Akdeniz havzasına özgü endemik bir kabuklu midye türü olan pinalar, kıyıdan 60 metre derinliğe kadar dağılım gösteriyor. Ortalama ömürleri 50 yıl olan ve boyları 120 santimetreye kadar ulaşabilen pinalar, saatte 6 litre deniz suyunu filtre ederek arıtılamayan atıkları temizleme özellikleri sayesinde deniz ekosisteminin doğal filtresi olarak nitelendiriliyor.
İklim değişikliğinin pina popülasyonu üzerindeki etkileriyle ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sarı, canlı pina popülasyonunun sadece Marmara Denizi'nde kaldığını söyledi.
İspanya kıyılarında 2016'da başlayan toplu pina ölümlerinin 2019'a gelindiğinde Çanakkale Boğazı'na kadar ulaştığını aktaran Sarı, "Biz bugün itibarıyla Çanakkale Boğazı ile Cebelitarık Boğazı arasında kalan Akdeniz'in bütün bölgelerindeki pina popülasyonlarını kaybettik." dedi.
Sarı, pina ölümlerinin nedenlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Pinaların toplu ölümünde esas itibarıyla etkili olan faktör; iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarındaki artış. Bu artış tuzluluğu da beraberinde getirdi ve buna bağlı başka zamanlarda, başka yerlerde toplu ölümlere neden olmayan bir parazit pinalara bulaşarak toplu ölümlere neden oldu. Bu parazitin bulaşmasıyla pinanın bağışıklık sistemi zayıflıyor. Bağışıklık sistemi zayıfladığında ortamda bulunan diğer organizmalar devreye giriyorlar, bakteriler, virüsler gibi. Eğer suda kirlilik ve plastik atıklar da mevcutsa ölüm oranı daha da hızlanıyor ve artıyor. Yani 3 yıl içerisinde bütün pinaları topluca kaybetmiş olmamızda bu çoklu etkinin mutlaka payı var. Lakin tetikleyicilerin en başında iklim değişikliği geldiğini vurgulayalım."
- "Deniz çayırlarının sökülmesi popülasyonu etkiliyor"
Akdeniz havzasındaki deniz suyu sıcaklıklarının 50 yıllık ortalamadan 2 derece daha yüksek olduğu bilgisini paylaşan Sarı, suların enerji ve ısı depolama kapasitelerinin topraktan 5 kat fazla olduğunu, bu nedenle deniz sularının toprak gibi hızlı soğuyamadığını ve birikme etkisinin zamanla artarak pinaları olumsuz etkilediğini anlattı.
Pinaların doğal yaşam alanı deniz çayırlarının sökülmesinin pina popülasyonunun azalmasına yol açan önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Sarı, kıyıların yanlış kullanımı ve doldurulması, deniz dibini kazıyan balıkçı ağları ve demirleme faaliyetlerinin de pina popülasyonunun azalmasına neden olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Sarı, "Şu anda pinaya en büyük tehdit insandan geliyor. Pinalar, iklim değişikliğine bağlı toplu ölümlerle karşılaştı ama Marmara Denizi'nin özel yapısı onu korudu. Şimdilik Marmara'da canlılığını koruyor, gayet sağlıklı şekilde popülasyon devam ediyor ama biz kıyıları tahrip etmeye devam edersek pinanın yaşayacak yeri kalmayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Marmara Denizi'nin etrafında yaşayan 25 milyon kişinin evsel atıklarının sadece yarısının arıtılabildiğine, geri kalan kısmının ise arıtılmadan doğrudan denize boşaltıldığına dikkati çeken Sarı, bu kirliliğin de pinaları olumsuz etkileyebileceği öngörüsünde bulundu.
Sadece Marmara Denizi'nde kalan pinna nobilis türünün Akdeniz'de 20 milyon yıl boyunca yaşadığından bahseden Sarı, Marmara Denizi'nde pinaların yok olması durumunda daha kirli bir denizle karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulundu.
- "Müsilajsız Marmara istiyorsak pina bizim umudumuz"
Pinaların deniz suyundaki plankton denilen mikroskobik bitkisel ve hayvansal organizmaları süzerek beslendiğinden ve bu esnada bulunduğu bölgelerde suyu berraklaştırdığından bahseden Sarı, "Marmara'nın kirlilik yükünü azaltmada pinalar bize yardımcı, suları filtre ediyor. Pinanın son sığınağı Marmara Denizi, diğer taraftan da biz müsilajsız Marmara istiyorsak pina bizim umudumuz." ifadelerini kullandı.
Erdek Körfezi'nde 100 metrekarede 70'in üzerinde pina popülasyonu bulunduğunu ve pinalara zarar verilmesi durumunda 16 bin 561 TL para cezası kesildiğini belirten Sarı, pinaların korunması için yapılması gerekenlerle ilgili şu tavsiyelerde bulundu:
"Denizel kıyıları kullanırken, bizim hiç önem vermediğimiz o sığ kıyısal alanın, pina başta olmak üzere bir sürü deniz canlısı için hayati önemde olduğunun farkına varıp doldurmaktan vazgeçmeliyiz. Tabii ki turizm faaliyetleri başta olmak üzere hiçbir nedenle deniz çayırlarını sökmemeliyiz, zarar vermemeliyiz. Denizi, kirletmediğimiz gibi var olan kirliliği azaltacak unsurları ortadan kaldırmamalıyız ve tabii ki yanlış avcılık tekniklerinden, kıyıdaki pinaya zarar verecek demirleme ve dalış faaliyetlerinden de olabildiği kadar uzak durmamız gerekiyor."
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, pina popülasyonunun devamlılığını sağlamak için bir koruma stratejisine ihtiyaç olduğunu ve bu konuda atılacak adımlar için kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalışmaları gerektiğini vurguladı.