Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu “Tuzla Sosyal Yaşam Merkezi Temel Atma Töreni”nde, Suriye'deki gelişmelere de değindi, "Suriye meselesinde doğru adımlar atılmaz ise, çok büyük bir tehditler önümüzde birikir... Doğru adımlar atılır ise, ülkemiz adına büyük fırsatlar barındırır, barındırmaktadır." dedi.

"Birileri, zafer naraları atıyor"

İmamoğlu şunları söyledi:

"Bakın; güneyimizde, Suriye'de çok büyük bir olaylar yaşanıyor. 13 yıllık büyük bir trajedinin, zulmün, sıkıntının parçalanmanın sonucu, şimdi başka bir dönemin başlangıcındayız. Birileri, zafer naraları atıyor. Birileri, sanki bir savaşa girmiş, savaş kazanmış gibi davranıyor. Ben nasıl bakıyorum biliyor musunuz Suriye meselesine? İktidarıyla, muhalefetiyle, yerel yönetimiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla topyekun davranmamız gereken, milli bir mesele olarak bakıyorum. Maksimum derecede sınır güvenliğini koruyan, en büyük ölçüde sınır güvenliğini teminat altına alan, Suriye'nin toprak bütünlüğü içerisinde her ferdini, her inancını, her yaşamının teminat altına alınabilmesi için en dirayetli, en muktedir devlet duruşunu gösteren, orada da bağımsız bir Suriye devleti kurularak, kendi içindeki demokrasinin var olması için en güçlü çabayı ortaya koyan, orada yaşayan bir kesimin yanındayız görüntüsünü değil, herkesi koruyan kollayan, yani komşusunu öyle demokrasiye, hukuk devletine dönüşmesini sağla ki, yarınlarda onun o gücü seni de güçlendirsin… O şekliyle bakabileceğimiz bir geleceğin tasarlanması konusunda hepimiz mesulüz.

“Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politikasının yapıldığı Suriye'de, artık yanlış yapılamaz”

“Doğru adımlar atılmaz ise, çok büyük bir tehditler önümüzde birikir ve barındırmaktadır. Doğru adımlar atılır ise, ülkemiz adına büyük fırsatlar barındırır, barındırmaktadır. Geçmişten bugüne, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politikasının yapıldığı Suriye'de, artık yanlış yapılamaz. Eksik davranılamaz. ‘Dostum Esad'tan Esed oldu. Sonra tekrar ‘dostum Esad'a dönüşürken, tekrar Esed'e dönüşen bir dış politika, tutarlı bir durum değildir. Bizi itibarsızlaştırmıştır. Bundan sonra, güçlü duruşumuzla, geleceği hep birlikte tasarlamak zorundayız. Ülkemizin birliği ve beraberliği için çok önemli konuları barındırmaktadır. Meseleye bu özle bakılmalıdır. Bu sorunlar varken, sen dönüyorsun Ekrem İmamoğlu'yla dava üzerinden uğraş, birini kayyımla içeride tut, belediyelerin hacziyle uğraş, hukuksuzluk yap, hukuku baskı altında tut vesaire vesaire… Yahu bunları bırak. Memleketin daha büyük işleri var. Memleketin sınır dışı büyük işleri var. Memleketin ekonomiyle sorunları var. Eğitimle sorunları var. Adaletle sorunları var. Bir alanda tek bir iyi hamle görelim, seni alkışlayalım. Niye bu fırsatı vermiyorsun bu millete?”

“Sığınmacı meselesini elbirliği ile çözelim”

“Bu millete kötülük yapmayı bırakın. Hep beraber iyilikte yarışalım. Hep beraber daha güçlü bir ülkenin var edilmesi konusunda birlikte yarışalım. Suriye meselesi… Ben ne dedim? ‘Belediye olarak hazırız. Suriyeli insanların buradan gitmesine, orada sosyal belediyecilik üzerinden, bakın kreşinden sosyal yaşam merkezlerine, bazı tesislerin yapılmasına, hizmete alınmasına, her hususta, bütün deneyimimizle seferberliğe hazırız’ dedim. Hazırız. Olmak zorundayız. Çünkü bu ülkede sayısı belli olmayan, 6 milyon mu, 7 milyon mu mülteciyle karşı karşıya kaldık? Niye kaldık? Niye 13 yıldır buraya birikti? Bundan sonra bunu düzeltmek için büyük bir iş birliğine, büyük bir el birliğine, büyük bir seferberliğe, milli bir mesele üzerinden mücadeleye ihtiyacımız vardır. Bunlarla uğraşın, bunları çözün. Aynı masaya gelelim, aynı masada konuşalım. Aynı masada bu tür olayları çözmeye gayret edelim. Devlet yöneticiliği böyle olur. Devletin esasen sorunlarına çözüm bulmak böyle olur.”