İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğluTayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin zor durumda olduğunu belirterek, "Bakın bir başka Büyükşehir’e  '20 yıldır AK Parti’ye oy vermedim' diyen kişiyi aday yapmıştır. Bu, AK Parti’nin kendi içinde yaşadığı sıkıntıları göstermektedir." ifadelerini kullandı.

Sözcü gazetesinden İpek Özbey'e konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu AKP'nin adayı Murat Kurum'un bakanlık döneminde İstanbul için ortaya koyduğu tek şeyin "kupon arazi, boş arazi rezerv alan, kamu arazisi rantı" olduğunu savundu.

Murat Kurum'un Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın daha önce söylediği "İstanbul'a ihanet ettik" itirafıyla tarif edilen bir sürecin bir parçası olduğunu belirten İmamoğlu, "İstanbul gibi bir dünya şehri çok net ifade edelim, ‘temsilcilerle’ yönetilemez. İstanbul bir komuta merkezidir ve İstanbul’a “tam yol ileri” diyebilecek bir kaptan gerekir" diye konuştu.

"Kanal İstanbul konuşulmuyor"

Kanal İstanbul projesinin bir buçuk yıldan fazla konuşulmadığını dile getiren İBB Başkanı İmamoğlu, "Burada zaten bir kısım alım-satım yapılmış, işin sahipleri belirlenmiş, imarla ilgili rant süreçlerine başlanmış, planlamalar yürütülmüş, hem de kaşla göz arasında. Bakın Sayın Kurum’un ve onun gibi arkadaşların temsil ettiği dönemde yapılanlara bakın: Üç ayda beş Beylikdüzü ya da sekiz Şişli diyebileceğimiz büyüklükte bir alanın planını çıkarmışlar" dedi.

"İstanbul'a ihanet etme anlayışını temsil eden birini oraya koymuşlar"

Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'nin zor durumda olduğunu kaydeden İmamoğlu, "Bakın bir başka Büyükşehir’e “20 yıldır AK Parti’ye oy vermedim” diyen kişiyi aday yapmıştır. Bu, AK Parti’nin kendi içinde yaşadığı sıkıntıları göstermektedir. Yani İstanbul’da bu işe talip olan yıllardır hizmet etmiş ya da bu işin parçası olmuş insanlardan belediye başkanı tercih etme yerine, yaptıkları hesap kitap ortadadır..

TOKİ, Emlak Konut, Şehircilik Bakanlığı eliyle İstanbul’a ihanet etme anlayışını temsil eden birini oraya koymuşlar. AK Parti daha çok emir komuta zincirini takip eden insanları yönetici yapma anlayışının sıkışmışlığında da değil.

Bir başka boyutu da aileye sıkışmışlığı. Yani sadece aile fertlerinin belli çapta siyasi figür olarak konuşulması, sadece aileye yakın insanların bir şekilde siyasette bir yerlere yakıştırılmasından bahsediyorum. Bunun net anlamı insan kaynağı tükenmişliğidir. İnsan kaynağı tükenmiş bir partiden İstanbul’a da, Türkiye’ye de fayda gelmez" ifadelerini kullandı.