Bugüne kadar HIV ile yaş alma/HIV ile yaşlanma konusunda yapılan araştırmalar, çoğunlukla yaşlanma sürecinin HIV ile yaşayan insanlardaki etkilerine sonuçlarına odaklandılar. Amerika’nın Los Angeles eyaletinde bulunan Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) yapılan bir araştırma ise konunun başka bir boyutuna odaklanıyor; acaba HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) yaşlanmayı hızlandırıyor olabilir mi?Sonuçları iScience Dergisinde yayınlanan araştırma kapsamında HIV pozitif (erkek) katılımcılardan alınan kan örnekleri, HIV negatif katılımcılardan alınan örneklerle karşılaştırıldı. Birçok farklı yaşlanma kriteri üzerinden yapılan karşılaştırmanın sonuçları ise ilginç; HIV ile yaşayanlar özellikle HIV ile enfekte olmalarını takip eden ilk 3 yıl içinde 2 ile 5 yıl arasında daha hızlı yaşlanıyorlar. Bir başka ifadeyle 30 yaşında HIV ile enfekte olmuş birisi 33 yaşına geldiğinde, kendisi ile aynı yaştaki bir HIV negatife kıyasla 2 ila 5 yıl oranında daha fazla yaşlanmış (görünüyor/yaşlanmanın fiziksel etkisini) hissediyor olabilir.
Araştırmayı konu edinen makalenin şef yazarı, *Psikonöroimmunoloji Uzmanı Elizabeth Crabb Breen “Çalışma, HIV ile enfekte olmayı takip eden ilk aylarda bile, virüsün DNA düzeyinde hızlandırılmış bir yaşlanma sürecini harekete geçirdiğini gösteriyor. Bu da HIV pozitifliğin olabilecek en erken aşamalarda tespitinin önemi kadar yeni HIV bulaşlarını henüz oluşmadan önlemenin değerini de vurguluyor’’ diyor. Yani evet, erken tanı ve hızlı tedavi başlangıcı her zamanki kadar önemli ama odaklanılması gereken esas konu virüs ile enfekte olmamak. Bu da sadece bu alanda çalışan aktivistlerin, sivil toplum kuruluşlarının, hekimlerin, devletin değil, en başta kişinin kendi çabası, kendi sağlığına değer vermesi ve özen göstermesi ile mümkün olabilecek bir şey.
Araştırma kapsamında yarısı HIV pozitif yarısı HIV negatif toplam 204 kişiden kan örnekleri alındı ve bu örnekler belli bir süre sonra çeşitli kan testlerine tabi tutularak, yaşlanmanın etkileri açısından önemli göstergeler olan **epigenetik ve ***metilasyon döngüsü gibi belirleyici açılardan karşılaştırıldı.
Karşılaştırmanın sonuçları ise şaşırtıcı; HIV pozitif kişiler özellikle HIV ile enfekte olmalarını takip eden ilk 3 yıl içinde, yaşlanmanın etkisini daha fazla hissediyorlar ve 2 ile 5 yıl arasında daha hızlı yaşlanıyorlar. Bu çıktıyı doğrulamak için tahlillere tabi tutulan 102 kişlik kontrol grubunda ise hızlı yaşlanma olarak değerlendirilebilecek hiçbir gösterge yoktu.
- Peki bu araştırma ne işe yarayacak?
Bence en önemli ve cevabıyla en çok ilgilenilen soru bu. Çünkü HIV ile yaşayan ve bu yazıyı okuyan birisi ‘’demek ben daha hızlı yaşlanacağım’’ diye düşünüp karamsarlığa kapılabilir.
Kapılmasınlar.
Çünkü; her şeyden önce, araştırma ekibinin de söylediği gibi bu sadece 204 kişi ile yapılmış küçük bir çalışma. Ayrıca bu 204 kişinin tamamı erkek ve bu kişiler sadece belli bir bölgeden seçilmişler. Yani ne biyolojik, ne bölgesel, ne ekonomik, ne etnik vb. farklılıklar kapsanmamış. Dolayısıyla bu sadece bir başlangıç verisi.
Çalışmadan elde edilen ilk veriler, aynı çalışmayı daha kapsayıcı bir biçimde yapmak için kullanılacak ve her iki çalışmadan elde edilecek veriler HIV ile yaşayan bireylerde yaşlanma etkilerinin kolayca yönetilmesini sağlayacak yeni nesil ilaçlar ve tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesinde kullanılacak.
Ayrıca sağlıklı beslenme, düzenli uyku, düzenli spor, stres yönetimi gibi basit yaşam biçimi değişiklikleri ile yaşlanma süreçlerin başarıyla yönetmenin ve hatta yaşlanmanın etkilerini tersine çevirmenin mümkün olduğu da hepimizin her daim aklında olmalı.
Yeni ilaç, yeni tedaviler hakkındaki tüm HIV bilimi çalışmalarını düzenli olarak takibe ve kayda değer gelişmeleri Türkiye HIV topluluğuyla ve tüm ilgilileriyle paylaşmaya devam edeceğim. Takipte kalın.