Azime Bali

İnsan Hakları Derneği (İHD) Dokümantasyon Merkezi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin detaylı bir bilgi notu yayımladı. Raporda, sürecin Türkiye genelinde yaygın insan hakları ihlallerine yol açtığına dikkat çekilerek, ifade özgürlüğü, barışçıl toplanma hakkı ve basın özgürlüğü gibi temel hakların ciddi şekilde kısıtlandığı vurgulandı.

Dört İlde Eylem ve Etkinlik Yasakları

Rapora göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul, Ankara, İzmir ve bir diğer ilde valilik kararlarıyla her türlü eylem, etkinlik ve gösteri yasaklandı. Türkiye’nin en yüksek nüfuslu üç büyükşehirde (İstanbul, Ankara ve İzmir) bu yasakların 27 Mart 2025 tarihi itibarıyla devam ettiği belirtildi. Bu durum, Anayasa ile güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkının sistematik bir şekilde ihlal edildiği yönünde endişelere yol açtı.

Gözaltı ve Tutuklamalarda Yüksek Rakamlar

İHD’nin verilerine göre, İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası başlayan ev baskınları ve toplumsal gösteriler sırasında toplamda en az 1.879 kişi gözaltına alındı, 260 kişi ise tutuklandı. Gözaltına alınanlar arasında çocuklar da bulunuyor; İstanbul’da 20’si çocuk olmak üzere en az 622 kişi, Ankara’da ise en az 262 kişi gözaltına alındı. Ayrıca, 468 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Tutuklamalar arasında İmamoğlu’nun yanı sıra üç belediye başkanı da yer alıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları görevden alınırken, Şişli Belediyesi’ne kayyım ataması yapıldı. Bu adım, yerel yönetimlere yönelik siyasi müdahalelerin bir devamı olarak değerlendiriliyor.

İşkence ve Kötü Muamele İddiaları

Raporda, polisin protestolara müdahalesi sırasında çok sayıda kişinin işkence ve kötü muamele niteliğindeki uygulamalara maruz kaldığına dikkat çekildi. Kaba dayak, yakın mesafeden gaz kapsülü ve basınçlı su kullanımı, ters kelepçe ve çıplak arama gibi uygulamalar belgelendi. Özellikle Ankara’da yedi kişiye çıplak arama dayatıldığı ifade edildi. Bu tür uygulamalar, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme gibi uluslararası anlaşmalara aykırılık teşkil ediyor.

Basın Özgürlüğüne Yönelik Baskılar

Protestoları takip eden basın mensupları da yoğun baskıya maruz kaldı. Rapora göre, en az 14 gazeteci gözaltına alındı; haklarında tutuklama kararı verilen yedi gazeteci, yapılan itirazlar sonucu serbest bırakıldı. Ayrıca, protestoları yayınlayan radyo ve televizyon kanalları, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı’nın açıklamalarıyla “kapatma tehdidi” ile karşı karşıya kaldı. Bu durum, basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendirildi.

Sendikal Haklara Müdahale

Üniversite öğrencilerinin ders boykotuyla dayanışma amacıyla bir günlük iş bırakma kararı alan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de hedefteydi. Raporda, sendika yöneticileri hakkında soruşturma başlatıldığı, ifadeleri alınan yöneticilere iki haftalık ev hapsi ve adli kontrol kararı verildiği belirtildi. Bu gelişme, sendikal haklara yönelik bir müdahale olarak yorumlandı.

İHD’den Çağrı: “Hak İhlallerine Son Verilsin”

İHD, yayımladığı raporda devleti, yaşanan insan hakları ihlallerine son vermeye ve temel haklara saygı göstermeye çağırdı. İşkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulması gerektiğini vurgulayan İHD, ifade özgürlüğü, barışçıl toplanma hakkı ve basın özgürlüğünün korunması için acil adımlar atılması gerektiğini ifade etti.