Ümit Yardım ve Şafak Herdem, Daktilo1984 YouTube kanalında konuk oldukları “Varsayılan Ekonomi” Programı’nda ABD yaptırımlarını değerlendirdi. Yardım yaptırım kararının ABD-Türkiye ilişkileri tarihinin değişme noktasında önemli bir karar olduğuna dikkat çekerken, Herdem CAATSA’nın hukuki temellerinin 2017 yılında atıldığını belirtti.

Daktilo1984 YouTube kanalında “Varsayılan Ekonomi” Programı’nda Enes Özkan, konukları Ümit Yardım ve Şafak Herdem ile CAATSA, ABD Yaptırımları ve S-400 konularını  tartıştı.

“ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ TARİHİNİN DEĞİŞME NOKTASINDA ÇOK ÖNEMLİ BİR KARAR”

Yaptırım konusunun çok kompleks bir konu olduğuna dikkat çeken Ümit Yardım, şöyle konuştu: “Yaptırımların her bir boyutunun farklı bir özelliği var. Siyasi perspektiften bakınca diğer unsurlarından öndedir. Bu yaptırım kararı sadece Türk tarihinin, NATO tarihinin, Cumhuriyet tarihinin, ABD-Türkiye ilişkileri tarihinin değişme noktasında çok önemli bir karar olmuştur. Mali hesaplar çok cüzi bir durumda kaldı. Bu çok vahim durum. NATO konusunda harekâta özellikte Türkiye çok önemli noktada,  AB’ye aday ülkeyiz, neredeyse ABD ile 200 yıllık ilişki var. Bu yaptırımlar 74 yaptırımından çok daha vahim. AB ile olan CAATSA problemi Türkiye ile ilgili olan adımla hiç benzemiyor. Bu yaptırımlar doğrudan ilişkileri değiştiriyor. Trump tüm dünyayı tehdit ediyor ancak bu şekilde iplerin kopma noktasına geldiği bir durumda hiç olmadı Türkiye. ABD Türkiye’yi mahallenin yaramaz çocuğu olarak görüyor, NATO bünyesinde düşman olarak tanımlanan Rusya ile ilişkiler geliştiren ülke olarak tanımlanıyor Türkiye. Ancak yine de açık kapı bırakıyorlar. NATO toplantısında bir karar alınıyor isim verilmeden Türkiye eleştiriliyor. S-400 boyutu var, AB kararları var Biden dönemi var. Çok üzüntü verici bir yaptırımdır.”

“ŞU AN ÜÇ KADEMELİ BİR YAPTIRIM VAR”

“CAATSA’NIN HUKUKİ TEMELLERİ 2017’DE ATILDI”

CAATSA’nın hukuki temellerinin 2017 yılında atıldığına dikkat çeken Şafak Herdem, şu ifadeleri kullandı: “CAATSA’nın hukuki temelleri 2017. Bu bir program Kuzey Kore, Çin ve Rusya’ya karşı paket paket yaptırımları içeriyor. Bu tipik anlamda Amerikan yaptırım rejiminden farklı. Sizin ülkenizde yaptırıma alacağım kişiye karşı ağırlığı değişir. Normalde Covidli gibi olur ABD yaptırımları bulaşmışları doğrudan bir pakete sokar. Ancak CAATSA bu şekilde değil “önemli işlem” statüsünde işlem yapmış olmanız gerekir. Rusya’nın savunma ve istihbarat alanında destek verenler yaptırıma alınır diyor. Önemli işlem burada Amerikan dış politikasının ihlali anlamına geliyor. İkincil yaptırım programı önemli işlem ve yaptırıma uygulanacak kişiye göre uygulanıyor. Trump bunları çok uygulamadı ancak bütçe yasasına CAATSA’yı soktular Bütçe yasasını Başkan uygulamak zorunda. Bu sebeple CAATSA’yı da uygulamak zorunda kaldı. Sadece savunma sanayii başkanları ve yöneticilerini hedef aldı ancak bununla sınırlı kaldı. Kaldırılması çok kolay değil. Kongreyi ikna etmeniz gerekiyor. Hukuki tarafı ile bugün için kaldırılması çok mümkün görünmüyor. Yaptırımın iki fonksiyonu vardır caydırıcılık ve sürdürülebilirlik. Bir yerde bunu uygulayabiliyorsa bir süre sonra zarar vermeye başlıyor. Türkiye’ye 2019 tarihinde bir yaptırım uygulandı ve kalktı algısı doğru değil. Trump’ın emirnamesi teknik anlamda hala yürürlükte. Bu uygulanmıyor demek hala yürürlükte olmasını kaldırılmıyor. Bu yaptırımlara ilişkin rehber düzenledi nasıl uygulanacağına ilişkin bu rehber. Siz kendi egemenlik alanınızda bunun aleyhine bir karar alsanız dahi ABD emirnamesine göre uygulanmaz dedi. Bu kendi egemenliğini sizin egemenliği üzerinizde tutuyor anlamına geliyor. CAATSA zaten var. Önemli işlem saydığım bir işlemi bu işlem yapıldıktan sonra 180 gün içinde ABD Başkanı 12 yaptırımdan 5ini uygulayacaksın diyor.  Yasa gereği uyguluyor. Kişisel ilişkilerden uygulamadı ancak kongre içerisinde başka dengeler oluştu. Aradan geçen süreçte (ABD Başkanlık Suriye kararnamesi) 5 tasarı daha eklendi. Bunlar içinde takvimlendirilmiş yasa taslakları duruyor. Bu kez Amerikan kongresi Trump'a açık kapı bırakmamak için yaptırım maddesini Bütçe kanununa ekledi. F35 konusunda 2005 tarihinde 5425 sayılı yasa ile f35 programının TC mevzuatında tanınmasını yarıyor. Mutabakat herhangi bir ihtilaf olması durumunda mahkemeye gidemez diyor. Sulh yoluyla halletmek zorundayız yani.  Mevcut CAATSA ile ilgili olarak yaptırımın doğrudan kısıtlayıcı olmasına gerek yok. Kurumsal olarak Savunma Sanayii Başkanlığını yaptırıma aldılar hukuken alt yapı olarak bunun yerine Hazine Bakanlığını da koyabilir başka bir şey de. Geçmişte bir çok Avrupalı devlet satışları askıya aldı. Bugünkü koşulda önemli işlem ve bilerek yapmak, Rusya’nın istihbaratına ve savunma sanayiine ilişki içinde olmak bunları yaparsanız yine yaptırıma uygulanırsınız. Savunma sanayiine ilişkin lisanslara sivil lisanslar da geçerli.”