TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, Sakarya'nın Pamukova ilçesinde 2 Temmuz 2004 tarihinde 41 kişinin ölmesi ve 81 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan kazayla ilgili açıklamalarda bulundu. Yener, Türkiye'de yaşanan tren kazalarının dünya ortalamasının üç katı olduğunu söyledi.

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Yener, Sakarya'nın Pamukova ilçesinde 2 Temmuz 2004 tarihinde 41 kişinin ölmesi ve 81 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan kazayla ilgili açıklamalarda bulundu. Yener, Türkiye'de yaşanan tren kazalarının dünya ortalamasının üç katı olduğunu söyledi.

"ÖLÜMLÜ TREN KAZALARI DÜNYA ORTALAMASININ ÜÇ KATI ÜZERİNDE"

ANKA'da yer alan habere göre, mühendislik ve teknik mükemmellik yaklaşımının terkedildiğini kaydeden Yener, “Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sorunlar ile TCDD’nin yeniden yapılandırılması uygulamaları kazaların başlıca nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir” dedi.

"DERS ALINMAMASI NEDENİYLE ANKARA'DAKİ TREN KAZALARI GERÇEKLEŞTİ"

Yener, Pamukova’dan ders alınmaması nedeniyle 2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da ve Ankara’da tren kazaları gerçekleştiğini hatırlatarak, “2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da 25 kişinin ölümüne 348 kişinin yaralanmasına ve Ankara’da sinyalizasyon eksikliği nedeniyle 3’ü makinist 9 kişinin ölümüne 47 kişinin yaralanmasına yol açan ‘kazalar’ akla ilk gelen olaylardır. Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sorunlar ile TCDD’nin yeniden yapılandırılması uygulamaları kazaların başlıca nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir” ifadelerini kullandı.

 "BİRÇOK HİZMET TAŞERONDAN ALINMAYA BAŞLANDI"

TCDD yeniden yapılandırılırken, piyasacı yaklaşımın esas alındığını belirten Yener, “TCDD’nin yeniden yapılandırılması uyarınca kurum parçalanmış, altyapı ve işletmecilik bölünmüş, kamu hizmeti anlayışı yerine piyasacı yaklaşım benimsenmiştir. Mühendislik hizmetleri ve kriterleri terk edilmiş, altyapı ile bakım, sinyalizasyon, elektrifikasyon yatırımları ihmal edilmiştir. Bakım atölyeleri kapatılarak azaltılmış, taşınmazlar ve limanlar satılmaya başlanmıştır. Kurumun meslek lisesi, basım ve dikimevleri, çamaşırhaneleri, eczaneleri kapatılmış, hastaneleri elden çıkarılmış, birçok istasyon ve atölye kapatılmış ya da işlevsizleştirilmiş, birçok hizmet taşeronlardan alınmaya başlanmıştır” şeklinde konuştu.

"SİYASİ VE EHLİ OLMAYAN KADROLAŞMA YAYGINLAŞMIŞTIR"

Demiryolları işletmeciliğinin özel sektöre devrinin konuşulmaya başlanıldığını vutgulayan Yener, “Güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşmış, azaltılan personelle çok iş çıkarma benimsenmiş, siyasi ve ehil olmayan kadrolaşma yaygınlaşmıştır. Resmi plan ve programlarda artık özel sektör tren işletmeciliğinin geliştirilmesi ve Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanunu çerçevesinde özel sektörle birlikte demiryolu piyasası oluşturulmasına yönelik ikincil mevzuat çalışmalarından söz edilir olmuştur.”

"UZMAN KADRO KIYIMINA SON VERİLMELİ"

“1950’de karayolu yolcu taşımacılığı oranı yüzde 49,9; günümüzde yüzde 88,9’dur. Karayolu yük taşımacılığı da yüzde 17,1’den yüzde 88,4’e çıkmıştır. Demiryolu yolcu taşımacılığı oranı ise 1950’deki yüzde 42,2’den yüzde 1’e; demiryolu yük taşımacılığı da yüzde 55,1’den yüzde 4,1’e gerilemiştir… Ulaşım güvenliğini etkileyen bütün hatların onarılması, ‘kaza’larda önemli rolleri bulunan elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimlerinin ivedilikle karşılanması; hizmet dışı bırakılan bakım-tamir atölyeleri ve bütün tesislerin yeniden işlevli kılınması; TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro kıyımına/sürgününe son verilmesi gerekir” dedi.