Ekrem İmamoğlu:
- İBB olarak inisiyatif alıyoruz, düzeni değiştireceğiz.
-Deprem dirençli kent uygulaması için plan oluşturuyoruz.
-1999 depreminden bu yana gerekli adımlar atılmamıştır.
-Depremleri durduramayacağımıza göre, can kayıplarına uğramamak ve büyük deprem dirençli kentler yaratmak zorundayız.
-Herkesle iş birliğine ve kaynağa ihtiyacımız var.
-7 bilimsel kuruldan gelen raporları paylaşacağız.
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"6 Şubat 2023 ne yazık ki hepimiz için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir sürecin başlangıcı. Bu tarihte yaşadığımız Kahramanmaraş depreminde yaşamını yitiren bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bu deprem millet olarak hepimizi harekete geçirdi. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak harekete geçerek ilk günden itibaren afet bölgesine koştuk. Bu süreçte AFAD'ın bizi eşleştirdiği Hatay'da değil bütün bölgeye ulaşmaya gayret ettik. Yapmaya devam edeceğimiz bu recin en etkin şekilde yürütülmesi için elimizden gelen çabayı gösterdik. Gücümüz yettiğince bu sürecin sürdürülebilir bir şekilde yaraların sarılması adına o bölgede olacağımı belirtmek istiyorum. Zor anlarında afetzedelerin yanında bulunmaya devam edeceğimiz bu süreçte hala 2 bine yakın personelimiz Hatay'da. Yaklaşık 7 gün orada bulundum.
Bu büyük afetin ve afette yaşadıklarımızın hepimize yüklediği derin bir sorumluluk var. Artık hayatımıza eskisi gibi devam edemeyeceğimizi net olarak biliyoruz. On binlerce canımız hala belki göçük altında enkazlardan çıkarılıyorken biz normal yaşamımızı sürdüremeyiz. Hepimizi her şeyi yeni baştan düşünmeye son derece yüksek seviyede ihtiyacı var. Bu topraklarda durmadan deprem oluyorsa iktidarı, muhalefeti, bürokrasisi veya vatandaşları hep birlikte depremi Türkiye'mizin birincil sorunu olarak kabul etme sorumluluğumuz vardır. Bundan sonra deprem, fay hattı tartışması, ne zaman olacak, nerede olacak tartışmalarını terketmeliyiz. O işi zaten layıkıyla yapan çok kıymetli hocalarımız var. Deprem bu topraklar için bir realitedir. Bu topraklarda milyonlarca yıl önce depremi oluşturan mekanizmalar dünyanın var olması sürecinde oluştu. Bu tarafını değiştirmeye hiçbirimizin gücü yetmez. Depremlerin durduramayacağımıza göre milletçe yıkılmamak için can kayıplarına uğramamak için ve şaşkınlık içerisinde büyük pişmanlık durmamak için bir devlet olarak da gelecekte ayakta kalabilmek için deprem dirençli yerleşim alanları ve kentler yaratmak zorundayız. Bugün itibarıyla İBB olarak güçlü bir inisiyatif alıyoruz. Düzen değiştiriyoruz. Cesare ister. Cesur olabilmek için önce yanlış giden bir düzenin parçası olmaktan net olarak kurtulmak gerekir. İBB yıllardır bu konuyu konuşuyor. 1999'dan beri konuşuyor, yaşıyor. Belki büyük gayretler içerisinde. Ancak bu düzene kalıcı ve cesur biçimde yeterli adımları atamamıştır. 2019'dan bugüne biz imar, rant, siyaset düzenine karşı bir duruş içerisindeyiz. Bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek konumda olmak zorunda olduğumuzun farkındayız.
Deprem konusunda yapılması gereken her ne var ise Istanbul olarak ayağa kalkıyoruz. Deprem dirençli İstanbul için yüksek seviyede bir seferberlik başlatıyoruz. Türkiye'de örnek olmak zorunda olan bir şehiriz. Seferberliğimizin amacı net olarak budur. Deprem İstanbul için kaçınılmaz bir gerçek ve gerçek anlamda beka meselesidir. Eğer bu topraklarda millet olarak neslimizi ebediyen yaşatmak istiyorsak kısa, orta ve uzun vadede deprem dirençli yerleşim alanlarını hızlıca oluşturmak zorundayız. İnanıyorum ki milletçe biz bunu başarabiliriz.
İnanmanın tek başına yeterli olmadığını biliyoruz. Gerçekçi stratejilere mutlaka ihtiyacımız var. Sorunun devasa büyüklükte olduğunu biliyoruz. İşbirliğine ihtiyacımız var. Çünkü yapılması gereken çok boyutlu işleri kapsamaktadır bu süreç. Her kesimin harekete geçirilmesi gerekmektedir. Bilime ihtiyacımız var. Dün olduğu gibi bilimin söylediklerini görmezden gelerek yolumuza devam ettikçe canımızı yakan on binlerce insanımızı kaybettiğimizde yaşadığımız acıyı defalarca yaşarız. Görmezden gelerek yolumuza devam etmek mümkün değil. Tüm kaynakları belirli bir zaman planına göre sürece dahil etmek zorundayız.
Bu kadim şehri dirençli bir kent haline getirmek için her şeyi sıfırdan başlatıyoruz.
Bugün itibarıyla seferberliğimizi üçüncü aşamasındayız.
EMRAH ŞAHAN: ORTAK AKIL
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Emrah Şahan'ın konuşması:
"İstanbul, inşaata ve betona gömülen bir anlayışın esiri oldu. İstanbul yetki karmaşasının yaşandığı bir şehir olamaz. 2019'dan bu yana deprem konusunda ortak aklı, kentin gelecek planını gören tüm paydaşlarla çıkarmaya çalışıyoruz.
BUĞRA GÖKÇE: İSTANBUL İÇİN AYRI BİR YASAYA İHTİYAÇ VAR
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce'nin konuşması:
"Son yaşadıklarımız bize gösterdi ki afetlere ilişkin mevzuatımız birçok kırılanlığı var. Mevzuatımızın eksik ve suistimallerinin sonuçlarını son depremde gördük. Bizce bu çerçevede İstanbul için ayrı bir yasa düzenlemesine ihtiyaç var. İmar planlarının hazırlanması ve onaylanmasına ilişkin süreçlerin kamu yararı gözetilerek tekrar ele alınması gerekiyor. 99 öncesi imzalanan imar planları tekrar gözden geçirilmeli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na verilen yetkilerin bir kısmının İBB'ye verilmesi de önem taşıyor. Toplanma alanlarının imar planlarına işlenmesi ve değiştirilemeyecek hususlar olduğunun kayıt altına alınmalı. Sayıştay'ın önümüzdeki dönemde imar rantlarına ilişkin özel bir çalışma yapması birçok şeyi değiştirebilir. Bizce tüm yapıların kimlik kartları deprem güvenlik sertifikası olarak hazırlanmalı. Zemin katında ticari işletme bulunan tüm yapılar ayrı bir denetime tabi tutulmalı. İnşaatlarda görev alacak tüm ara elemanlara mesleki bir yeterlilik eğitimi verilmesi zorunlu. Riskli yapıların tespit ve uygulanması gözden geçirilmeli.
KİPTAŞ GENEL MÜDÜRÜ ALİ KURT
""Sabit taksitle sosyal konut üretilebildiğini gösterdik. Riskli yapıların yenilenmesi sürecinde vatandaşlarımıza güven veren, sürdürülebilir yöntemler sunmak zorundayız. Güçlendirme konusunda da aktif rol alacağız.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Yrd. Doç. Pelin Alpkökin'in konuşmasından:
"Metro sistemleri normal yapılara göre bir buçuk, iki kat daha güvenli sistemlerdir. Afet yönetiminde dijitalleşme çok önemli. Bu kapsamda raylı sistem hatlarının 3 boyutlu dijital verileri hazırlandı. Olası İstanbul depreminde lojistik destek açısından kritik öneme sahip olan Atatürk Havalimanı'na M1 hattımızla sağlanıyor. M1 hattımızda viyadüklerimiz var. Raylı sistem ağımız deprem sonrası afet yönetiminde de İstanbullulara hizmet verecek."
İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa'nın konuşması:
"Depreme yönelik çalışmalarımızdan en başta geleni depremin barajlara etkisinin belirlenmesidir. İSKİ olası İstanbul depremi sonrası kentsel u yönetiminin önem taşıdığının bilinciyle hareket ederek suyun hemşehrilerimize sağlanması için hareket etmektedir."
İGDAŞ Genel Müdürü Dr. Mithat Bülent Özmen'in konuşması:
"Beklenen Marmara depremi öncesinde güvenlik açısından pek çok önemli çalışma yürütüyoruz. Şebekede oluşabilecek tüm düzensizlikle anından kontrol altına alınmakta, acil müdahale gerektiren durumlarda doğalgaz anında kesilebilmektedir. Deprem sonrası yaşanabilecek ikincil felaketlerin önüne geçilebilmektedir. Kandilli Rasathanesi ile birlikte 'Deprem Erken Uyarı' projesini geliştiriyoruz. Bu çalışma sayesinde olası depremde 3 ila 30 saniye arasında bir erken uyarı süresi elde edilebilecek.
İETT Genel Müdürü Buğra Gökce'nin konuşması:
"Güçlendirme çalışmaları devam ediyor. Yıkılan binalar ulaşımın sürekliliğini bozabiliyor. Buna ilişkin bir eylem planı hazırlayacağız. Afetin lojistiği için Sabiha Gökçen, İstanbul ve Atatürk Havalimanlarının kullanılabilmesi ele alınmalı. Vapur iskelelerinden aktif faydalanmayı düşünüyoruz. Deprem sonrası mobil iletişim önemli. Öncelikle GSM operatörlerinin bina üzerindeki baz istasyonları yerine afette zarar görmeyecek yer belirlemesini öneriyoruz. Mobil Afet Eylem Planı'nı yakın zamanda kamuoyu ile paylaşacağız.
İBB Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Ayşe Edinçliler'in konuşması:
"Deprem sonrası ortaya çıkan atıkların bir an önce bölgeden uzaklaştırarak bertaraf edilmesi gerekiyor. Olası deprem sonrası inşaat ve yıkıntı atıkları geçici depolama alanlarında gerekli ayrıştırma işlemleri yapıldıktan sonra depolama sahalarında bertaraf edilecek. Bunların içinde bulunan asbest, civalı boya, ağır metaller gibi insan sağlığına ve çevreye çok ciddi zararları olan kirleticileri barındırdıkları için bertaraf edilmelidir.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın konuşması:
"Kültürel mirasın korunması ya da afette yok olması riskine karşı iki kulvarlı düşünmek lazım. Biri yok oluşu, ikincisi bu yapılarda yaşayan insanların can güvenliklerinin risk altında olması. Üç ana fazın önemli olduğunu düşünüyoruz. Afet öncesi, afet sırası ve afet sonrası.
İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar'ın konuşması:
"İstanbul Yenileniyor projemiz dar gelirli vatandaşlarımız faizsiz finansman desteği sağlar. Bu proje Türkiye'de bir yerel yönetim tarafından ilk defa uygulanacak bir proje. Konut kredilerinin faizini biz üstleneceğiz. Bu proje için 2.9 milyar lira bütçe ayırdık. Bu bütçe ile 1 yılda 14 bin konutu finanse edebileceğimizi gördük. Eğer faiz oranları inerse konut sayısı 25 bine çıkıyor.
İkinci projemiz kira desteği projesi. Bakanlığın belirlediği limitin 3 katı kadar kira yardımını taahhüt ediyoruz."
Konuşmacıların konuşmaları sonrası son sözü İmamoğlu aldı.
Valilikten dün itibarıyla davetler aldık. AFAD bünyesinde katılacağımız toplantılar var. Kahramanmaraş depremi, bütün yöneticileri bir yol ayrımına getirdi. Ya hep birlikte hareket edeceğiz ya da işbirliğine yanaşmayanlar koltuklarını bırakıp evine dönecek. Hep birlikte harekete geçmek zorundayız. Boş söze de kimsenin tahammülü kalmadı. Zaman somut çözüm zamanı. Bu kapsamda biz elbette yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Kararlılığımız nettir. Prensiplerinden taviz veren hiçbir kurum milletine hesap veremez. Geli Marmara ve İstanbul Deprem Konseyi'ni kuralım. Yıllardır hükümete yaptığımız çağrıyı bir kez daha yapıyorum.
Afet hazırlık dahil bütçemizi revize etmeliyiz. Ne kadar artırabiliyorsak deprem için bütçelerimizi ayırmalıyız. Özellikle merkezi idari, özellikle hükümeti büyük bir seferberliğe davet ediyorum.
Birçok alanda mevzuat çalışmasını öneriyoruz. Özellikle 1 buçuk yıldır İstanbul imar yönetmeliğinin yenilenmesi üzerine yoğun bir çaba içerisindeyiz. İstanbul imar yönetmeliğinin revizyon çalışmasını bu ay itibarıyla meclisimize sunacağız.
Güçlendirme çalışmalarımıza bu ay itibarıyla başlayacağız. İstanbul Güçleniyor sistemi kuruyoruz. Bu sistem ile maliyetine güçlendirme yapacağız. Bu şehri oradan oraya taşıyacağız ile sorunu çözemezsiniz. Mart ayı itibarıyla başvurular başlayacak.
Kahramanmaraş depremi sonrası bize başvuranların sayısı 110 bini geçti.
Bir aylık bedelli askerlik yapan askerlerimize bile afet gönüllüsü eğitimi verilse her şey farklı olur.
İstanbul'a özel bir kanun çıkarılması zorunluluktur. İmar aflarını hayatımızdan sonsuza kadar çıkarmalıyız. Bu ülkede bundan böyle her imar affı teklifini geleceğimiz için bir ihanet olarak görmeliyiz. Yapı denetimi ve müteahhitlik sistemini baştan aşağı yenilenmesi şarttır. Denetim işi pazarlık malzemesi olmaktan acilen çıkarılmalıdır.
O bölgeye giden herkesin gözü nemli, başı eğik. Birbirimize bağırarak bu sorunu çözemeyiz. Önemli bir dönemin başlangıcındayız. Kurumların inisiyatif sahibi olduğu, vatandaşına şeffaflıkla hesap verebilen, yerel yönetimlerin güçlendirilmiş bir devlet anlayışına memleketimizde acilen hayata geçirmeliyiz. Toplum afetle birlikte tüm sorunlarını kenara bırakıp dayanışarak tüm siyaset kenetlenme görüntüsünü verememiştir. Ne acıdır ki siyasetin toplumun çok gerisine düştüğüne hepimiz şahit olduk. Türkiye siyasetinin de gerçek manasıyla çoğulcu olmasını sağlamak için elimizden geleni hep birlikte yapmak zorundayız. Marmara depremi sadece İstanbul'u değil, Türkiye'nin geleceğini, ekonomisi, dünyadaki yerini de tehdit ediyor. Unutmamalıyız ki yaklaşan tehlike milli güvenliğimizim tehdit etmektedir. İstanbul depremi milletimize, devletimize diz çöktürebilir. Bir düşman arıyorsak bunun deprem olduğunu unutmadan yola çıkmalıyız. İstanbul depreminden yıkılmadan çıkmak için yeni bir güçlü bir merkezi hükümet inşa etmek zorundayız. Bunun için gerçekten siyaseti dinç ve taze hale getirmeliyiz.
Eski siyaset tarzını değerlendirmeli, revize etmeli, terketmemiz gereken tarafları varsa terketmeliyiz. Seçim vaadi gibi konuşmaktan uzak bir alan vadetmeliyiz. Bu alan milli seferberlik alanıdır. Durmayacağız. İstanbul durursa Türkiye durur. Bizim için bu bir başlangıç. Bugün itibarıyla tüm arkadaşlarımla sahaya çıkıyorum."