HDP'nin Edirne ve Hakkari'den Ankara'ya yapacağı yürüyüşe polisler izin vermiyor. Hem Hakkari hem de Edirne HDP il teşkilatları polis ablukasına alındı.

HDP’nin 1 Haziran’da açıkladığı “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında bugün Edirne ve Hakkari olmak üzere iki koldan Ankara’ya başlaması planlanan “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü” öncesi partinin Edirne İl Örgütü binası ablukaya alındı. Parti binasının önü ve çevresinde çok sayıda polis konumlandırıldı.

EDİRNE'DE EŞ BAŞKAN PERVİN BULDAN VAR

ETHA’nın haberine göre, HDP milletvekilleri ve yöneticileri, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da katılımıyla 12.00’de bir açıklama yapmak için bekleyen kitleyi polis dağıtmaya çalıştı. Cafelere giren polis, oturan HDP’lileri dışarı çıkarmak istedi. https://twitter.com/dokuz8haber/status/1272458827372400641

HDP’nin yürüyüşü öncesinde gözaltına alınan 9 kişi serbest bırakıldı

HDP’nin bugün Edirne ve Hakkari’den başlatacağı ‘Demokrasi Yürüyüşü’nün Silivri’de başlatılması planlanan kolunda 9 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların 3'ü alanda, 6'sı ise ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı

 

PERVİN BULDAN: YÜRÜYÜŞLERİMİZDEN ASLA GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

HDP, Ankara’ya başlatacağı “Darbeye karşı demokrasi yürüyüşü”nün Edirne kolu için İstanbul’un Silivri ilçesinde bulunan Silivri Alışveriş Merkezi önünde bir araya geldi. Eş Genel Başkan Pervin Buldan burada partililerin katılımıyla açıklama yaptı.

"DARBEYE KARŞI YÜRÜYÜŞ YAPIYORUZ"

Yürüyüşün darbeye karşı bir yürüyüş olduğunu belirten Buldan, "Asla bizi kararlı yürüyüşümüzden geri adım attıramayacaktır. Biz bu kadar değiliz. Biz binleriz, milyonlarız. Türkiye'nin bir çok kentine giriş ve çıkışları yasaklayarak, Anayasaya aykırı bir şekilde meşru olmayan demokratik olmayan kararlar aldınız. HDP'yi asla halkla buluşturmamak için aldığınız tedbirler, halkımızla bir araya gelmemize engel olamayacaktır. Bugün o kararlar alınmamış olsaydı, bugün Edirne'den milyonlar, binlerle uğurlanmış olacaktır. Edirne'de milyonların temsilcisi var. Edirne başta olmak üzere, birçok cezaevinde milyonların temsil ettikleri milletvekili ve belediye eşbaşkanları var. İşte bu gün bu darbeye karşı demokratik yürüyüş, başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere cezaevlerinde olan tüm arkadaşlarımıza yönelik demokratik yürüyüştür. Haksız bir şekilde tutuklananlara ilişkindir" diye konuştu.

"BU ÜLKEYE BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK GELENE KADAR BU YÜRÜYÜŞ DEVAM EDECEK"

"Bu yürüyüş sadece Demirtaş ve Yüksekdağ için değildir" diyen Buldan, yürüyüşün aynı zamanda Türkiye halklarının geleceğine dair olduğunu vurguladı. Buldan, şöyle devam etti: "Barış içerisinde özgürlüklerle, demokrasiyle bir arada yaşamasına dairdir. Barış, demokrasiden, Demirtaş'tan, Yüksekdağ'dan bu kadar korkulmaz. Onlar milyonların iradesidir. Bu yürüyüş aynı zamanda Osman Kavala içindir. Bugün AKP hükümeti tarafından açlığa, yoksulluğa, sefalete maruz bırakılan milyonlar içindir. Bu yürüyüş devam edecektir. Bu ülkeye barış, özgürlükler, demokrasi gelene kadar bu yürüyüş devam edecektir." https://twitter.com/imchaber24/status/1272436088574038016?s=20

HAKKARİ'DE GİRİŞ ÇIKIŞLAR KAPATILDI

Hakkari'de ise HDP'nin diğer eş başkanı Mithat Sancar bulunuyor. Sancar ve HDP'li milletvekillerinin yürüyüşlerine izin verilmiyor. HDP'li milletvekilleri yaşananları sosyal medya hesaplarından paylaştı.

MİTHAT SANCAR'DAN AÇIKLAMA

Yürüyüş öncesi parti binası önünde açıklamalarda bulunan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, polis ablukasına tepki göstererek, "Bir araya gelmemize bile izin vermiyorlar. Ancak biz yürekten bağlıyız. Kimse birliğimizi bozamaz. Yüreklerde de sokaklarda da birlikte olacağız" dedi. "Yüreklerimiz bir, halkımızla aramıza hiç kimse duvar öremez" diyen Sancar, "Hiç bir güç imkan ve ihtimal yaratamaz. Bizim yürüyüşümüz darbeye karşı demokrasi yürüyüşüdür. Darbecilik, halkın iradesini gasp etmektir. Halkı zulüm altına almaktır. Darbe sadece tankla, topla yapılmaz. Darbe yargıyı kullanarak, iktidarın imkanlarını kullanarak da yapılır. Her darbecinin ilk işi halkın iradesini gasp etmektir" diye konuştu.

"BU İKTİDAR DA AYNI DARBE YÖNTEMLERİNİ KULLANIYOR"

12 Eylül ve 27 Mayıs darbelerini hatırlatan Sancar, "Bu iktidar da aynı yöntemleri kullanıyor. Yargıyı kullanıyor, iktidarın imkanlarını kullanıyor. Bunun da adı siyasi darbedir. Darbecileri en çok korktuğu özgürlüktür. Önce halkın iradesini gasp ederler, hemen özgürlükleri yok ederler. Yürüme hakkımız, mevcut Anayasa'dan kaynaklanıyor. Halkımız sağlığı bizim için çok değerlidir. Sağlık şartlarını iktidardan önce düşünüyoruz. Eğer gerçekten pandemi iktidarın sorunu olsaydı, en başta halkın sağlığını koruyacak düzenlemeleri düşünürdü. Şimdi bizim demokratik haklarımızı kullanmamız söz konusu olduğunda pandemiyi bahane ediyor" şeklinde konuştu.

"HUKUK TANIMAMAK DARBECİLİKTİR"

Sancar, konuşmasına şöyle devam etti: "Eğer Anayasa'nın tanıdığı hakkı uygulatmıyorsa bu darbeciliktir. Hukuk tanımamak, Anayasayı tanımamak darbeciliktir. HDP demokratik siyasette her şart altına var olmayı kafasına koymuştur, ruhuna yerleştirmiştir. Siyasetle, demokrasiyle ülkenin özgürlük, Kürt sorununu çözmek için buradayız. Onun için siyasetteyiz, ama iktidar siyaseti de boğmak istiyor. Siyaseti boğmak isteyen her anlayış darbecidir. Halkın sorunlarını bir kenara bırakın, yandaşa rant, iktidarını devam ettirmek için hedefleri, kendi varlık meselesi haline getiren iktidar, demokrasiyle hiç bir alakası olmayan anlayıştır. Bu yürüyüş demokrasi yürüyüşüdür. Demokrasinin vazgeçilmez şartı halkın iradesine sahip çıkmaktır. Kayyım politikası en büyük darbedir. Hakkari halkı belediye başkanlarını yüzde 65 oyla seçti. Belediyeye el koymak, kendi memurunu belediyenin başına getirmek, Hakkari halkının iradesini yok saymaktır. İşte biz bu iradeyi korumak için buradayız.

"GÜVEN VE ENİS BERBEROĞLU İÇİN YÜRÜYÜYORUZ"

Bir halkın iradesine saldırmak, onun haysiyetini hedef almak demektir. Burada, Van'da, Diyarbakır'da, Iğdır'da, Kürt halkının iradesini yok sayan bu kayyım politikası, aynı zamanda Kürt halkının haysiyetine saldırıdır. Bu mücadele Kürt halkının haysiyet mücadelesidir. Kürtçeyi belediye hizmetlerinden çıkarmak, kısaca Kürtçeye saldırıdır. Bir halkın diline saldırmak, haysiyetini hedef almaktır. Dilimize, kimliğimize sahip çıkma mücadelesi her şeyden önce bir haysiyet mücadelesidir. Bu yürüyüşümüz adalet içindir. Yargıyı muhalefeti tasfiye etmek için kullanan iktidar, adaleti yelteniyor. Bir toplumu çürütebilecek, siyaseten, ahlaken çürütebilecek en önemli şey adaleti yok etmektir. Biz adalet için buradayız. Haksız ve hukuksuz yere milletvekillikleri düşürülen Leyla Güven için, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu için yürüyoruz. Haksız hukuksuz yere rehin olarak tutulan önceki dönem Eş Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, Abdullah Zeydan, Gültan Kışanak, hapiste tutulan bütün gazeteciler için, aydınlar için yürüyoruz. Osman Kavala için yürüyoruz. Hapiste haksız yere tutulan basın emekçileri için yürüyoruz. https://twitter.com/HDPgenelmerkezi/status/1272448649948131328?s=20 https://twitter.com/MuratCepniHDP/status/1272438579025846273?s=20 https://twitter.com/Sdk56hdp/status/1272438541524578304?s=20