Haber: Azime Bali
İnsanlık tarihinin en trajik olaylarından biri olan Halepçe Katliamı, bugün 37. yıl dönümünde anılıyor. 16 Mart 1988 tarihinde, Irak’ın kuzeydoğusundaki Halepçe kasabasında, Saddam Hüseyin rejimi tarafından gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısı, binlerce sivilin yaşamını yitirmesine neden oldu ve uluslararası toplumda derin bir etki bıraktı.
Saldırı, İran-Irak Savaşı’nın (1980-1988) son dönemlerinde, Irak Ordusu’nun Kuzey Cephesi Komutanı Ali Hasan el-Mecid’in yönetiminde gerçekleştirildi. “Kimyasal Ali” olarak bilinen el-Mecid’in talimatıyla, sekiz MiG-23 uçağı tarafından kasabaya hardal gazı, sarin ve VX gibi kimyasal maddeler içeren bombalar atıldı. Resmi kaynaklara göre, olayda 3.200 ila 5.000 sivil hayatını kaybetti; 7.000’den fazla kişi ise ciddi şekilde yaralandı. Kimyasal maddelerin yol açtığı uzun vadeli etkiler, bölgede kanser vakaları, doğumsal anomaliler ve çevresel tahribat gibi kalıcı sonuçlar doğurdu.
Halepçe Katliamı, Saddam Hüseyin rejiminin 1986-1988 yılları arasında Kürt nüfusa yönelik yürüttüğü El-Enfal Harekâtı’nın en dramatik safhalarından biri olarak tarihe geçti. İran ordusu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne bağlı Peşmergeler’in kasabayı ele geçirmesinin ardından düzenlenen bu saldırı, askeri bir operasyondan ziyade sivil halkı hedef alan sistematik bir yok etme girişimi olarak değerlendiriliyor.
Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, 1 Mart 2010 tarihinde katliamı soykırım olarak tanıdı. Norveç, İsveç, Birleşik Krallık ve Hollanda gibi ülkelerin parlamentoları da olayı insanlığa karşı suç kapsamında kınayan kararlar aldı. Türkiye’de ise katliamın soykırım olarak tanınmasına yönelik geçmişte çeşitli öneriler gündeme gelmiş, ancak henüz resmi bir karar alınmamıştır.
Bugün, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve dünyanın farklı bölgelerinde Halepçe Katliamı’nda yaşamını yitirenler için anma etkinlikleri düzenleniyor. Hayatta kalanlar ve tanıklar, olayın yarattığı yıkımı paylaşırken, insan hakları örgütleri, benzer felaketlerin önlenmesi için uluslararası topluma daha etkili önlemler alma çağrısında bulunuyor. Halepçe, yalnızca bir kasaba olmanın ötesinde, insanlık tarihindeki acı bir dönüm noktası olarak hafızalarda yerini koruyor.