İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, bu yıl en fazla 6 Mayıs'ta yüzde 83,43'e kadar yükselen barajlardaki doluluk oranı, bu tarihten sonra gerilemeye başladı.

Bugün itibariyle barajlardaki doluluk oranı, ortalama yüzde 49,86 ölçüldü.

Su miktarı Istrancalar'da yüzde 30,62, Terkos'ta yüzde 64,2, Sazlıdere'de yüzde 51,84, Alibey'de yüzde 16,62, Büyükçekmece'de yüzde 48,95, Ömerli'de yüzde 51,34, Darlık'ta yüzde 54,51, Elmalı'da yüzde 58,59, Pabuçdere'de yüzde 30,22, Kazandere'de ise yüzde 17,08 olarak kaydedildi.

Melen ve Yeşilçay'dan bu yıl 334,91 milyon metreküp su alındı. İçme suyu arıtma tesislerinden 2024'te kente verilen su miktarı ise 741,02 milyon metreküp olarak hesaplandı.

Bu yılın 8 ayında barajlara düşen yağış miktarı, metrekare başına 360,53 kilogram ölçüldü.

Kente su sağlayan baraj ve göletler 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahipken su miktarı bugün itibarıyla 436,36 milyon metreküp olarak kaydedildi.

İstanbul'da günlük su tüketimi, dün itibariyle 3 milyon 453 bin metreküp olarak belirlendi.

Alibey ve Kazandere barajlarındaki doluluk oranı, yaz sıcakları ve kuraklık nedeniyle yüzde 20'nin altına indi.

Son 10 yılın doluluk oranları

İSKİ istatistiklerine göre, 22 Ağustos tarihli baraj doluluk oranları geçen yıl yüzde 31,87 ölçülürken, 2022'de yüzde 60,22, 2021'de ise yüzde 60,57 olarak kayıtlara geçti.

Baraj doluluk oranları 2020'de yüzde 50,31, 2019'da yüzde 61,82, 2018'de yüzde 65,35, 2017'de yüzde 65,06, 2016'da yüzde 54,81, 2015'te yüzde 71,28, 2014'te ise yüzde 16,98 olarak ölçüldü.

 "Su kaynaklarının bu kadar hızlı tükenmesi büyük bir tehlikenin habercisidir"

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Mütevelli Heyeti Başkanı Halil Fatih Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'a su sağlayan barajların doluluk oranının tehlikeli seviyelere düştüğünü söyledi.

Bu durumun başlıca sebeplerinden birisinin su israfı olduğuna dikkati çeken Akgül, şebeke suyu kayıplarının yüzde 40 ila 50 seviyelerine ulaştığını kaydetti.

Akgül, bundan dolayı her 100 litre suyun neredeyse yarısının kullanıcıya ulaşmadan kaybolduğunu belirterek, "Su, hayatın en temel kaynağıdır ve ikame edilemez. İstanbul gibi büyük bir metropolde, su kaynaklarının bu kadar hızlı tükenmesi büyük bir tehlikenin habercisidir. Her bir bireyin su tasarrufuna katkıda bulunması, bu krizin önüne geçmek için atılacak en önemli adımlardan biridir." ifadelerini kullandı.

"İstanbul'da her bir damla suyu korumak, geleceğimizi korumaktır"

Halil Fatih Akgül, bireysel su israfını önlemek için herkesin basit ama etkili önlemler alabileceğini belirterek, "Örneğin, muslukların damlatmasını önlemek, diş fırçalarken musluğu kapatmak ve duş sürelerini kısaltmak gibi basit adımlar, toplamda büyük bir tasarruf sağlar. Unutulmamalıdır ki bir damla suyun bile önemi vardır. İstanbul'da her bir damla suyu korumak, geleceğimizi korumaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Su tasarrufunda özellikle "3-7-10" kuralından bahseden Akgül, bu kuralla, duş süresini 3 dakika kısaltmanın, muslukları açık bırakma süresini 7 saniye azaltmanın ve gereksiz su akışını 10 litreyle sınırlandırmanın, su tasarrufuna büyük katkıda bulunacağını belirtti.

Akgül, ayrıca sebze ve meyvelerin yıkandığı suyun bitkilerde kullanılması, bulaşıkların elde yerine bulaşık makinesinde yıkanması ve su kaçaklarının hızlı bir şekilde tamir ettirilmesi gibi önlemlerin de su tasarrufunda önemli olduğuna işaret etti.