Salgının kısa sürede bitebileceğine dair kesin verilerin olmadığını vurgulayan TTB Etik Kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu, bilimsel verilere uygun adımların atılması çağrısında bulundu.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında açıkladığı "normalleştirme adımlarına" ilişkin basın toplantısı düzenledi. Video konferansla düzenlenen toplantıya TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ve TTB Etik Kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu katıldı.

"VİRÜS EĞRİSİ AZALIŞ GÖSTERSE DE SALGIN SÜRÜYOR"

Adıyaman, TTB olarak herkes gibi salgının bir an önce bitmesini, sınırlayıcı ortamın sona ermesini istediklerine işaret ederek, “Ancak, koronavirüs eğrisi azalış gösterse de salgın hala devam ediyor. Salgının her aşamasında olması gerektiği gibi bu döneminde de bilimsel verilere uygun adımlar atılmasını zorunlu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

DSÖ'NÜN ALTI TEMEL ÖLÇÜTÜ

TTB Etik Kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu ise, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Avrupa bölgesi için yayınladığı “Covid-19 geçiş sürecinde halk sağlığı önlemlerinin güçlendirilmesi ve uyarlanması” rehberini ve TTB Covid-19 İzleme Grubu tarafından yapılan önerileri açıkladı. Aksu, DSÖ'nün söz konusu rehberde salgın sonrasına geçiş döneminde göz önünde bulundurulmasını istediği altı temel ölçütü şöyle sıraladı: “*Covid-19’un bulaşmasının kontrol altına alınmış olduğu kanıtlanmalı. *Sağlık sistemi her vakayı tespit edebilmeli, izole edebilmeli, test uygulayıp, tedavi etmeli ve her temaslı kişiyi izleyebilmeli ve karantinaya alabilmeli. *Huzurevleri, rehabilitasyon merkezleri, ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri, cezaevleri gibi hassas nüfusun toplu olarak bulunduğu yerlerdeki ve mülteciler gibi dezavantajlı topluluklardaki salgın riski en düşük düzeye indirilmeli. *Okullar, fabrikalar, iş yerleri, fiziksel mesafe, el yıkama olanakları, solunum hijyeni ve beden ısısı izlemleri vb. gerekli korunma önlemlerini oluşturmalı. *Bulaş riski yüksek topluluklara yeni vakaların girişi ve bu topluluklardan dışarıya vaka çıkışının riski yönetilebilir olmalı. *Toplumların da bir sesi vardır, geçiş süreci konusunda bilgilendirilmiş, bu sürece katılımları sağlanmış olmalı."

"HASTALIK YENİDEN DİRİLİR" UYARISI

Söz konusu rehberdeki koruyucu önlemlerin iptalinin, savunmasız gruplarda hastalığın yeniden dirilmesine yol açabileceği uyarısında bulunulduğunu dile getiren Aksu, şöyle devam etti: “DSÖ hangi strateji uygulanırsa uygulansın sağlık çalışanlarının desteklenmesi ve korunmasının hem pandemiye yanıt hem de olağan sağlık hizmetlerinin yürütülmesi açısından çok gerekli olduğunu bir kez daha belirtiyor. Sağlık çalışanlarının koruyucu donanım kullanmaya devam etmesi gerektiğini belirterek, vakaların artma olasılığına karşılık hastanelerin hazırlıklı olmasını tavsiye ediyor.”

"KISA SÜREDE BİTECEĞİNE DAİR VERİ YOK"

Salgına dair alınacak kararların piyasa baskısından uzak, epidemiyolojik verilere dayanması, sürekliliği ve bütünlüğü olan bilimsel bir koordinasyonla uyumlu olması gerektiğini belirten Aksu, şu uyarılarda bulundu: “Ne günlük hastalığa yakalanan insan sayımız ne de nüfusa oranla yapılan test sayımız ne de PCR testinden bağımsız Covid-19 tanısı alıp tedavi görenlerin sayısı ne de açıklanan resmi vefat sayısı salgının bittiğine ya da çok kısa sürede bitebileceğine dair maalesef kesin bir veri sunmuyor. Açıklanan rakamlardaki azalma sevindirici ve umut vericidir. Ancak, Covid-19 salgını, riskli denemelerin yapılabileceği bir konu olmadığını, yayılma hızı, bulaşıcılığı ve ölümcül etkisi kırılmadan rehavete kapılınmaması gerektiğini birçok ülke deneyiminde acı biçimlerde göstermiştir. Salgınla mücadelede başarılı ülke örnekleri olarak görülen Japonya ve Singapur’da tedbirlerin gevşetilmesi süreçlerinde yaşanan sıkıntılar öğretici olmalıdır.”

"SORUMLULUK HÜKÜMETTEDİR"

Hasta sayısında aşağı doğru bir eğri yaşanıyor olsa da salgınla karşılaşan diğer ülke örneklerinde olduğu gibi yeniden bir yaygınlaşma olabileceğinin dikkate alınması çağrısında bulunan Aksu, şöyle devam etti: “Ülkedeki kamu özel bütün hastanelerde, sağlık hizmeti sunulan bütün birimlerde Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) bakımından hiçbir gevşeme ve eksiklik yaşanmaması sağlanmalıdır. Covid-19 etkeninin yapısı ve niteliği dikkate alındığında KKD’lerin bilimsel standartlara uygun özelliklerde olması, varlığı kadar önemlidir. Salgınlarla mücadelede asıl sorumluluk gerek verilerin tamamına sahip Sağlık Bakanlığı’nda ve her türlü kamu idaresi kararı alabilme yetkisi ve gücüne sahip olan hükümettedir. Bu nedenle salgın konusunda alınacak kararların popülizmden etkilenmemesi, ayrım yapılmadan insan odaklı olması ve toplumun sağlığı başta olmak üzere bütün insani ekonomik ve sosyal gereksinimlerinin sosyal devlet anlayışıyla karşılanacağı adımları içermesi gerektiğini ısrarla hatırlatmak istiyoruz.”