TBMM'de kabul edilen düzenleme ile UNESCO'nun dünya mirası listesine girmek için gerekli olan 10 kriterden 9'unu karşılayan 12 bin yıllık tarihi kent Hasankeyf'in sular altında kalmasına onay çıktı.

"Taşınması mümkün olmayan tarihi eserler sular altında kalacak"

Buna göre, Dicle Nehri üzerinde inşa edilen Ilısu Barajı nedeniyle Hasankeyf'teki yerleşim alanı daha üst bölgelere taşınacak. Taşınmaz tarihi eserler ise sular altında kalacak.

Muhalefet tepki gösterdi

Yasanın görüşmeleri sırasında muhalefet milletvekilleri, tarihi kentte bulunan ibadethaneler, mezarlar ve daha kazı çalışması yapılmamış alanların sular altında bırakılmasına tepki gösterdi ancak, maddenin yasalaşmasını engelleyemedi.

"Hasankeyf, Mezopotamya'da insanlığın yerleşik hayata geçtiğinin en belirgin örneğidir"

Düzenlemeye tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci, "Hasankeyf Mezopotamya'da insanlığın yerleşik hayata geçtiğinin en belirgin örneğidir" diye konuştu. Yedekçi tepkisini şu ifadelerle sürdürdü: "Hasankeyf'i birinci derece sit alanı yapan en önemli özellik bir bütün içerisinde mağaralar, kalenin tarihî dokusu, ibadethaneler ve burada yaşayan atalarımızın mezarları ve kazı çalışmaları daha bitmemiş, gün ışığına çıkmayı bekleyen binlerce tarihî eserin burada yer almasıdır. Sular altında kalacak olan binlerce mağaranın taşınması zaten söz konusu değildir. Zeynel Bey Türbesi'nin ise dış cephesindeki mozaik kaplamalardan dolayı eski özelliğini koruyamayacağı için sökülüp tekrar montajı imkânsızdır. Ray sistemiyle taşınması durumunda ise kot farkı çok olduğundan sarsıntılarla türbenin kesinlikle yıkılacağı ortadadır. Bir yapının planını yapmadan önce bireyin yaşadığı coğrafyadaki kültürel değerler, gelenekler, dinî değerler ve kültürel mekânlar gözetilmelidir; aksi hâlde, plan işlevsizdir. Bu kural dünyanın her yerinde, planlama bazında, her kurum ve kuruluş için geçerlidir.

"Hasankeyf'in sular altında bırakılması insanlık suçudur"

UNESCO'nun 10 kriterinden 9'unu yerine getiren Hasankeyf'in sular altında bırakılması insanlık suçudur. Hasankeyf'te 60 yıl ömürlü baraj 12 bin yıllık tarihe tercih edilmemelidir. Barajın havzasının bulunduğu alanlardan gelecek kil, silt gibi malzemelerin 'ölü hacim' diye tabir ettiğimiz baraj altı kotunu doldurması sonucunda baraj ömrü tükenmekte ve atıl duruma gelmektedir."

"Baraj yapımı Anayasa'ya aykırıdır"

HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ise Hasankeyf yerleşim biriminin 12 bin yıllık bir geçmişi olduğunu belirterek, burada barajın yapımının anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Aslan, Anayasa'nın 63'üncü maddesinde 'Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır' yazdığını hatırlattı.

"Hasankeyf Hazreti Ömer'in bize emanetidir"

Kanuna, Anayasa'ya uymayan girişimleri terörist girişimler olarak niteleyen Aslan, "60 yıl sonra düşünün torunlarımız -hani 60 yıllık bir enerjiden söz ediyoruz ya- enerjiyi de görmeyecekler, Hasankeyf'i de görmeyecekler. Dolayısıyla, 12 bin yıllık bir tarih katledilmiş oluyor. 20-30-50 yıl sonra mı bilmiyorum ama bu 60 yıllık sürede elde ettiğimiz gelirden daha büyük bir para harcayıp bu sefer diyeceğiz ki 'Şu suların altında bir tarihî antik kent vardı, gelin onu çıkaralım.' Nasıl ki şimdi Avrupa'da bazı denizlerin altında, bazı batak suların, barajların altında büyük paralar harcanarak tarihlerine ulaşmaya çalışıyorlarsa bizde bunu yapacağız çünkü o su, o enerji bir şekilde elde edilebilir, en basitinden güneş enerjisi. Batman ve Urfa Türkiye'de yılda en çok güneş enerjisi alan iki ilimiz arasında gelmektedir. Alternatif enerji yolları tüketilerek sözü edilen enerjilere ulaşılabilir. Bu Hasankeyf Hazreti Ömer'in de bize bir emanetidir. Sular altında bırakalım diye bize emanet etmemiş, bunun hesabını Hazreti Ömer de size soracak." şeklinde konuştu.

(dokuz8HABER/Ajanslar)