Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, AKP tarafından hazırlandığı belirtilen Hayvan Hakları Yasası'na dair açıklama yaparak, "Eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için Hayvan Hakları Yasası!" çağrısında bulundu.

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, AKP tarafından hazırlandığı belirtilen Hayvan Hakları Yasası'na dair açıklama yaparak, "Eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için Hayvan Hakları Yasası!" çağrısında bulundu. İnisiyatif taleplerinin, 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun, yaşam hakkı savunucularının talepleri ve çalışmaları doğrultusunda hayvanlara adalet getirecek ve onların yaşam haklarının tanınarak korunmasını mümkün kılacak bir biçimde değiştirilmesi olduğunu vurguladı.

"TEMEL İDDİAMIZ HAYVANLARIN YAŞAM HAKLARININ KORUNMASI"

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, 9 Kasım 2019’da aramızdan ayrılan, hayvan hakları aktivisti Burak Özgüner’in annesi Eray Özgüner’in çağrısıyla bir araya gelen, eşit, adil ve yaşanabilir bir dünya için çalışan aktivistler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve araştırmacılar tarafından kuruldu. “Temel iddiamız ve bizleri bir araya getiren ortak ilkemiz; “eşit, adil ve yaşanabilir bir dünyanın en temel ve gerekli koşulu, hayvanların yaşam haklarının korunması” diyerek yola çıkan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, amacını şu sözlerle tanımadı:

"BARIŞ, HAK VE ADALET SÖYLEMİ"

"Amacımız, Türkiye’de ve dünyada giderek hızlanmakta olan ekolojik yıkıma, hayvan, insan, işçi, kadın, çocuk, engelli, LGBTİ+, çevre ve yaşam hakları ihlallerine, iklim krizine, artan şiddete, ayrımcılığa, emniyetsizliğe karşı kapsayıcı, katılımcı ve dönüştürücü bir eşitlik, özgürlük, barış, hak ve adalet söylemi ve siyaseti geliştirmek. Temel iddiamız ve bizleri bir araya getiren ortak ilkemiz ise net: Eşit, adil ve yaşanabilir bir dünyanın en temel ve gerekli koşulu, hayvanların yaşam haklarının korunması."

HAYVAN HAKLARI İÇİN DESTEK ÇAĞRISI

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, hayvan hakları için mücadele çağrısında bulunarak "Bizler, tüm ayrımcılık biçimleriyle olduğu gibi, hayvanlara uygulanan ayrımcılıkla da mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Biliyoruz ki ayrımcılık ayrımcılığı, hak mücadelesi ise adaleti ve eşitliği besler. Haklar birbirinden ayrılamaz ve gerçek barış yeryüzünün ve içinde yaşayan bütün canlıların özgürleşmesi ile sağlanabilir. Bu yüzden bütün hak savunucularını, eşit ve adil bir yaşamı hayal eden her bir bireyi, hayvan hakkı yasasının hayvanlar lehine değişmesi için verdiğimiz mücadelede desteğe davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

18 TALEP AÇIKLANDI

Öte yandan Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi "Vekillerimize hatırlatıyoruz: Hayvanların yaşam hakkının tanınması ve korunması ancak, kamuoyunun taleplerini yansıtan aşağıdaki değişikliklerle mümkün olacaktır" diyerek taleplerini sıraladı: 1) Hayvanlar, Kanun önünde mal ya da eşya olarak değil, “doğuştan gelen haklara sahip ve duyguları olan hissedebilen bireylerdir” olarak tanımlanmalıdır. Yaşam hakları derhal anayasal güvence altına alınmalıdır. 2) TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da tavsiye edildiği üzere, mevcut yasadaki “sahipli – sahipsiz hayvan” ayrımı kaldırılmalıdır. Ayrıca  mal statüsüne ve mülkiyet ilişkilerine işaret eden “sahipli” hayvan ve genellikle sokak hayvanlarını nitelemek için kullanılan “sahipsiz hayvan” ifadelerinin kaldırılmalıdır. Hayvanların toplum içinde yaşayan, kamusal alanı paylaşan, vatandaşlar olarak korunan, beslenen, bakım gören, hakları da korunması gereken varlıklar olduğu tarihsel gerçeğiyle uyumlu ifadeler kullanılmalıdır. 3) Hayvana yönelik gerçekleşen öldürme, zalimce davranış, işkence, cinsel şiddet, hayvan dövüştürme, bir hayvan neslini yok etme fiillerine, ertelemesiz ve indirimsiz hapis cezası yaptırımı getirilmeli, ceza alt sınırı 3 yıl olarak belirlenmelidir. Hayvana şiddet içeren fiiler için ceza miktarı belirlenirken Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddesi kapsamında takdiri indirim yapılmamalıdır. 4) Hayvana şiddet içeren fiiller, Tarım ve Orman Bakanlığı ile belediye görevlileri ve hayvana bakmakla yükümlü olan kişiler tarafından gerçekleştirilirse, bu durum “nitelikli hal” kabul edilerek ağırlaştırılmış ceza uygulanmalıdır. 5) Hayvanlara yönelik hak ihlâllerinin soruşturulması konusunda cumhuriyet savcıları re’sen yetkili kılınmalıdır. Böylece hayvana yönelik şiddet fiilleri için soruşturma açılması, herhangi bir kişinin ya da kurumun şikayeti şartına bağlanmamalıdır; vatandaşın şikayet hakkı ellerinden alınmamalıdır. 6) Bakımevlerinde rehabilitasyon süresini tamamlayan ve yuvalandırılamayan hayvanlar alındıkları noktaya bırakılmalıdır. Mevcut 5199 Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi aynen korunmalıdır. Bu maddenin değiştirilmesi hayvanların ormanlara, dağ başlarına, bilinmeze gönderilmesi, halihazırda gözden ve insandan uzak yerlere atılmaların resmi hale getirilmesi demektir. 7) Sorumluluğunu aldığı hayvanı terk eden kişiye en az 10.000 TL idari para cezası uygulanmalı, bu kişilere bir daha bir hayvanın sorumluluğunu alma izin verilmemelidir. 8) Evcil ve egzotik hayvan üretimi, ticareti ve satışı yasaklanarak suç kapsamına alınmalı ve failler 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılmalıdır. 9) “Yasaklı ırk” ve “tehlikeli ırk” tanımları, listeleri kaldırılmalıdır. Halihazırda barınaklarda müebbet hapse mahkum edilen ve ziyaretçilere kapalı olan bölmelerde tutulan bu köpekler rehabilite edilmeli ve aile yanına yuvalandırılmalıdır. 10) Nesli tükenen türleri, endemik türleri ve “av hayvanı” olarak tanımlanan pek çok yaban hayvanını zevk, hobi ve spor adı altında katletmeyi hedefleyen avcılık ve av turizmi tamamen yasaklanmalıdır. Çünkü av cinayettir; yasalarla meşrulaştırılamaz. 11) Hayvanlar için müebbet hapis ve işkence merkezi anlamına gelen hayvanat bahçeleri ve yunus parkları kapatılmalı ve yasaklanmalı, TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da tavsiye edildiği üzere yenilerinin açılmasına izin verilmemelidir. Yeni hayvan alımlarının önüne geçmek amacıyla hayvan ithalatına da yasak getirilmelidir. 12) Hayvanlı kara sirklerinin ve hayvan gösterilerinin hiçbir çeşidinin kurulmasına ya da ülkeye girişine izin verilmemelidir. 13) Hayvan dövüşleri, güreşleri ve yarışları istisnasız bir şekilde yasaklanmalı, faillere ağır yaptırımlar getirilmelidir. 14) Hayvan deneyleri yasaklanmalı, hayvan kullanılmayan bilimsel metotlara hızla geçilmelidir. 15) Atlı faytonlar ve at arabaları, İstanbul’da olduğu gibi Türkiye’nin diğer illerinde de yasaklanmalı; hayvanların yük taşımak amacıyla kullanılmasına son verilmelidir. 16) TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da tavsiye edildiği gibi hayvanlardan kürk elde etmek, yurtdışından ülkeye işlenmiş ya da işlenmemiş halde kürklerin girişini sağlamak, kürk elde etmek için hayvan yetiştirmek/üretmek kesinlikle yasaklanmalıdır. 17) Çiftlik hayvanları diye tanımlanan ancak hissedebilen bireyler olan hayvanların öldürüldüğü ve sömürüldüğü tesislere 7/24 kamera zorunluluğu getirilmelidir. Bu hayvanların, kesim merkezlerinde yaşadıkları zulüm gözler önüne serilmelidir. 21. Yy için utanç kaynağı olan canlı hayvan ticareti yasaklanmalıdır. 18) Her sene yüzlerce kuşu öldüren, patlama riski nedeniyle insan hayatı için büyük tehlike arz eden, gürültü ve çevre kirliliğine sebep olan, insan ve hayvan sağlığına zarar veren havai fişekler yasaklanmalıdır.