. Herhangi bir rapor yok, korumanız olması gerekir mi? Hayır. Sonra ne oldu? Mesela Kaftancıoğlu'na tehdit nereden gelebilir?
  • Bunu takip eden, hedef gösterildiği zaman konuya müdahale eden devletin kurumları var. Kaftancıoğlu'nun korumasını aldım, 15 gün sonra Kaftancıoğlu DHKP/C tehdit etti. Niye tehdit etsin? Bir sektör oluşmuş. 2017'de Özgür Taşdemir. Bütün sistematiği, iki yerde kumarhanesi var. Bu kumarhaneler sebebiyle, DHKP/C baskını sebebiyle, bu tehdidi yenilediler. DHKP/C'nin kurgu tehdidi üzerine bir tehdit daha yenilediler. Ben bunu 2018'in ortalarında öğrendim. Sedat Peker'in polis koruması olduğunu öğrendim. Canan Kaftancıoğlu'nun da koruması olduğunu bilmiyorum. Ama şunu söyleyeyim; Pervin Buldan'a korumayı ben verdim. O günün eş başkanı Sezai Temelli, ona da korumayı ben verdim. Öğrendiğimde ne oldu? Başında ben bu korumayı verir miydim? Vermezdim. Öğrendiğimde 2018'in ortalarından sonra İstihbarat Başkanı 'Bir operasyondayız, biraz sabredin' dedi. 'Biz bunları dinliyoruz, bir iş üstündeler, ne olursunuz sabredin' dedi. Netice itibariyle biraz sabrettik, sonra da aldık onları. Özel korumalarda yurt dışına gidildiğinde devlet sağlar. Bu tip yakın korumalarda yurt dışına gidildiğinde kendisi izin alır gider. Koruma yurt dışına çıkmak üzere kendi ilinden izin alır. Diyanet İşleri Başkanı yurtdışına gidiyorsa devlet tarafından karşılanan bir işle birlikte gider. Bizim arkadaşlarımız 'biraz daha bunun takip edilmesi gerekir, alırsak başka bir şey anlaşılır' dedi. Orada sadece koruma üzerinden bir takip. Aynı zamanda eğer biz buna durum değişikliği söz konusu edersek başka bir şey düşünülmeye başlar.

PEKER: SENİ MAHVEDECEĞİM

Peker Twitter'dan yaptığı açıklamada Soylu'ya, “Son yurtdışı ziyaretimde koruma polisim yanımdaydı. Benimle neredeyse yedi ay boyunca orada kaldı. Sen gerçek bir yalancısın” dedi, “Pazar günü seni mahvedeceğim” ifadelerini kullandı. Metin Külünk iddiası ve Hürriyet'in basılması olayı nedir? İşlem yapılacak mı? Bu konuda bir bilgim yok, kaçmam biliyorsam söylerim. Organize suç örgütleri her yere sızıyor. Benim adımı kullanan 30 kişi hapse girdi, Süleyman Soylu'yu tanıyorum diyor. Sizin isminizi istismar etmek isteyen kimse yok mu? Herkes var. Organize suç örgütleri kendilerini devlete yanaşık göstermeye çalışıyor. Rize'de bir adam öldürülüyor, çay kaçakçılığından. Öldüren bunlar, mahkeme toplanıyor, olay ortadan kalkıyor. 1998-2000. Meselenin nasıl devletin içine sirayet ettiğine anlatmak için ifade etmeye çalışıyorum. Ben bu ülkenin evladıyım. Bugün İçişleri Bakanıyım, yarın değilim. Ben bunları ifade etmezsem sorumlu hissederim kendimi.

"BUNU KABUL ETMİYORUM"

AKP iktidarından önce içeri atılan organize suç örgütü liderleri AKP iktidarı döneminde birer birer serbest bırakıldı. Bunu kabul etmiyorum. AK Parti örgütleriyle Sedat Peker arasında bir ilişki var demeyi kabul etmem. Bir organize suç örgütü liderinin ipe sapa gelmez iddiaları kabul edersek İçişleri Bakanı'nı da yargılarız. Peker'in Kutlu Adalı açıklaması vardı, Peker'in kardeşi alındı gözaltına ama Korkut Eken yok, Mehmet Ağar yok. Metin Külünk adı geçiyor. Erdal Araz iddiası var Peker'in, kendi adamı olduğunu söylüyor, siz aday göstermişsiniz. Dönüş biletimdi diyor sizin için, bana söz verildi diyor. Telefon görüşmesi kaydı yayınlandı. Bunlara somut bir yanıt verir misiniz? Erdal Araz'ı tanıyor musunuz, Korkut Eken hakkında işlem yapıldı mı?"

"KORKUT EKEN OLAYI, BEN BU TİPLERDEN HOŞLANMIYOR"

"Ben DYP'de siyaset yaptım. Binlerce insanla, yüzbinlerce insanla diyalogum oldu. 5 yıl Gaziosmanpaşa'da ilçe başkanlığı yaptım, 25 yaşındaydım. Beni bir tane finanse ettiğini söyleyen birisi olsun, kimsenin yüzüne çıkmayacağım. Erdal Araz partinin bir kişisi. Netice itibariyle partinin belediye başkanlığı adayı. Bir kişi birisiyle bir ilişki kurduğu için onu o günkü partiye ya da Ak Parti'ye havale etmek mümkün mü? Zaten benim finansımı zaten herkes sağladı, referandumda FETÖ sağladı diyorlar. Benim bir cipim vardı, onla gezdim. Kim bizi almayacak kongreye, öyle bir şey yok. Bunların hepsi uydurulmuş hikayeler. Korkut Eken olayı, ben bu tiplerden hoşlanmıyorum. Arif Çetin jandarma tarihinde önemli işler yapıyor, bu raconu keserim mi demesi lazım? Devlet bize şeref veriyor. Marina meselesi... Ben 95'te ilçe başkanıydım. Yapılan ihbarla, ruhsatsız tabanca nedeniyle alındı. Bence de Kutlu Adalı için alınması lazım. Bu meselede yazı yazdım KOM'a, işlem yapılması lazım diye. Bedelini ödemek zorunda."

"TAYYİP ERDOĞAN BU ÜLKE İÇİN BÜYÜK FIRSATTIR"

Gazetecileri dövenler neden bırakıldı? "Bu hukukun meselesi, hepsini yakaladık. Bırakılması hukukun meselesi. Sayın Ağar meselesine gelelim. 1995'te DYP ilçe başkanıydım. Şunu da söyleyeyim; sayın Çiller'in aslında desteklediğini söylediği ilçe başkanına karşı kongre kazandım. 32 mahalle kongresinin 31'ine girdim, birini kaybettim, birinde kavga çıktı, 30'unu kazandık. 400 oyun 300'ünü alarak ilçe başkanı seçildim. Sayın Ağar o zaman zannediyorum milletvekiliydi. Bizim sayın Çiller'le Ağar'ın karşı karşıya kaldığı pozisyon o tarihten itibaren hemen hemen başladı. O Susurluk meseleleri. Akşener bugün söylüyor ya. Kendisine şunu söylüyorum; benimle ilgili karanlık, mafya, bir tek şey söylesin hayatımdan vaz geçerim. Her gün için geçerli. Bugün için de geçerli. Benim bir tek gayrikanuni işle ilişkim olduğunu ortaya koysunlar hayatımdan vazgeçerim. Bu ülkenin evladıyım. Tayyip Erdoğan bu ülke için büyük bir fırsattır. Bizim yapmamız gereken tertemiz kalıp, onun ortaya koyduğu adımlara destek olmaktır."

"2007'YE KADAR AĞAR'A MUHALEFET ETTİM"

"Tansu Hanım'la karşılaşmaya başlayınca Mehmet Ağar'a karşı pozisyon aldık. Sonra bağımsız aday oldu. 99 geçti. 2002'de sayın Çiller'le birlikte genel başkan kim olabilir diye konuşuldu. 32 yaşındayım, İstanbul il başkanıyım. Sayın Çiller'in sevdiği insanım. Ufuk Söylemezoğlu dedi, 'olmaz' dedim. Kemal Çelik dedi. 'Bir tarafta Kemal Çelik, bir tarafta Ağar olmaz' dedim. Hasan Basri dedi, 'olmaz' dedim. En sonunda kendim istiyorum zannetti. 'Sen olursun' dedi. Dedim ki 'Sayın Başbakanım benim şeyim Haliç'e düşmedi' dedim. Bu kadar açık 'çocuğum' dedim. İlhan Kesici dedim. Konuşuldu, edildi ve İlhan Kesici aday oldu. Kesici ile birlikte Mehmet Ağar'a karşı pozisyon aldık. Salonda birçok insanla girdik, çıkarken 2 kişi çıktık, İlhan Kesici ve ben. Bir de Nevzat ağabey vardı. Herkes bizi bıraktı. Ben namuslu bir adamım. Seçim öncesi sayın Çiller'le karşı karşıya rağmen, bir sebepten dolayı, sayın Çiller'i o dönemde terk etmedim. O kongreye ben ve arkadaşlarım sayın Çiller'i soktuk ve çıkardık. 2007'ye kadar Ağar'a muhalefet ettim."

"DEVLET BANA BİR SIR EMANET ETMİŞ"

"Bir devlet bürokratının, bir sivil siyasi partide aktif pozisyonda yer almasına karşıyım. Ben sivil siyasetin tarafıyım ve karşıyım. Bu mücadeleyi bunun için gerçekleştirdik. Rahmetli Kozakçıoğlu ve Necdet Menzir'e de karşıydım. Çok net söylüyorum. Demokrasi ve sivil siyasetin buna müsaade etmeyeceğini söyledim. İnsanların kişiliğine karşı değilim. Korkut Eken gibi tiplerin, geçmişte yaptıkları görevlerden dolayı, Cevdat Öneş, Mehmet Eymür gibi tiplerin bugün hala söz söylemelerinin devlet adabıyla uyuşmadığına inanan bir insanım. Devlet bana bir sır emanet etmiş. Eğer ben hukukun dışında bir iş yapmışsam, yatığım işin peşine takılmam. Eski abilerimizin bizi bir şeyin önüne atıp, devletin savcılarını göreve davet etmesine katılmıyorum."

"48 SAAT İÇİNDE BEN OLSAM AYRILIRIM"

Sayın Ağar'ın marinada görev alması doğru mu? 48 saat içinde ben olsam ayrılırım. İçişleri Bakanı olarak söylüyorum. Bu tip insanlar bir yerde bulunduğu zaman bunları bu meselenin üzerinden yormak kolaydır. Benim bir sigorta şirketim var. Benim hayatta sevdiğim işlerden bir tanesi. Küçük bir odam var. O yazıcının sigorta poliçesini kesmesi hoşuma gider. Çoluk çocuğumla namusumla para kazanıyorum. MİT Müsteşar Yarımcılığı yapan insanların konuşmalarının devlet adabına aykırı olduğunu söylüyorum. Devlette bir dönem hizmet eden insanların organize suç örgütlerinde iş takibi yapmalarının yanlış olduğunu söylüyorum, ben de müsaade etmiyorum zaten, bu kadar basit. Hukuk bana ne diyorsa hukukun gereğini yerine getirmekle mükellefim."

"ALLAH RIZASI İÇİN SÖYLEYİN"

"Hadi Özışık'a telefon açtım 'Yaptığın çok yanlış memleketi de sattın, bizi de sattın' dedim. Sonra aklıma geldi. Bir dönem beni aramış Munbarız Rasimov ile haber yapmış. Aradım telefonla 'yanlış işler yapıyorsun, hükümeti suçluyorsun, bunlar sana yakışmaz' dedim. Yakınlığımız dolayısıyla kriminal mesele olduğu için bunu benden bilebilirler bu çok ayıp bir şey dedim. Ben böyle söyleyince attığı mesaj şu 'Seni Sedat Peker'e sattım öyle mi, ben dostlarımı satmam, ama sen inandın beni sattın' dedi. 'Ben bu konuyla ilgili hiç konuşmadığım halde seni sattım öyle mi?' Ben devletin İçişleri Bakanıyım. Bir genç kıza tecavüz eden adamın önünü nasıl açabilirim. Allah rızası için söyleyin." Kırmızı bülten çıkarıldı mı? Onunla ilgili hemen müracaat ettik. Hem İstanbul hem Bursa'dan. İkisinden de araması var. İzmir'de var bir tane. İçişleri, Adalet Bakanlığı Peker'le ilgili mücaadele ettik. Difizyon denilen bölüme aldılar. Biz FETÖ'cüleri kırmızı bültenle arayamıyoruz. Müracaat ediyoruz. Difizyon bölümüne alıyor, ondan sonra 'ilgisizdir' deyip geçiyor. Arkadaşlarımız 'bu yanlıştır' diye söylemelerine rağmen...

"PAŞA PAŞA YATACAK"

"Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlettir. Bunu böyle bir klişe cümle olarak söylüyor değilim. Bütün dünya üzerimize gelirken Doğu Akdeniz'de biz varız, Libya'da biz varız. Karabağ'da, Suriye'de, Kuzey Irak'ta biz varız. Bunların hepsi Türkiye'nin rüyasında görüp inanmayacağı adımlardır. 15 Temmuz'da Amerika'nın bize yaptıklarına rağmen attığımız adımlardır. Bu suç örgütü lideri Türkiye Cumhuriyeti devletinden özür dileyecek, adalete teslim olacak, kuzu kuzu cezaevine girecek, cezasını çekecek. Çıktığında etrafındaki şebeleklerle iletişim kurmayacak. Cezasını çekecek, bu bedeli ödeyecek. Bir taraftan Fethullah Gülen'e methiyeler dizeceksin... Bu yakayı kurtaramayacak. ByLock konuşmalarında nelerin geçtiğini, onun için nelerin ifade edildiğini tek tek biliyoruz. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız. Ben 24 FG 0202'yi kiraladım diyor. Bu araba kiralık değil, yalan söylüyor. Eşi Özge Peker'in üzerine. Özge Peker bütün mali suç hareketlerini gerçekleştiren unsur. Herkese bir çağrım var, bu suç örgütüyle ilişkide bulunan herkes bunun bedelini ödeyecektir. Kimse bunun aykırısında bir şey düşünmesin. Hukuk mu, demokrasi mi üstün, yoksa yıllardan beri Türkiye'yi derin bir yapıya teslim etmeyi odaklamış dış güçler, yani Amerika dahil olmak üzere, onlar mı üstün bunu göreceğiz."

"SAVCI SORACAK GİDİP SÖYLEYECEĞİM"

Ayda 10 bin dolar alan siyasetçi kim? "Çok basit bir soru çok basit bir cevabı var. Savcı soracak gidip söyleyeceğim. Bir yalan makinasıyla karşı karşıyayız. Bu arabayı kiraladım diyor. 2014 bu araba. Plakasının 01 olmamasının sebebi nedir? Fetullah Gülen'e ayıp olmasın diye. Bugün sabah komiser yardımcısı ile emniyet görevlisini açığa aldım. Bu suç örgütüyle ilişkide bulunan herkes bedelini ödeyecektir. Hiç kimse bunun aykırısında bir şey düşünmesin. Bedelini ödeyecektir. Hukuk mu, demokrasi mi üstün; yoksa yıllardan beri ülkeyi yeraltı örgütlerine, Türkiye'yi derin bir yapıya teslim etmeye kendisini odaklamış dış güçler, ABD de dahil olmak üzere onlar mı üstün göreceğiz? Türkiye'ye operasyon yaptırmayacağız."

"KENDİMİ NİYE YALNIZ HİSSEDEYİM"

"Bir sürdürülebilir dezenformasyon süreciyle karşı kaldığımızı söyleyebilirim. Şuna bakar mısınız? BBC Türkçe dezenformasyon kanalıdır. Çalışma Bakanlığı'ndan beri takip ediyorum. Bunun için dostum olan İngiltere İçişleri Bakanı'nı defalarca aramış kişiyim ben. Kimin Türkiye'ye operasyon çektiğini geçmişten gelen müktesebatla biliyoruz. Almanya'nın derin devleti güçlüdür. Mahkemenin verdiği kararda Türk hükümetini uyuşturucu ile suçlamıştı. Şimdi Kolombiya ile suçlanıyoruz biz. Bunun bir asimetrik bir operasyon olduğunu biliyorum. Ucuz bir eleman tarafından gerçekleştirildiğini, sistematik bir şekilde sürdürülebilir olduğunu görüyorum. Kendimi niye yalnız hissedeyim. Organize suç örgütleriyle mücadele kimin işi? Terörde, göçte, afette ben konuşmuyor muyum?"

"BİR BAKIN ARKADAŞLAR NEDİR' DİYORUM EN FAZLA"

Osman Kaptan, Hızır Kaptan, DYP'den tanıyorum. Telefon geldi kalp krizi meselesi. Orman davası varmış, çevirme oluyor, gözaltına alınıyor. Bir bakar mısınız dediler, bir bakın neymiş dedim. Sonra Silivri Emniyet Müdürü intihar etti denildi. Ne oldu dedik. Koruma müdürüm arıyor, 1,5-2 dakika, bizim şöyle bir isim var bir bakar mısınız denilmiştir en fazla. Soylu baskı yaptı deniyor. Sürekli talep geliyor, ben bir bakın arkadaşlar nedir diyorum en fazla. Sizden şikayetçi olunsa bile savcı sizi soruşturamaz. Yargının önünü açmak için istifa etmeyi düşündünüz mü? Hiç düşünmedim. Benim istifa edeceğim hiçbir hukuki dayanak yok. Bir deli kuyuya taş atmış, diyorsunuz ki İçişleri Bakanını çıkaralım. Ben Süleyman Soylu'ya 5 milyon dolar para verdim diyebilir. Hayatımın hangi noktasında var? CHP ben böyle bir adım atınca yetmez diyor. Ben savcılığa başvurdum mu? İki ayrı madde var; 1 iddiaların araştırılmasını istiyorum. İddialardaki tek isim ben miyim? Birçok isim söyleniyor. Hepsini çağıracaklar, sorgulayacaklar. Ben de gideceğim, ben de anlatacağım. Kolluk adliyi geçtikten sonra bana gelmiyor. Reşat Hacı Fazlıoğlu'nu tanır mısınız? Bu kişi Sedat Peker'in akrabası mı? 80 öncesinde onların Adalet Partisi'nin yanında ofisi vardı. Sedat Peker'in akrabası değil diye biliyorum. Eskiden küçük bir yerdi Gaziosmanpaşa orda herkes birbirini tanırdı. Benim illegal bir kişiyle bir tane ilişkimi bulamazlar. Ben kimin yerine il başkanı atandım. Ben Mehmet Ağar'ın dayısının yerine atandım. Tam beş buçuk ay silahlı adamlar benim il başkanlığımı bastı. Ben sosyeteden gelmiş bir adam değilim. Bunu yapanlar Mehmet Ağar'ın dayısı o ekibin işiydi. Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'ın kokain rotasını yönettiği iddia ediliyor. Ne diyorsunuz? Dünyanın en iğrenç yalanlarını meydana getirip siyasetin ana malzemesi yapmak bir operasyondur. Adamın birisinin yalanları üzerinden ülkede başbakanlık yapmış kişiye bu ithamların yapılmasına izin vermeyin. Kolombiya'da 10 Haziran'da tweet atıldı. Denildi ki "İzmir limanına gidiyordu" denildi. Pandemi vardı arkadaşlarımız geldi durumu anlattı. Biz adamlara 25'inde ulaşabildik. Bu kötü bir şey mi hayır. Karşılıklı video konferans yaptık. Orada dediler ki "Bu balkan grubunun işi" bunu niye soruyorlar biliyor musunuz? Buradan nereye uzanacağımızı öğrenmek istiyorlar. Geçen yakaladığımız 1.5 ton esrar işini 3 yıl takip ettik. Ama bize Kolombiya makamları bilgi vermedi. Kendi istihbaratımızla yakaladık. Milyonlarca insan bu videoları izliyor. Yanıt vermeyecek misiniz? Dünyanın en iğrenç yalanlarını ortaya koyup, bunu siyasetin ana malzemesi haline getirip, bir tarafına koymak, bu videoları izletmek esas itibariyle bir operasyondur. Öyle işler var ki, dünyada hepimizin iğrendiği ama netice itibariyle bunu insanların zafiyetlerini kullanarak ortaya koyduğu işler de var. Adamın birisinin yalanları üzerinden bir ülkede Başbakanlık yapmış kişi ve aileyi bir noktaya getirmenin doğru olup olmadığını düşünüyorum. Milyonlarca insan çocuk pornosu da izliyor. Dünyada milyonlarca insan film seyrediyor, Türkiye'de bir ara kedi ayinleri yaptılar. Bunların üzerinden genel bir karine çıkarırsak doğru olur mu? Kaynak: https://www.birgun.net/haber/suleyman-soylu-istifa-etmeyi-hic-dusunmedim-345853

NE OLMUŞTU?

KORUMA VERDİĞİ İDDİASINDA BULUNMUŞTU

Peker 16 Mayıs'ta yayımladığı beşinci videosunda İçişleri Bakanı Soylu'ya hitaben, "Her hafta canını bir kere yakacağım" demişti. 13 Mayıs'ta yayımladığı dördüncü videoda ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisiyle ilgili olarak, "Ben onu severim" dediğini ve kendisine koruma polisi verdiğini iddia etmişti. Peker'e yanıt veren Soylu ise "Aylardır bu senaryonun bu noktaya geleceğini bekliyordum" demiş ve Peker'in iddialarını yargıya taşıyacağını söylemişti. Yayınladığı videoların ardından, İçişleri Bakanlığı’nın “İftira ve ithamları, güvenlik güçlerimiz ve devletimiz üzerine yeni bir organize suç faaliyeti olarak değerlendirilmektedir” açıklamasında bulunduğu Sedat Peker, “Her şeyi anlatacağım” dediği video serisinin dördüncü videosunu yayınladı. Peker, çektiği videoda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında birtakım iddialarda bulunarak,  “Süleyman Soylu, sen ‘Sedat Peker’e dosya hazırlıyorlar, tehlikeli bir durum olursa haber vereceğim’ demedin mi; koruma polisimi sen vermedin mi? Temiz Süleyman’ın istifa olayı var ya, bir gün önce robot hesaplardan tweetler hazırlandı!” dedi.

“ÜZERİME DÜŞENİ ALIYORUM VE YÜZLEŞİYORUM”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in kendisine yönelik iddiaları sonrası yaptığı açıklamada, “Üzerime düşeni alıyor ve yüzleşiyorum. İstanbul ve Bursa mahkemelerinde iki dosyan var. İstanbul’daki dosyanın başlangıcını bilmiyorum. Ancak dosyanın yeniden hareketlenmesi ve operasyona dönmesinde bizatihi katkım var. Bursa’daki dosya ise bir kişinin şahsıma şikayeti ile baştan sona benim takibim. Hayatının bir noktasında benimle temasın var ve bu ispatlanırsa Aziz milletimizin gözü önünde idam dahil her türlü cezaya, aşağılanmaya razıyım” ifadesini kullandı.

"HER HAFTA CANINI BİR KERE YAKACAĞIM"

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, beşinci videosunu yayınladı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya “Parça parça yapacağım, her hafta canını bir kere yakacağım” diyen Peker, Soylu’yu “dönüş bileti” olarak nitelendirdi ve “Sen benim bütün bahislerimi üzerine oynadığım jokerdin. Bizi yaktın” ifadelerini kullanmıştı. Organize suç örgütü kurduğu iddiasıyla hakkında arama ve tutuklama kararı bulunan Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile arasında aracılık yaptığı iddialarını reddeden Hadi Özışık ile görüşme videosunu sosyal medyadan yayınladı. Peker paylaşımında “Kıymetli dostlarım, İnternet haber sitesinin sahibi olan hadi Özışık -Süleyman Özışık kardeşler en yakınları olan Süleyman soyluyla benim aramda aracılık yaptıklarını yalanlamışlar, söyleyen şerefsizdir demişler. Ben kimseye hile yapmam, ancak kendimi de rezil duruma düşürmem.” dedi.