33 kişinin katledildiği Suruç Katliamı Davası’nda savcı mütalaasını açıkladı. Dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis cezası istedi.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde Amara Kültür Merkezi'nde 33 gencin IŞİD'in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında katledilmesine ilişkin davanın 19'uncu duruşması Şanlıurfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mütalaasını açıklayan savcı dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis cezası istedi. Firari sanıklar İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin dosyalarının ise ayrılması talep edildi. Duruşmaya katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, avukatları, Urfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel ve baroya bağlı avukatlar, HDP Milletvekili Ayşe Sürücü, yerine kayyum atanan Suruç Belediye Eşbaşkanı Hatice Çevik katıldı. Pandemi gerekçesi ile salona sınırlı sayıda kişi alındı. Dava dosyasının tek tutuklu sanığı olan ve bugüne dek mahkeme salonuna getirilmeyen Yakup Şahin, yine duruşmaya tutuklu bulunduğu Şanlıurfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada dosya savcısı mahkeme heyetine mütalaasını sundu. MA'nın aktardığına göre, savcı, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin için 34 kez ağırlatılmış müebbet hapis, 70 yaralı için de TCK'nın 174/1 maddesi uyarınca cezalandırılmasını istedi. Savcı, dosyanın firari sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin dosyalarının ise tefrik edilmesini talep etti.

"YAKUP ŞAHİN’İN GETİRİLMESİ GEREK"

Ardından söz alan Suruç ailelerinin avukatı Sevda Çelik Özbingöl, tutuklu tek sanık Yakup Şahin’in mahkemeye getirilmemesinin dosyanın ilerlemesinde bir engel olduğunu söyledi. Tutuklu Yakup Şahin ve firari sanıklar İlhami Bali ile Deniz Büyükçelebi hakkında şimdiye kadar yeterli bir inceleme yapılamadığını dile getiren Özbingöl, “Ankara Gar Katliamı sanıkları ile beraber bağlantıları ve irtibatlarının tespit edilmesi gerek. Özellikle İlhami Bali, Deniz Büyükçelebi’nin Antep ve Ankara Katliamı sanıkları ile bağlantısının tespiti yönünde bir inceleme yapılması gerek. Şimdiye kadar ciddi bir inceleme yapılamadı. Özellikle Yakup Şahin’in duruşmada hazır edilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.

"MÜTAALA EKSİKLER İLE DOLU"

Savcılığın okuduğu mütalaanın eksik olduğuna değinen Özbingöl, devamında şunları söyledi: “Bu dosyada adalet isterken ne kadar haklı olduğumuz sonraki süreçlerde yaşanan saldırılarda ortaya çıktı. Bir noktada biz adaleti sağlamazsak başka bir noktada önü alınamaz bir şekilde adaletsizlikler ortaya çıkar. Mahkemenin hakkında suç duyurusu bulunduğu ve şuan hala tutuklu olmayan kişiler var. Dosyanın sanığı olması gerekirken tanık vasfında dinlenen çok sayıda kişi var ki bu dosya ile bağlantılarının olması gerekiyor. Ne yazık ki mütalaada eksikler mevcut.”

"SANIK AİLELERLE YÜZLEŞMELİ"

Ardından söz alan Suruç ailelerinin bir diğer avukatı Sezin Uçar, “Faillerin yaptıkları bir bütün olarak değerlendirilmesi gerek” dedi. Dosyanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin'in neden hiç mahkemeye getirilmediğini soran Uçar, Şahin’in ailelerle yüzleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Mahkeme heyetine “Bu katliamı bir kişinin mi gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz?” diye soran Uçar, “Örgüt bağlantısı var, yardım edenler var, raporlar var bunların hepsinin değerlendirilmesi gerek. Ocak ayında Azzo Halaf Süleyman el Aggal yakalandı. İçişleri Bakanlığı bununla ilgili açıklamada bulundu. Davaya bakan heyet olarak hiç mi merak etmiyorsunuz? Bu kişinin Suruç ile nasıl bir bağlantısı var. Emniyet Müdürlüğü'nden alınan ifadelerden kopyala yapıştır ifadeler dosyaya eklenmiş. Basından biliyoruz ki Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile Yakup Şahin’in hiçbir bağlantısı araştırılmadan bir tutanak gönderilmiş. Yakup Şahin’e burada bir mahkumiyet kararı verseniz bu katliam açığa mı çıkmış olacak. Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile ilgili 3 sayfa araştırma tutanağı geldi, ancak Suruç’a dair bir ibare yok” ifadelerini kullandı.

YAPTIRIM KARARI

ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolu Dairesi'nin IŞİD'le bağlantılı üç kişi ve bir şirkete ilişkin yaptırımlarını hatırlatan Uçar, yaptırıma tabi olan şirketler arasında Türkiye'de faaliyet gösterildiğini belirten Uçar, “Bu açıklamada adı geçen kişi ve şirketlerin incelenmesinin bu dosyaya katkısı olacağını düşünüyoruz. Bu insanlara patlayıcı ve mali destek sunan kişilerin belirlenmesi lazım, muhakkak birileri destek verdi. Amerika’da alınan yaptırım kararı ve bu kararda adı geçen şirket isimlerinin incelenmesini istiyoruz” diye konuştu.

"DAVUTOĞLU DİNLENMELİ"

Daha önce görülen dava duruşmalarında da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebinde bulunduklarını hatırlatan Uçar, “Davutoğlu, Suruç Katliamı'nın yaşandığı döneme dair bazı açıklamalarda bulundu. Faillerin bulunması için Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesini talep ediyoruz. Bir sonraki duruşmada Yakup Şahin’in mahkeme salonunda hazır bulundurulmasını talep ediyoruz. Davutoğlu’nun bu yargılamada söyleyecek bir sözü olduğunu düşünüyoruz” ifadesinde bulundu.

"SURUÇ KATLİAMI’NA DAİR TEK SATIR YOK"

Ailelerin avukatlarından Serdil İzol 9 Şubat 2021 tarihinde görülen 18’inci duruşmada, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde “Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı (IŞİD) terörist yakalandı” başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal ile saldırıyla bağlantısı bulunan Mahir el Aggal’in ifade ve sorgu zaptının dosyaya eklenmesini talep etiklerini hatırlattı. Aradan geçen üç buçuk ayda dosyaya sadece bir araştırma tutanağı eklendiğini belirten İzol, “Dosyaya eklenen arşiv tetkikinde Azzo Halaf Süleyman el Aggal ve Mahir el Aggal’in IŞİD ile bağlantılarıyla ilgili kimi bilgiler yer alsa da talep edilen Suruç Katliamı’na dair tek satır bilgi yer almadı” diye belirtti.

"HİÇBİR YERDE İSMİ GEÇMİYOR"

Açıklamanın bizzat İçişleri Bakanlığı tarafından yapıldığının altını çizen İzol, “Bizim dosyaya bir araştırma dosyası eklenmiş ama katliama dair tek bir dayanak yok. İçişleri Bakanlığı bir açıklama yapıyor ve Suruç gibi önemli bir katliama dair patlayıcı temin eden kişi yakalandı diyor. Bu şahıs soruşturmanın hiçbir yerinde yok. Hiçbir yerinde ismi geçmiyor. Bu konu ile ilgili İçişleri Bakanlığı’na yazı yazılması gerekiyor ve bu kişinin nasıl yakalandığı Suruç ile bağlantısı ne ortaya çıkarılması gerek” şeklinde konuştu.

ÖNCEL: "MAFYA İTİRAFLARI"

Ardından söz alan Şanlıurfa Barosu Başkanı Abdullah Öncel, katliamın üzerinden 6 yıl geçtiğini belirterek “Bu dosyada o kadar eksiklik var. Yakup Şahin’e ağırlaştırılmış müebbettin verilmesi kamu vicdanının rahatlatacağını mı düşünüyorsunuz?” diye sordu. Sadece Yakup Şahin’e ağırlaştırılmış müebbet verilmesi ile kendi vicdanının rahatlamayacağını dile getiren Öncel, “5-10 yıl sonra gazetelerde ‘Suruç patlamasında bombayı getiren, faili yönlendiren a, b, c kişisi' diye bir haber yapılabilir. Bunun örnekleri var. Son günlerde Türkiye, mafya itiraflarıyla çalkalanıyor. Bir çok 20-25 yıl önce geçekleşen faili meçhul cinayetin faillerinin isimleri açıklanıyor. Bu dosyada Abdullah Ömer Aslan’ın üzerine gitmiş olsaydık, görevliler laiki ile görevlerini yapmış olsaydı bu dosyada failler belli olacaktı” diye konuştu.

"VİCDANLAR RAHAT OLMAYACAK"

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkemede dinlenmesinin önemli olduğunun altını çizen Öncel, devamında şunları söyledi: “Ahmet Davutoğlu Baromuzu ziyaret etti. 20 gün önce ben kendisine; 'Sayın Başbakan Suruç patlaması sizin döneminizde oldu' diye sordum. Bir an sessizlik oldu. Çok ciddi ihmallerin olduğu dosyadan bahsediyoruz. Bizim bütün çırpınışımız bunun için. Bizim bütün çırpınışımız kaybettiğimiz çocuklarımızı bir daha kaybetmemiz. Benim çocuklarım, bu salonda bulunan hiç kimsenin çocuğu bir daha ölmesin. Temiz bir ülke istiyoruz. Siz de benim kadar faillerin ortaya çıkarılmasını istiyorsunuz. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında adı geçen Agal için araştırma yapılmasını bekleyelim zaten 6 yıldır bu dosya var. Bu dosya kapatılırsa herkesin vicdanı rahat olmayacak.”

"ADALETE OLAN İNANÇ SARSILIR"

İnsan Hakları Derneği (İHD) Şanlıurfa Şube Eş Başkanı Mustafa Vefa da dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesinin önemli olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Ahmet Davutoğlu dün Meclis önünde açıklama yaptı, buraya mahkemeye getirilebilir. Koruması olmayan bir kişi gelsin burada açıklasın. Başbakanlığı döneminde neden bu patlamalar oldu. Suruç ile ilgili iki kelam edebilir, çünkü artık konuşmaya başladı ve kendisine kumpas kurulduğunu söylüyor. Belki gelip ‘benim bu patlamada vebalim var’ diyecek. Ya da diyecek belki valinin vebali var. Aynı şekilde İçişleri Bakanlığı'na şu sorulabilir: ‘Bu kişiyi bu kadar insanın ölümü ile ilişkide gösteriyorsunuz ama gelen tutanakta böyle bir şey yok.’ Bunlar bir bütün olarak yerine getirilmeden karara çıkarsa umutlar kırılır, adalete olan inanç sarsılır.” Mahkeme heyeti, sık sık avukatların savunmasına müdahalede bulundu. Avukatların sözlerinin kesilmesine tepki göstermeleri üzerine salonda gerginlik oluştu.

"HAYATIMIZ ALT ÜST OLDU"

Duruşmada söz alan patlamada yaşamını yitiren Naze Gül Poyraz’ın kızı Yasemin Poyraz, sanık Yakup Şahin’in kastederek “Biz senin gibi rahat değiliz. Benim annemin kanlı elbiseleri daha yeni geldi. Suruç’a gelinceye kadar 10 defa aramadan geçen bu insanlar patlamadan sonra yüzde 50 kusurlu bulundu. Bu hakaret kabul edilemez. Bu insanlar öldükten sonra mı kusurlu oldu? Hayatımız alt üst oldu” dedi.

"DAVUTOĞLU NEDEN DİNLENMİYOR?"

Yaşamını yitiren Ezgi Sadet’in babası Ali Sadet, “Ben buraya keyfime gelmedim, ben kızımın hesabını sormaya geldim. Bu katliamın içinde devlet, MİT, herkes var ama sanık koltuğunda bir kişi var. Bu dosya biran önce kapatılmaya çalışılıyor” dedi. Katliamda yaşamını yitiren İsmet Şeker’in kızı Dilek Kaya, “6 yıldır buraya adalet için geliyoruz. Biz burada bombacıya bombacı diyeceğiz. Babamın yanlış kefenlenen kemikleri hala gözümün önünden gitmiyor. Davutoğlu neden dinlenmiyor? Bu dosya neden bu kadar çabuk kapatılmaya çalışılıyor?” diye sordu.

BAŞKANDAN CİNSİYETÇİ SÖYLEM

Saldırıda yaşamını yitiren Çağdaş Aydın’ın babası ve saldırıdan da yaralı kurtulan Fethi Aydın, “Madem bize yüzde 50 kusurlu diyorlar, şayet yasa dışı bir etkinlik olsaydı neden Kaymakam izin alamaya çalışsın” dedi. Aydın, sanık Yakup Şahin’e “katil” deyince Şahin itirazda bulundu. Bunun üzerine mahkeme başkanı Aydın’a dönerek, “Hükmü kesinleşmeyen birine katil demeniz hukukun sınırlarını aşıyor. Fahişeye bile fahişe diyemeyiz” demesi ile avukatların itiraz etmesi üzerine mahkeme başkanı sarf ettiği sözler nedeniyle özür diledi. Saldırıda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’ün annesi Şemsiye Yurtgül, tercüman eşliğinde Kürtçe konuştu. Yurtgül, “33 kişiyi öldüren birine nasıl biz katil demeyelim. Bizim çocuklarımız şehittir. Ben ölene kadar adalet mücadelesi vereceğim” dedi.

ŞAHİN: "BEN KURBAN SEÇİLDİM"

Şanlıurfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS aracılığıyla katılan Yakup Şahin, “TEM şubesinde ifadem alınırken daha Ankara iddianamesi çıkmamıştı. Defalarca sordum bu dosyadan yargılanacak mıyım? Yok yargılanmayacaksın dediler. Devletin polisi yalan beyanda bulunabilir mi? Bu dosyada ilk bana iddianame geldiğinde benim kurban olacağımı kabul ettim" dedi. Dosyada kendisine ilişkin somut delil olmadığını iddia eden Şahin, "İddia makamının böyle bir mütalaa hazırlayacağını çoktan biliyordum” diye konuştu. Şahin konuşmasında ailelerin avukatlarını hedef aldı. Bu sırada mahkeme Şahin’in mikrofonunun kesilmemesine avukatlar tepki gösterdi. Şahin’in konuşmasının ardından mahkeme ara verdi. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti avukatların tevsii tahkikat taleplerinin ayrıntılı yazılması için 30 gün süre, iddia makamının mütalaasına karşı sanık, sanık müdafi, katılanlar ve katılanların vekillerine savunma için süre tanınması, sanık Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali hakkında yakalama kararının devamı, Yakup Şahin’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Avukatların esasa dair tüm taleplerini reddeden mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 29 Eylül 2021 tarihine erteledi.

ŞENYAŞAR AİLESİ'NE DESTEK

Duruşmadan sonra Suruç aileleri, Şanlıurfa Adliyesi önünde 80 gündür “Adalet” nöbeti tutan Emine Şenyaşar’ın yanına gelerek açıklama yaptı. Dilek Kaya “Bir kez daha adaleti bulamadık ama umudumuzu kaybetmiyoruz. Adalet mücadelemize devam edeceğiz” dedi.