Haber: Fatoş Erdoğan
Meclis’te yasalaşan AYM kararlarını hiçe sayan kanunun iptal edilmesi için çağrıda bulundu. "5 Şubat torba yasası hekimleri cezalandırma yasasıdır. Anayasa Mahkemesi kararları bir kez daha yok sayılıyor. Cezalarla, ikazlarla bizleri susturamazsınız" yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esin Tuncay okudu.
Tuncay, TBMM’ye 5 Şubat 2024 tarihinde sunulan ve kabul edilen yasanın hekimleri cezalandırma yasası olduğunu belirterek TTB ve birçok sağlık emek-meslek örgütüne danışılmadan, AYM’nin iptal kararlarını yok sayarak hazırlanan bu kanun teklifinin, hekimlerin/sağlık emekçilerinin haklarına ve toplumun sağlığına ek zararlar veren ve cezalandıran düzenlemeler içerdiğini söyledi.
Torba yasasının hekimleri cezalandırma yasası olduğunun altını çizen Tuncay, sağlıkta şiddet, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, fiili hizmet süresi zammı, öğrencilerin özlük hakları düzenlemeleri, Emekli Sandığı, SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarında iyileştirme gibi kanun tekliflerini Meclis’teki partilere ısrarla sunmalarına rağmen, Meclis gündemine alınmadığını vurguladı. Hekimlerin sorunlarının çözümünün TTB ve Tabip Odalarının önerdiği kanun teklifleriyle mümkün olabileceğini yeniden ifade ediyor ve şu an Meclis’te yasalaşan kanunun iptalini ve önerdiğimiz tekliflerin Meclis gündemine hızla alınmasını talep ediyoruz dedi.
TTB ve birçok sağlık emek-meslek örgütüne danışılmadan, AYM’nin iptal kararları yok sayılarak hazırlanan TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Sağlıkla İlgili torba yasanın hekimleri cezalandırma yasası olduğu şu başlıklar altında vurgulandı:
1. Hastanelerde dağıtılan ek ödeme miktarının belirlenmesinde kullanılan tahakkuk, verimlilik, hasta ve çalışan memnuniyeti, hizmeti elde etme maliyeti gibi sağlık hizmeti sunumunun niteliğini ölçmek için kullanılan unsurlar, Türkiye sağlık ortamını çöküşe sürükleyen anlayışın ürünüdür.
2. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kamu görevlilerinin özlük haklarına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle değil, kanunla belirlenmesi gerektiğini belirten kararına rağmen, ek ödemenin usul ve esasları yine yönetmeliğe bırakılmakta, bu düzenlemede ısrar edilmektedir.
3. Disiplin cezası nedeniyle ek ödemeden kesinti yapılması “ikinci bir ceza” niteliği nedeniyle AYM tarafından iptal edilmiştir. Disiplin cezasını gerektiren eylemler ve bunların karşılığında verilebilecek olan disiplin cezaları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinde gösterilmiştir. Bu cezalar arasında, ek ödeme kesintisi yer almamaktadır. Buna rağmen, 657 sayılı Kanun gereği uyarma cezası alanlara bir ek ödeme dönemi, kınama cezası alanlara iki ek ödeme dönemi, aylıktan kesme ya da kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanlara üç ek ödeme dönemi süresince ek ödeme yapılmaması öngörülmüş ve gereken yasal düzenlemeler yapılmadan tekrar yeni kanuna konulmuştur.
4. Aynı şekilde aile hekimlerinin destek ödemeleri de, disiplin cezası almaları halinde kesintiye uğrayacaktır. Ancak disiplin cezasına bağlı olarak destek ödemesinden kesinti yapılması yine ikinci ceza niteliğinde karşımıza çıkmaktadır. Keza altı ay ve üzeri kesintinin sözleşme feshine sebep olması, üçüncü bir ceza niteliğindedir.
5. 4924 sayılı Kanun kapsamında çalışan sözleşmeli personelin ek ödemeleri de disiplin cezasına bağlı olarak kesintiye uğrayacak, yine kesinti süresi altı ay ve üzerinde olursa, sözleşme feshine sebep olacaktır.
6. 663 sayılı yasanın mülga 25/a maddesinde yeniden düzenleme yapılarak kurulan “Hastane Koordinasyon Kurulu”nu, disiplin amiri gibi konumlandırarak, işbirliği ve ortak kullanım kapsamındaki hastanelerde görev yapan öğretim elemanlarının sözleşmelerinin feshine esas olabilecek şekilde, kanunda yer almayan “ikaz verme” ve yanı sıra disiplin cezası verilmesi gereken halleri tespit etme yetkisi verilmesi, yaptırım uygulama ve yasama yetkilerinin devri niteliğinde olup, Anayasa’ya aykırıdır.
7. Halihazırda hekimler, geçici olarak sınır ve sınır ötesinde Millî Savunma Bakanlığı bünyesinde çalışmak üzere, “memurun muvafakatinin aranması” zorunluluğu gibi ilgili kural ve ilkelere aykırı olarak görevlendirilmektedir. Getirilen yasada meslektaşlarımızın haklarını koruyacak hükümler konulmadığı gibi görevlendirmeler sözleşmeli personeli de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Esasen 4924 sayılı kanun, çalışan temininde güçlük çekilen yerlerde istihdamın sağlanması amacıyla yapıldığından, bu kanun kapsamında çalışanların bir başka yere geçici olarak görevlendirilmesi kanunun temel mantığına aykırıdır.
8. Ayrıca kanun teklifinde ilaçların ruhsatlandırılmasıyla ilgili, toplum sağlığı için geri dönüşsüz zararlara yol açabilecek ve açıkça ilaç şirketlerinin lehine olan düzenlemeler vardır. İlgili düzenlemeler de Anayasa’nın 2, 17 ve 56. maddelerine aykırıdır.
9. AYM’nin bilimsel özerkliğe aykırı bularak iptal ettiği Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğretim üyesi kadrolarının Sağlık Bakanlığı ile birlikte belirlenmesi torba yasa içine yeniden yerleştirilmiş durumdadır. Hekimlerin sorunlarının çözümünün TTB ve Tabip Odalarının önerdiği kanun teklifleriyle mümkün olabileceğini ifade eden Tuncay, Meclis’te yasalaşan kanunun iptalini ve önerdiğimiz tekliflerin Meclis gündemine hızla alınmasını talep ediyoruz dedi. Tuncay, Hekimlerin/sağlık emekçilerinin haklarını alabildiği, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesini önceleyen bir sağlık sistemini hep birlikte inşa edene dek hekimlik değerleri, meslektaşlarımızın hakları ve toplum sağlığı için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz diyerek sözlerini tamamladı.