Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, eski ATO Başkanı Sinan Aygün arasında TOGO kuleleriyle ilgili başlayan tartışmaya dair "Aygün’ün '25 milyon rüşvet istendi' iddiası elinde patladı. Özellikle hepimizi zan altında bıraktı." dedi.

Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi'ye konuşan Yavaş, Aygün'ün ısrarlı görüşme talebinin olduğunu ancak kendisinin bu talebi kabul etmediğini söyledi. Yavaş şöyle devam etti: "Çünkü elimizde bir mahkeme kararı var. Onun bize ne söyleyeceği belli. Israrlı bir şekilde kendinin haklılığını anlatacak."

'AK Partilileri, MHP’lileri bana bırakın’ diyor'

Sinan Aygün'ün CHP dışında diğer partililerle de temas kurduğunu söyleyen Yavaş, "Hatta diyor ki Cumhuriyet Halk Partililere ‘Siz bu işi halledin, AK Partilileri, MHP’lileri bana bırakın’ diyor. İYİ Partili bir meclis üyemizi bir yüksek yargıç arıyor ve bir tehdit gönderiyor. ‘Mansur Yavaş eğer bunu istinafa götürmezse ceza alır’ diyor. Yani dolayısıyla görüşecek bir konu yok. Biz kararımızı zaten baştan verdik. Bütün arkadaşları ikaz ettik. Bir mahkeme kararı var. Biz buna uymak zorundayız." diye konuştu. Yavaş, "Saat 17.00’de istinaf mahkemesine yapılan başvuruyu saat 17.45’te neden çektiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Biz o gün belediye meclisi toplantısındayız. Şikâyet dilekçesinin bir yerinde diyor ki ‘Ben gündüz vakti hukuk müşavirini aradım, ‘Ne yaptınız?’ diye sordum. Dedi ki bana, ‘Bizim belediye başkanımız kesinlikle istinafa gidilmemesi yönünde talimat verdi’ diyor. Bunu biliyor. ‘Ben bunun üzerine Mansur Yavaş’a ulaşmak istedim, ulaşamadım’ diyor. Benim bu talimatıma rağmen 1. Hukuk Müşavirvekili Saraynaz Karahan, ne olur ne olmaz genel sekretere onaylatamadık diye, orası biraz karanlık, siz anlarsınız ne demek istediğimi, o gidiyor, istinaf ediyor. Benim meclis toplantısından gelir gelmez bilgim oluyor. Yanımda tanıklar var, ağzıma geleni saydırdım, ‘Sen benim talimatımı nasıl yerine getirmezsin, tersine davranırsın’ diye. Hemen anında görevden alıyorum ve anında da teftişe sevk ediyorum. O da o korkuyla gidiyor, istinaftan vazgeçiyor. Hukuk müşaviri hakkında da soruşturma devam ediyor. Yapmayacaktı, benim talimatıma rağmen. Avukat Mehmet Ali Alan, aynı davada hem Sinan Aygün’ün avukatı, hem belediyenin avukatı, hem TOGO’nun avukatı Mimarlar Odası’na karşı. Burada bir menfaat çatışması her zaman olur. Oldu işte neticede. Ben gitmedim. Birincisi, bu suç. İkincisi, Sinan Aygün’ün nisan ayında verilen mahkeme kararından haberi var. Bizim haberimiz yok. Bizim ta temmuz ayında hukuk müşavirinin avukat Mehmet Ali Alan’a sorması sonucunda haberimiz oluyor. Mehmet Ali Alan’a da 20 veya 22 Mayıs’ta tebliğ ediliyor. Duyurmuyor bize" diyerek sözlerine devam eden Yavaş, Aygün’ün "25 milyon rüşvet istendi" iddiasının 'elinde patladığını' savundu.

'ELİNDE PATLADI'

Yavaş şöyle devam etti: "Elinde patladı. Verdiği dilekçede ‘Benden şahıslarına para istediler’ demiyor. Böyle bir para istendi mi, istenmedi mi, istendiyse ne için, bunu söylemiyor. Özellikle hepimizi zan altında bıraktı. Ve şimdi de açıklıyor, ‘Benden okul için istediler’ diyor. Okul için isterken zorla isteme yok ki. Zaten eski plan notunda 32 derslik bir okul yapacağına söz vermiş. ‘Abi bunu bile yapmamışsınız’ diyorlar. Onu da kalkıyor ‘Kaç paradır bir okul ya’ falan filan derken, bunu bu şekilde konuşturuyor. Kayıt altına alması da yanındaki ortakların taktiği eğer kayıt varsa. Dün arkadaşlar ısrarlı bir şekilde açıkladı. ‘Bizim korktuğumuz bir şey yok, açıklamazsan şöylesin böylesin’ dediler. Açıklamıyor da." Belediye meclis üyelerinin Aygün'ün belediye meclisi üyesi kardeşi Sibel Aygün'le bir araya geldiğini aktaran Yavaş, "Meclis üyesi zaten sık sık ziyaret eder, bunlar eskiden beri meclis üyesi oldukları için. O gün yine aynı şekilde ziyarete gitmişler. Hatta tahmin ediyorum, Sibel Hanım kendi davet etmiş. Çünkü dönüşte de orada Sinan Aygün bana küfür etmeye başlayınca rahatsız olmuşlar, çıkmışlar. Sibel Aygün getirmiş ve aynı araçla da dönmüşler zaten. Küfür etmiş. Ondan sonra ‘Ben’ demiş ‘Recep Tayyip Erdoğan’la uğraştım, Melih ile uğraştım, Mansur kim oluyor’ demiş."

'KAYYUM DEDİKODUSU YAYIYORLAR'

Görüşmeden sonra kendisine bilgi verilmediğini, "Ne oldu, işin aslı ne?" diye sorduktan durumdan haberdar olduğunu aktaran Yavaş, özellikle 'kayyum' dedikodusunun yayıldığını savundu. Yavaş sözlerini şöyle bitirdi: "Benim böyle bir endişem yok. Yaydılar özellikle. Çünkü seçildiğimden beri bazı çevreler yayıyorlar kendi kendilerine. Seçimin bittiğinden hâlâ haberleri yok. Kılıçdaroğlu'na durumu ilk günden beri duyurdum. ‘Böyle bir mahkeme kararı var ve biz bunu uygulayacağız, bilginiz olsun. Mutlaka size gelecektir bir şekilde. Israrcı da olacaktır ama bizim şeyimiz net’ dedim. Sayın Genel Başkan da ‘Hukuk neyse gereğini yaparsın, sen zaten hukukçusun’ dedi, başka bir şey de söylemedi."

ALAN'IN SÖZLEŞMESİ İPTAL EDİLDİ

Selvi, Yavaş'tan sonra avukat Mehmet Ali Alan'la görüşmesini aktardı: "Doğru. Üçünün de avukatıyım” dedi. 'Peki sizin yaptığınız doğru mu?' diye sordum. Mehmet Ali Alan, bunda bir sorun görmediğini, çünkü Ankara Büyükşehir Belediyesi, Sinan Aygün ve TOGO’nun menfaatlerinin aynı yönde olduğunu, zıt yönde olsa davayı alamayacağını söyledi. Mehmet Ali Alan, 26.12.2016 tarihinde TOGO ve Sinan Aygün’ün, bir gün sonra ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın vekâletini üstlendiğini ifade etti. Alan, 11 Nisan 2019 tarihinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5’inci İdare Dava Dairesi’nin yürütmenin durdurulması kararını reddettiğini, 30 Nisan tarihinde ise hukuk müşavirliğinin sorusu üzerine 10 Mayıs 2019 tarihinde davanın geldiği aşamayı bildirdiğini söyledi. Kararın kendisine tebliğ edilmesinden sonra ise 11 Temmuz 2019 tarihinde belediyenin isteği üzerine kararı avukat Gamze Zorapoğlu’na WhatsApp’tan gönderdiğini söyledi. Avukat Alan, davanın sonucu hakkında belediyeyi neden bilgilendirmediğini, neden ancak belediyenin sorması üzerine yanıt verdiğini ısrarla sormam üzerine, böyle bir zorunluluğunun olmadığı yanıtını verdi. Dün itibarıyla, Alan’ın avukatlık sözleşmesi Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından iptal edildi."