İHD İzmir Şubesi Türkiye’de son 10 yılda çocuk istismar vakalarının yüzde 700 arttığını belirtti. İHD, "Son çocuk kayıpları ve hazin sonucunu gerekçe göstererek kendi siyasi emelleri için gerekçe yaptıklarına tanıklık ediyoruz" diyerek bütünlüklü yasa çalışmalarının yapılmasını istedi. [mks_dropcap style="letter" size="52" bg_color="#ffffff" txt_color="#000000"]İ[/mks_dropcap]nsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi son dönemde artış gösteren çocuk istismarı ve öldürülmelerine ilişkin dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD Şube Başkanı Avukat Zafer İncin, son günlerde Türkiye’de çocuk kayıpları ve ölümlerinin ülke gündeminin önemli bir sorunu haline geldiğini belirtti. 'ÇOCUK İSTİSMAR VAKALARI YÜZDE 700 ARTTI' Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin hazırlandığını ve 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girdiğini hatırlatan İncin, Türkiye’nin de 2 Ekim 1995’te sözleşmeyi uygulamaya başladığını söyledi. İncin, “Çocukların cinsel istismara maruz bırakıldıkları, eğitim hakkına erişemedikleri gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarına tanıklık ediyoruz. Kamuoyu araştırmalarına göre Türkiye’de son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirilmiş, son 6 yılda 142 bin 298 çocuk anne olmuş ve bu çocukların büyük kısmı dini nikâh ile evlendirilmiştir. Evlilik yaşı kız çocuklarda 12 yaşına kadar düşmüştür. Çocuk yaşta evliliklerde Türkiye dünyada ilk 10’un içinde yer aldığı belirtilmiştir. Son 10 yılda çocuk istismarı vakaları yüzde 700 arttı. Çocuk tecavüzlerinin sadece yüzde 5’i ortaya çıkıyor ve yüzde 95’i gizli kalıyor” şeklinde belirtti. ‘YILDA ORTALAMA 17 BİN ÇOCUK İSTİSMARI DAVASI AÇILIYOR’ Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de yılda ortalama 17 bin çocuk istismarı davası açıldığını vurgulayan İncin, bu davaların yüzde 45’inin mahkûmiyetle sonuçlandığına dikkat çekti. İncin, Sağlık Bakanlığı Bebek Ölümleri İzleme Sisteminin verilerine göre; 2007 ila 2017 yılları arasında, 17 yaş ve altındaki çocukların dünyaya getirdiği bebeklerden 2 bin 404’ünün bir gün yaşayamadan hayatını kaybettiğini söyledi. Türkiye’de çocukların mayın ve sahipsiz bombaların patlaması, güvenlik birimlerinin silah kullanma yetkisini aşması, asker ve polise ait zırhlı araçların çarpması, iş kazaları sonucu yaşamını kaybettiklerini aktaran İncin, “Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi bulunduğu 2017’de, 15 yaş altında olmak üzere en az 60 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetmiştir. Son 6 yılda 2 bin 493’ü 15 yaş altı olmak üzere 18 yaş altı toplam en az 127 bin 928 çocuk zorla evlendirilmiş ve doğum yapmıştır. Adalet Bakanlığı’nın, Ekim 2017 tarihli tutuklu ve hükümlü istatistiklerindeki bilgilere göre; bin 3’ü hükümlü bin 825’i tutuklu olmak üzere 2 bin 828 çocuk mahpus var. Ayrıca, 0-6 yaş aralığındaki 529 çocuk anneleriyle birlikte hapishanede yaşamak zorunda” dedi. ‘İDAM VE HADIM BİR CEZA DEĞİLDİR’ UNICEF’in, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü üyesi 41 ülkede çocuklar arasındaki fırsat eşitsizliğini incelediği raporda Türkiye’nin İsrail’le birlikte son sırada yer aldığını vurgulayan İncin, sözlerine şöyle devam etti: “Son çocuk kayıpları ve hazin sonucunu gerekçe göstererek kendi siyasi emelleri için gerekçe yaptıklarına tanıklık ediyoruz. Ağrı ilinde Leyla adlı çocuğun ölü bulunması, Ankara Polatlı’da kaçırılıp öldürülen Eylül’ün cesedinin bulunması toplumda çocuk ölümlerine karşı bir tepki oluşmasına neden olmaktadır. Çocuk ölümleri nedeniyle bir kısım siyasi çevreler ‘idam’, ‘hadım’ gibi cezaları gündeme getirerek kendi siyasi hesaplarının gerekçesi yapma çabası içindedirler. Biz insan hakları savunucuları başta idam cezası olmak üzere insan onurunu zedeleyen çağ dışı cezalandırma yöntemlerine karşı olduğumuzu belirttik ve belirtmeye devam edeceğiz. İdam ve hadım bir ceza değildir. Bu sorunların giderilmesi için ‘Çocuk Hakları Temel Yasası’ çerçevesinde bütünlüklü bir yasa çalışması yapılması gerekmektedir.”