Haber: Fatoş Erdoğan

Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin maden sahası için ağaçların katledilmesini önlemek isteyen İkizköylülerin direnişi devam ediyor. 

Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimine direnen köylüler ve çevreciler, iki yıldır nöbet tuttukları alanda 24 Temmuz'da hızar sesiyle uyanmış, Jandarma müdahalesi ile karşılaşmıştı.

YK Enerji tarafından ağaçlar katledilirken, köylüler ve çevreciler jandarma tarafından darp edilip, gözaltına alınmıştı.

2-78

Akbelen Ormanı'nındaki katliamını durdurmak için 4 yıldır mücadele eden İkizköylüler tüm Türkiye'ye bu katliamı durdurun çağrısı yapmıştı. Pazar günü binlerce doğa ve yaşam savunucusu Akbelen Ormanı'nındaki Büyük Akbelen Buluşması'nda bir araya gelmişti.

Bugün de CHP, İYİ Parti, DEVA, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin çağrısı ve “Akbelen” gündemiyle  meclis olağanüstü toplanacak. TBMM Genel Kurulu’na izleyici olarak katılacak.

Muğla’nın Milas ilçesinde YK Enerji’nin madencilik faaliyetleri için Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimine karşı çıkan İkizköylüler ve çevreciler, TBMM Genel Kurulu’ndaki Akbelen gündemli olağanüstü toplantıya izleyici olarak katılacak.

CHP, İYİ Parti, DEVA, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin çağrısı üzerine toplanacak Genel Kurul’da CHP’nin Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesimine ilişkin genel görüşme önergesi görüşülecek.

Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işleten Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji’nin, Akbelen Ormanı'ndaki ağaçları kesmeye başlamasının ardından İkizköylüler ve çevreciler, 'bu katliamı durdurun' çağrısı yapmıştı.

 İkizköylüler, ağaçlar kesilmesin diye ormanda 2 yıldır nöbet tutuyor, Akbelen Ormanı’nı kömür sahası olarak kullanmak isteyen YK Enerji’nin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan aldığı izinlere karşı açılan davalarda pek çok kez yürütmeyi durdurma kararı alınmış, fakat mahkeme kararları uygulanmamıştı. Jandarma gözetiminde başlatılan ağaç kesimine karşı köylüler yetkilileri yasalara uymaya çağırıyor. 

İkizköylü Nejla Işık, köyler, zeytinlikler, meyve bahçeleri, insanların ve hayvanların, tüm canlıların yaşam alanları gasp ediliyor. Akbelen Ormanı Tüm Türkiye'nin aslında tüm dünyanın oksijeni. O yüzden burada birlik olalım, beraber olalım ve buranın maden sahasına dönüşmemesi için elimizden geleni yapalım çağrısında bulundu.

3-63

TÜM CANLILARIN YAŞAM ALANLARI GASP EDİLİYOR

İkizköylü Nejla Işık Akbelen Ormanı kesilmesin, yaşam alanları kömür sahası olmasın diye başlattıkları mücadeleyi anlattı:

"Bizim buradaki mücadelemizin aslında başlayış sebebi toprak yani su köyümüze ve toprağımıza sahip çıkmak adınaydı. Dört senedir verdiğimiz mücadele, toprak, su, hava gerçekten de burada zehirleniyoruz artık dedik.  Hurda haline gelen termik santraller kapatılması gerekirken halen daha niçin ruhsat izinleri verilip, niçin daha uzatılıyor ve köyler, zeytinlikler, meyve bahçeleri, insanların ve hayvanların, bütün tüm canlıların yaşam alanları gasp ediliyor diye mücadeleye başladık. Dört senedir de hem köyün topraklarını, hem Akbelen Ormanı'nı koruduk. Ta ki on beş gün önceye kadar. Yani şuradaki tapulu arazimiz bizim kendimize ait. Burayı bir kenara bırakıyoruz ama Akbelen Ormanı. Tüm Türkiye'nin aslında tüm dünyanın oksijeni. O yüzden burada birlik olalım, beraberlik olalım ve buranın maden sahasına dönüşmemesi için elimizden geleni yapalım. Gerçekten bir ağacımızdan hiç kaybetmeyelim Nasıl ki bir insan bizim için çok kıymetliyse bir ağaç da kıymetli."

BURADA DEVLET YOK

"Ne kadar kalabalık olursak, o kadar çok bunu öteletiriz ve dört senedir bunu zaten ertelettik. Ama seçimleri kazanmış olmanın verdiği güçle devlet diyemeyeceğim. Burada AKP, devlet yok yani. AKP burayı kafasını o kadar sokmuş ki siz dediniz de Türkiye'ye örnek oldunuz. Tüm Türkiye duydu. Ve dedi ki Türkiye ayaklanıyor. Akbelen'i susturayım ki Akbelen'i bastırayım ki geri kalan yerler de kalkmasın".

AĞAÇLARI KATLETTİLER! NÖBET ÇADIRI TAZİYE ÇADIRINA DÖNDÜ

"Yani şu an ne yapıyoruz? Şu an artık burada evet bir tane ağacımız kalmadı diyemem duruyor. İşte buradaki nöbet alanımızdaki ağaçlarımız duruyor, görüyorsunuz. Benim evimin arkasını tamamen şu tepeyi görüyorsunuz. Ben buraya geldiğimde  şu evimin çatısını falan göremezdim. Şuradaki ormanlık alanı aldılar. Üstteki evim falan görünüyor. Yol görünüyor. Evet birçok yeri katlettiler. Ama hala kaybetmediğimiz ve koruduğumuz alanımız var burası çok önemli.  Nöbet çadırımız taziye çadırına döndü. Bunu on üç, on dört gündür söylüyoruz. Işte herkes desteğe geliyor dayanışmaya geliyor. Ama herkesten şunu istiyoruz. Geliyorsunuz bu bizler için çok kıymetli ama döndüğünüzde daha burası için ne yapabiliyorsanız yapmaya devam edin. Gelebiliyorsanız gelmeye devam edin. Ve burayı gerçekten cehennem çukuruna dönüştürmeyelim."

4-43

BURADAKİ MÜCADELE VATAN MÜCADELESİ... 

"Çünkü burası giderse burada altmış köyden bahsediliyor. Altmış köyün su kaynaklarının Zeytinliklerin, gıdanın, su krizinin ve artık önü açılmış olacak yani. Buradaki mücadele vatan mücadelesi diye bu yüzden söylüyoruz yani. Sadece bizim suyumuz değil, Türkiye'nin suyu gidiyor. Tüm Türkiye'nin temiz havası gidiyor. O yüzden bizim taleplerimiz santraller kapatılsın. Oradaki işçilere de olanak sağlayarak devlet yapsın bunu. Yani tamam şirketlere satmış olabilir ama devlet şu anda şirketlere ödeme yaparak şirketleri bugüne kadar getiren zaten o devletin desteğiyle geldi bunlar. Hem yurt dışındaki Bankalardan destek alıyorlar. Hem burada devletten destek alıyorlar. Soma'dan kamyonla kömür taşımakla bu değirmen döner mi? Dönmez. Burada gerçekten kamu yararı buranın normal olarak kalmasıdır. Su kaynaklarının korunmasıdır dedik biz yıllardır".

YAŞAM ALANLARIMIZ MADENE DÖNÜŞMESİN

"Köylünün tarımın korunmasıdır dedik. Ama ne yazık ki tarıma ya tütüncülük bitti buğday bitti zeytin bitirilmeye çalışılıyor burada. Miras Zeytinyağı Avrupa Birliği coğrafi işaret almış. Buna yatırım yapılsa ve bir kereliğine yapılsa şu kadar istihdam diyoruz. İşte iki gün önce burada bir açıklama yapıldı santralinin önünde. Altı yüz işçi. Üç aydır paralarını alamadığını söylüyor. 

Şirket bize iki kişiyle geliyor. Birincisi elektrik üretiyoruz. Elektriksiz kalacaksın. işte buranın yerlisine, yerlisine istihdam sağlıyoruz. Sağlamıyorlar. Bunu görüyoruz. Altı yüz kişi dün gece bir mesajla işten çıkarmışlar. Yani bunlara o yüzden diyoruz güven olmaz. Güven olmaz bu şirketlere. Yarın kapatıyorum deyip kalkıp ne yapacak orada işini? Şimdi bizim karşımızda duruyorlar. Bizim ekmeğimizi oynuyorsunuz. Bizim paramızla. Hayır efendim biz burada de havanız için uğraşıyoruz. Sizin de sağlığınız için uğraşıyoruz. Sizin de toprağınız için uğraşıyoruz. Bu köyde velev ki çalışanlar var orada. Çok değil. Bir elim on parmağını geçmeyecek halde. Sen bu topraktan her şeyini kazanıyorsun. Oradan aldığın parayı cebine indiriyorsun.

Tek maaşla bunların hangisini yetiştirebileceksin? Hangisine para getireceksin diyorum. O yüzden burada en başta şu önemli olan tüm canlıların yaşam kaynağıdır bu. Biz bunun için tüm Türkiye destek veriyor ama desteklerini kesmesinler. Buraya olabildiğince akın etsinler ve şunu gördükten sonra da zaten geri gittiklerinde rahat duramayacaklar, uyuyamayacaklar. Ya evet bunu bu hale getirdiler. Biz on beş gündür şunu söylüyoruz. Burası madene dönüşmesin. Bu şekilde bile kalsa bak fidanlarımız var diyoruz. Yine ağaçlandırırız biz bunu. O kadar çok güzel destekler geliyor ki. Biz burayı bir günde ağaçlandırırız. Ben inanıyorum.

Yani dikeriz ağaç dikeriz. Siz kesin biz dikeceğiz. Ama burayı madene vermeyeceğiz. Tüm hedefimiz bu." 

5-27

VAZGEÇMEYECEĞİZ...

"Talebimiz ne? Baskıları görüyorsunuz. Jandarmanın müdahalesini görüyorsunuz. Burası maden çukuruna dönüşmesin. Ya burada çok haksız işlemler yapıldı. Halen daha yapılmaya devam ediliyor.  Mahkemeler tanınmayacaktı da bilir kişiler dinlenmeyecekse ya da bilir kişiler bu kadar kolay satın alınacaksa Adalet yoksa niçin bununla uğraşıyoruz? Malımızla, canımızla, paramızla her şeyimizi buraya verdik. İki seneyi geçkindir burada nöbet tutuyoruz. Boşuna mı tuttuk biz bunu? Iki senedir neyi beklediniz o zaman? O zaman yapsaydınız bu devletin gücünü getirip. O söylenecek çok şey var. Ama biz burada biz burada birliğimizden beraberliğimizden ve mücadelemizden vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bu termik santralleri kapatmak zorundalar."