İz Gazete’nin 6’ncı kuruluş yıl dönümü ve 2020-2021 yılı İz Bırakanlar Ödül Töreni, dün akşam Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirildi.
Törene; siyaset, sivil toplum, medya, kültür sanat, ekonomi camiasından ve İz Gazete okurlarından oluşan çok sayıda davetli katıldı.
İz Gazete’nin geleneksel hale getirdiği ve İzmir’in toplumsal değerlerine güncel bir hafıza olmak, bu değerlerin altını çizmek amacıyla başlattığı İz Bırakanlar Ödülleri, bu yıl ‘iklim krizine karşı mücadele’ temasıyla ve bu küresel sorunun ancak yerelden çözülebileceği bilinciyle belirlendi.
KENDİMİZİ GELECEĞE DAHA HAZIR HİSSEDİYORUZ’
Törenin açılış konuşmasını yapan İz Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal; İzmir’e şu an 6 yaşına basmak üzere olan kızı Öykü vesilesiyle taşındığını söylerken İz Gazete’nin gelişiminin çoğu kez bir bebeğin gelişimini hatırlattığını ifade etti. Kartal bu hatırlatma üzerinden; “Emeklemeyi, yürümeyi, konuşmayı öğrendik önce. Düştük kalktık, hatalar yaptık belki de. Şimdi 6 yılımızı doldurmuşken tam da büyüyen ve gelişen bir çocuk gibi, kendimizi geleceğe daha hazır hissediyoruz. Heyecanımızla, umutlarımızla hayatımıza yeni başlıyoruz” diye konuştu.
‘AÇLIĞIMIZ BAĞIMSIZ MEDYAYA’
Şair Şükrü Erbaş’ın ‘Büyümenin ölümü, yetinme duygusudur’ sözüne atıf yaparak konuşmasını sürdüren Kartal, İz Gazete’ye dair çok önemli mesajlar verdi. “Yetinme duygusunda değiliz ve açlığımız büyümeye değil ama bağımsız, güçlü bir medya yapılanması ile hakikatin, iyinin, güzelin daha görünür ve hakim olması için yangınları söndüremeyeceğini bildiği halde, taşıdığı suyla tarafını belli etmek isteyen karınca duygusundayız” diyen Ümit Kartal, İzmir’e layık bir gazete olmak için her türlü engellere hazır olduklarını ve iddiaları ile umutlarından asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
‘BİSİKLET, DAĞCILIK, TİYATRO GİBİ KULÜPLER KURMAK İSTİYORUZ’
Geleneksel ve evrensel gazetecilik ilke ve kuralları ile modern ve dijitalleşen dünyanın olanaklarını birleştiren bir arayışı deneye yanıla olsa da sürdürdüklerini kaydeden Kartal, bir taraftan dijital alanı geliştirmeye çalışırken diğer yanda kapı kapı motosikletle abonelere gazete götüren kurye sistemini diri tutmaya çabaladıklarını açıkladı. Misyonlarının sadece ‘gazete hazırlamak’ olmadığının bilinmesini isteyen Kartal; söyleşiler ve paneller düzenlediklerini, dayanışma kampanyaları ile ödül törenleri organize ettiklerini ve bunları büyüterek sürdüreceklerini açıkladı. Ayrıca Kartal, okurlarla birlikte kurmak istedikleri bisiklet, dağcılık, tiyatro, çocuk gibi pek çok farklı kulüplerin de olduğunu hayatın her alanına, yerel olanın her noktasına ulaşmak istediklerini söyledi.
6 yıldır çıkan İz Dergi’nin sloganının ‘İzmirli ama yerel değil’ olduğunu hatırlatarak bugün bu sloganı mahkum ettiklerini ve bir daha kullanmayacaklarını ilan eden Ümit Kartal, “6 yılda şunu daha iyi anladık ki; hepimiz için ihtiyaç olan daha fazla yerelleşmektir. Gazetemiz de Şükrü Erbaş’ın söylediği gibi yetinmeyecek ve büyüyecekse; dikey değil, yatay olarak büyüyecektir. Ulusal olma peşinde koşmayacak, aksine mahallelere kadar, sokaklara kadar nüfuz etmeye, yerel olmaya, kök salmaya, İzmir’de ve Ege Bölgesi’nde daha çok iz bırakmaya gayret edecektir.” diye konuştu.
‘GAZETENİZİNDEN DESTEĞİNİZİ ESİRGEMEYİN’
Kartal, vatandaşın gazetelere desteğinin önemini ise şu sözlerle hatırlattı: “Yerelde ya da ulusalda; özgür, sözünü dudaktan gözünü budaktan esirgemeyen gazeteler olsun istiyorsanız, lütfen kendinize en yakın hissettiğiniz bir yerel ve bir ulusal gazeteden her gün mutlaka birer tane alın. Okurların doğrudan bayiden almadığı hiçbir gazete tam anlamıyla özgür olamaz. Lütfen bizim gazetemize de abone olun, önümüzdeki aylarda başlatacağımız dijital kitlesel fonlama çalışmamıza gücünüz oranında katılın ki okuduğunuz gazetenin sahibi olun. Okuduğunuz gazeteden ‘şu haberi neden yapmıyorsunuz’ diye hesap sorun. Bunu hep beraber başarırsak, ülkemizin demokratikleşmesine katkı koymuş olacağız. Bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da bizi yalnız bırakmazsanız, biz de İzmir’i geçmişte olduğu gibi; bağımsız, güçlü bir yerel medyası olan şehir haline getirmek için elimizden geleni yapacağız.”
"ÖRGÜTLÜ TOPLUMUN SESİ OLMAK İÇİN MESLEK ÖRGÜTLERİNE DEĞER VERİYORUZ"
Fikir emekçiliğiyle bağımsız bir model yaratma gayretinde olduklarını açıklayan, tüpçü, müteahhit patronaj modelinin aksine gelirlerini yayınlarıyla çeşitlendiren, ne kazanıyorsa yayıncılıktan kazanan, kazandığını yeniden kent medyasının büyümesi için kullanan bir modeli yaratmayı başaracaklarını kaydeden Ümit Kartal, “Tam da bu yüzden Türkiye Gazeteciler Sendikamız ile Toplu İş Sözleşmesi imzaladık. Tam da bu yüzden, bu yıldan itibaren İz Bırakanlar Ödülleri’ni Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) ile beraber düzenliyoruz. Tam da bu yüzden İzmir Gazeteciler Cemiyetimizi çok kıymetli görüyoruz. Bu yüzden Basın Konseyi’ne kurumsal olarak üye olduk. İşte bu yüzden İzmir’in örgütlü dinamiklerine, sendikalarına, odalarına, meslek örgütlerine değer veriyoruz. Örgütlü toplumun sesi olmaya gayret ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
6 yılda onlarca yeni genci mesleğe kazandırdıklarını ve bundan sonra da bir okul gibi devam edeceklerinin mesajını veren Kartal; demokrasi, eşitlik, barış, kardeşlik, hoşgörü kazansın diye bu değerlerden tarafta durmaya ve tarafsızlık yalanını bertaraf etmeye kararlı olduklarını da vurguladı. Kartal konuşmasını şair Murathan Mungan’ın şiirindeki “Her çağın hurafeleri vardır, kurban alır, kurban verir. Geçer devran, takvimler el değiştirir. Gün gelir zulüm de göçer” sözleriyle tamamladı.
GAPPİ: ‘ELBET BU TOZ SİLKELENECEK’
Törende İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi de bir konuşma yaptı. “Çok zorlu bir mesleğin yolcularıyız biz” diyerek sözlerine başlayan Dilek Gappi, bu yıl 32 gazetecinin cezaevinde olduğunu, 12 bin basın çalışanının ise işsiz olduğunu hatırlattı. “Fikir özgürlüğünü yok etmek isterseniz önce basın özgürlüğünden başlarsınız” ifadelerini kullanan Dilek Gappi, tören anında gelen, ‘Sedef Kabaş, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklandı’ haberine ise “Sedef Kabaş yalnız değildir” sözleriyle tepki gösterdi. Başkan Dilek Gappi, “Elbette Türk basını üzerindeki tozları silkeleyecektir. Tek ihtiyacımız olan İz Gazete gibi cesur gazeteciler” diyerek konuşmasına nokta koydu.
BBC'DE GREVDE OLAN BASIN EMEKÇİLERİNE SELAM OLSUN
Türkiye’deki tüm yerel gazeteler arasında Toplu İş Sözleşmesi imzaladıkları ikinci gazete olan İz Gazete’yi ve üyelerini yalnız bırakmayan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş da anlamlı bir konuşma yaptı. “Parçası olmaktan ve parçamız olmalarından onur duyduğumuz İz Gazete’nin 6’ncı yılı kutlu, yolları açık olsun” ifadeleriyle konuşmasına başlayan Başkan Durmuş, misafirlere 2009’dan sonra ilk kez medya sektöründe bir grev gerçekleştiren BBC çalışanlarının selamlarını da iletti. Türkiye’de medyanın özgürlük ve sendikal örgütlenmeler anlamında çok ağır baskılar altında olduğunu, gazetecilerin itibarlarının yok edilmeye çalışıldığını ifade eden Durmuş, her şeye rağmen mücadele eden gazeteler ve gazeteciler olduğunu vurguladı. Türkiye’nin ısrarla sürüklendiği karanlığa karşı ısrarla aydınlığı savunacaklarını çünkü gazeteciliğin bunu gerektirdiğini ifade eden Durmuş, İz Gazete emekçilerine ise “Birlikte yürümeye devam edeceğiz. Yolunuz, yolumuz açık olsun” diye seslendi.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER: BU ÇAĞIN SONUNU BİZ BELİRLEYECEĞİZ
Açılış konuşmalarının ardından İz Bırakanlar Ödülleri’nin 2021 yılındaki sahiplerine ödülleri takdim edildi. İklim krizine karşı mücadele temasıyla belirlenen ödüllerin ilk sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Doğa haklarını ve iklim kriziyle mücadeleyi gündemden düşürmediği, bu hassasiyetle; ‘dirençli kent’ yaratmak, Sakin Şehir olmak, tarımda su tüketimini azaltmak, iklim dostu ulaşım modeli uygulamak, bisiklet kullanımını özendirmek, atık yönetiminde lider kent olmak gibi pek çok konuda Türkiye’deki tüm yerel yönetimlere örnek olan Başkan Tunç Soyer’e İz Bırakanlar Ödülü’nü İz Gazete Yazı İşleri Müdürü Yağız Barut takdim etti.
“İz Gazete’nin ne kadar çok dostu olduğunu görmekten kıvanç duydum. Tebrik ediyorum” diyerek salondaki kalabalığa seslenen Başkan Soyer, iklim krizine karşı mücadeleden dolayı ödüle layık görülmekten gurur duyduğunu ifade etti.
Başkan Soyer konuşmasında şunları söyledi: “Bu çağın sonunu biz belirleyeceğiz. Ya iklim devrimini yapıp doğadaki tüm canlılarla birlikte yaşamaya devam edeceğiz ya da gezegenimizin yangın yerine dönmesine seyirci kalacağız. Gezegenimiz ortak kaderimiz. Burası milyarlarca cümlenin aynı anda söylenip tek bir hikâyeye dönüştüğü yer. Bu nedenle her birimizin nasıl cümleler kurduğu çok önemli. Ortak hikayemizin mi cümlelerini kuruyoruz yoksa kendi hırsımızın mı? Gezegenimizin bu harap hali bize çok açık anlatıyor ki dünyanın artık insanın doymak bilmez hırsının cümlelerini tahammülü yok. Bu yüzden biz İzmir’de ‘başka cümleler’ kurarak başladık işe. Sanıyorum ki böyle bir ödüle layık görülmemiz de bu başka cümlelerin işitildiğinin kanıtı. Örneğin, ‘başka bir tarım mümkün’ diyoruz. İklim kriziyle yüzleşen çağımızda en eksilen varlığımız su ve biyolojik çeşitlilik. Bilim insanlarına göre her ikisinde de ana neden yanlış tarım politikaları. Tarımı değiştirmeden ne kuraklıkla ne de yoksullukla mücadele edebiliriz. Bu nedenle tarımda kullanılan suyu yüzde 50 azaltacak İzmir tarım politikamızı uyguluyoruz. Çiftçimizin ekonomik geleceğini, şehrimizdeki 4,5 milyon insanın gıda ihtiyacını aynı anda güvence altına almaya çalışıyoruz. İzmir’de pandemiyle birlikte hemen hemen her felaketi yaşadık. Şunu öğrendik ki afetlere ve salgınlara karşı dirençli olmanın tek yolu dayanışma içinde olmak. Sadece birbirimizle değil, doğayla da uyumlu olmak. Kasım ayında gittiğim Dünya İklim Zirvesi’nde tam olarak şunu gördüm; insanlık iklim devrimine hazırlanıyor ve bundan sonra ne siyaset ne tarım ne ticaret ne de turizm hiçbir şey iklim kriziyle mücadeleden azade değil. Doğa artık insanlık için tali bir konu değil, tüm diğer başlıkların eklemlendiği kültürel ve ekonomik bir omurga. Bu değişim sürecinde yerel yönetimlerin önemli bir rol alacağı aşikar. Bu yüzden de geleceğin şehirleri doğasıyla uyumlu, döngüsel şehirler olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak en temel odak noktamız gelecek nesillere yaşam kalitesi yüksek, doğanın muazzam çeşitliliğini yaşatan bir İzmir bırakmak. O yüzden gündelik problemlerin çok ötesinde iklim kriziyle küresel mücadeledeki ortaklaşan kalıcı çözümlere yatırım yapıyoruz. İzmir için ortaya koyduğumuz bu evrensel vizyonda özgür ve tarafsız medyanın çok ihtiyacımız var. İz Gazete’nin bu çabası da çok büyük bir değer taşıyor. Bu akşam İzmir’in iklim devriminin İz Bırakanlar Ödülü ile buluşmasının gururunu yaşıyor ve bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. İzmir’de doğayla uyumlu bir yaşam için attığımız adımların ülkemize ve dünyamıza ilham vermesini diliyorum ve mutlaka kazanacağız diyorum.”
CHP’Lİ BAKAN: MÜCADELE İZMİR’DEN YÜKSELECEK
İklim kriziyle mücadelede iz bıraktığına inanılan ikinci isim; parlamentoda ve sahada verdiği mücadelelerden dolayı CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan oldu. Bakan’a ödülünü İz Gazete editörü Tuğçe Kaş takdim etti. TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü de olan Murat Bakan ödül konuşmasına İz Gazete’yi tebrik ederek başladı ve “İz Gazete’nin küçücük bir ofiste, iki masa ile başlayan hikayesine en başından beri tanığım. Dolayısıyla İz Gazete’nin geldiği yeri ve buradaki kalabalığı görmek beni duygulandırıyor. Çok büyük iş başardılar” dedi.
2007 yılında milletvekili adayı iken CHP Genel Merkezi’ne kendisini anlatmak için gittiğinde “Küreselleşme karşıtlarının mücadele alanı nasıl Portalegre ise İzmir de küresel ısınmaya karşı bir mücadele alanı olmalı” dediğini anlatan CHP’li Murat Bakan, “Bugün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’in ardından benim ödül almak için bu sahneye çıkmam, sanıyorum bu bahsettiğim hedefe çok yaklaştığımızı gösteriyor. İzmir Türkiye’de iklim krizine karşı rol model olacak ve mücadele buradan yükselecek” ifadelerini kullandı.
‘BİR YAPRAK İNCİNMEMELİ’
Tören sırasında, sahadaki çalışmalarından bazı fotoğraflar sahneye yansıtılan Murat Bakan, o fotoğrafları örnek vererek konuşmasını sürdürdü. Bakan, “Meke Gölü 10 bin yıldır var ve buraya ‘Dünya’nın nazar boncuğu’ deniyor. Ancak bu göl AKP iktidarı döneminde yok oldu. Seyfe Gölü ise yüz binlerce flamingonun havalandığında gökyüzünün karardığı bir göldü. Artık o da yok! Kaz Dağları, Cerrattepe’yi de örnek verebiliriz. Bu dağlar, dereler, göller bize 49 yıllığına kiralanmadı. Bize birileri teslim etti bunu ve biz de aldığımız şekilde teslim etmek zorundayız. Bunun mücadelesini veriyoruz. Milyarca gezegen arasında canlı yaşamının olduğu belki de tek gezegendeyiz ve bu mavi gezegene sahip çıkmak zorundayız. Dünya bir varoluş bir problemi yaşıyor. Bu varoluş problemi; sokakta aç yaşayan, evine ekmek götüremeyen, hayatını zaten idame ettiremeyen insanlar için bir şey ifade etmeyebilir çünkü o kendi varoluş problemini yaşıyor. Ancak devlet aklı bununla ilgili bir şey yapmalı. Bizler, ‘Bu ülkenin madenleri çıkarılmasın’ demiyoruz ancak çıkarılacaksa bir ağaç yaprağını incitmemek şartıyla çıkarılmalı. Biz bu ülkenin doğasına ve gezegenimize böyle bakıyoruz. Dolayısıyla iktidarın ormanlarımızı, derelerimizi korumak gibi bir derdi olmayabilir ama biz bunu korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek çok önemli mesajlar verdi.
İKLİM KRİZİ PANDEMİDEN ÖNEMLİ!
2021 yılında iz bıraktığına inanılan üçüncü isim ise çevre ve ekoloji haberciliği denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan ve 20 yılı aşkın süredir yazdığı haberlerle halkı aydınlatan Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Gazeteci ve Yazar Özer Akdemir oldu. Gazetecilik faaliyetiyle sınırlı kalmayıp halihazırda ekoloji mücadelesi veren insanların, toprağın, suyun içinden Doğa ve Direniş Öyküleri yaratarak Türkiye edebiyatına katkı sağlayan Özer Akdemir’e ödülünü İz Gazete Editörü ve Türkiye Gazeteciler Sendikası İş Yeri Temsilcisi Nil Kahramanoğlu verdi.
İklim krizi konusunun, şu anda tüm dünyanın yaşadığı pandemi felaketinden bile önemli bir konu haline geleceğini kaydeden Özer Akdemir, kuraklığın iklim krizi ve yanlış su politikaları nedeniyle ciddi biçimde arttığını vurguladı. Efemçukuru’ndaki altın madeni işletmeciliğini, Aliağa’daki demir çelik fabrikalarını ve termik santrallerini, farklı bölgelerdeki taş ocaklarını hatırlayan Akdemir, İzmir’in çok güzel bir kent olduğunu ancak ekolojik anlamda şansız olduğunu vurguladı. Akdemir, “İzmirliler bu sorunların üstesinden gelecek mücadele gücünü bulacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
DOĞAYLA UYUMLU YAŞAM VURGUSU
Pek çok çevre katliamına karşı halkın gönüllü avukatlığını yapan Av. Özlem Altıparmak ve Av. Cem Altıparmak çifti de iklim krizine karşı mücadelede iz bıraktığına inanılan isimler oldu. Altıparmak çifti, iklim kriziyle ilgili uluslararası alandaki akademik ve hukuki araştırmaları takip edip bunları da dava dosyalarında kullandıkları ve mücadeleye önemli bir hukuki katkı sundukları için ödüle layık görüldü. Ancak Özlem Altıparmak’ın Kovid-19 testinin pozitif çıkması ve Cem Altıparmak’ın da temaslı olmasından dolayı törende yer alamadı. Altıparmak çiftinin ödüllerini stajyer avukatlar İpek Sezgin ve Ceren Naz Büyükgebiz alırken ödülü İz Gazete Haber Müdürü Şermin Çolak takdim etti.
Altıparmak çifti ise tören için misafilere şu mesajı iletti: “Doğal yaşam alanlarının ve yaban hayatının yok edilmesi, biyoçeşitlilik kaybı, ormansızlaşma, sağlıklı gıdaya erişim zincirlerinin kırılması, atık sorunu ve insan eliyle gerçekleşen iklim değişikliğinin sonuçlarını çok ağır bir biçimde yaşıyoruz. Bu konuda sorumluluğumuzun farkına varmamız ve daha fazla vakit kaybetmeden doğa ve tüm varlıklarla uyumlu bir yaşamı tesis etmemiz gerekiyor. Çabamızı ödüle layık gören herkese çok teşekkür ediyoruz. Ödülü bizim adımıza almayı kabul eden sevgili stajyer avukatlarımız, verdiğimiz bu mücadelenin kolektif bir çaba ve emeğin ürünü olduğunu göstermeye vesile oldu. Bu değerli ödülü, doğanın hakları için mücadele eden tüm hukukçular, sivil toplum örgütleri ve halklar adına alıyoruz. Çünkü bizi bu ödüle layık kılan, onların kararlı mücadeleleridir.”
‘ÇOCUKLARIMIZ İÇİN KAZANMAK ZORUNDAYIZ’
İz Gazete bu yıl özel bir ismi gündemine alarak 31 Mayıs 2011 yılında Artvin Hopa'da basın açıklaması yaparken polisin sert müdahalesi ve atılan çok sayıda kimyasal gaz sonucunda kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden, Karadeniz’in derelerini kurutan HES’lere karşı mücadelesiyle tanınan Metin Lokumcu’ya ödül verdi. Ödülü Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu’ya İz Gazete Yazarı Çelik Özdemir takdim etti.
Ödül konuşmasını kucağında minik kızı Deren Doğa ile birlikte yapan Ulaş Lokumcu, “Eğer biz bu mücadeleyi kazanamazsak benim kızım da sizin çocuklarınız da güzel bir dünyada yaşayamayacak. Benim babam 2011 yılında HES’lere karşı mücadele ederken benim için mücadele etti. Şimdi mücadele sırası bizde. Biz Metin Lokumcu için adalet istiyoruz, davayı 10 yıldır gündemde tutmaya çalışıyoruz. Bugün adalet ne yazık ki sosyal medyada sağlanıyor. O yüzden sizlerden de destek bekliyoruz. Eğer Metin Lokumcu Davası’ndan biber gazının bir kimyasal silah olduğu sonucunu çıkarırsak belki de 2013 yılındaki Gezi Direnişi’nde vefat eden arkadaşlarımız gibi bir daha insanlar ölmeyecek.” diye konuştu.
2020 YILI ÖDÜLLERİ DE VERİLDİ
2021 yılı İz Bırakanlar Ödülleri’nin ardından pandemi kısıtlamalarıyla verilemeyen 2020 yılı ödülleri de aynı törende sahiplerine ulaştırıldı.
Kovid-19 salgını sürecinde canları pahasına mücadele eden, ‘tükenseler’ dahi bir adım geri atmayan ancak ülkemizde ne yazık ki kıymetleri hâlâ bilinmeyen sağlık çalışanları da ödüle layık görüldü. Mücadeleleriyle tarihe asla silinmeyecek bir iz bırakan tüm sağlıkçılar adına ödülü İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı alırken ödülü İz Gazete Sayfa Sekreteri Selda Meşe takdim etti.
'KOVİD 19 HÂLÂ MESLEK HASTALIĞI DEĞİL'
Dr. Lütfi Çamlı şu mesajları verdi: “Tüm sağlık emekçileri pandemide canlarını riske atarak toplum sağlığı için hizmet sundular. Bu dönemde, halkın doğru bilgi alması adına çalışan İz Gazete başta olmak üzere tüm basın emekçilerine de şükranlarımızı sunuyoruz. Bu süreçte bizler pek çok arkadaşımızı kaybettik ancak Kovid 19 hâlâ meslek hastalığı sayılmamakta. Buna karşı mücadelemiz sürerken de desteklerinizi bekliyoruz. Hemşiresinden temizlik personeline, hekiminden teknikerine kadar tüm sağlıkçılar adına bu ödülü alıyoruz. Bize bu ödülü layık gören herkese çok teşekkür ediyoruz.”
ÖZVERİNİN İZİNİ BIRAKTILAR
30 Ekim 2020 tarihinde İzmir Bayraklı’da 117 yurttaşın vefatına ve büyük bir yıkıma neden olan 6,9 büyüklüğündeki deprem sonrasında enkazların üstünde günlerce aç, susuz, uykusuz çalışan ve gösterdikleri özveriyle tarihe iz bırakan tüm arama kurtarma ekipleri adına İzmir İtfaiyesi de ödüle layık görüldü. İBB İtfaiye Dairesi Başkanı İsmail Derse’ye ödülü İz Televizyonu Sorumlusu ve programcısı Pınar Teke takdim etti. Derse, sahneye itfaiye çalışanlarıyla birlikte çıktı.
İzmir İtfaiyesi Başkanı İsmail Derse, şunları söyledi: “İzmir Depremi sonrasında Başkanımız Tunç Soyer’in önderliğinde gerçekleştirilen kriz belediyeciliğinin çok büyük bir örneğini gördük. Hem bizim hem de diğer sivil toplum ve kamu kurumlarının birlikte yaptığı çalışmaların sonuçlarını gördük. Bu ödül, İzmir için çalışan herkes adına alınmıştır. Biz, özellikle iklim kriziyle birlikte afetlerin artacağını düşünerek ve bunlara hazır olabilmek amacıyla çalışmalarımızı canla başla sürdürüyoruz. Bu anlamda da hem İz Gazete’nin 6’ncı yılını kutluyor hem de herkese afetsiz, yangınsız günler geçirmeyi diliyorum.”
TOPLUMCU BELEDİYECİLİĞİN ANLAMI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in pandeminin ilk günlerinden itibaren ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı amacıyla başlattığı Biz Varız kampanyasına destek için İz Gazete; 2 Mayıs 2020 tarihinde 7 saatlik sosyal medya canlı yayını yapmış ve Büyükşehir’in halkinbakkali.com üzerinden sattığı gıda paketlerinden 25 bin 695 tane alınmasına vesile olmuştu. 2020 yılına tarihi bir iz bırakan ‘Dayanışmayı Canlandıralım’ isimli canlı yayının organizasyonunu yapan Yayın Komitesi’ne de İz Bırakanlar Ödülü layık görüldü. Tüm Yayın Komitesi adına ödülü Önceki Dönem CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok alırken ödülü Biz Kitap Yayıncılık Sorumlusu Selda Kartal takdim etti.
Zeynep Altıok şunları söyledi: “Bu ödül töreni, sahneye çıkan isimlerle birlikte yakın dönemde yaşadığımız pek çok şeyi yeniden hatırlattı. İzmirli şair Metin Altıok, ‘Hapishaneler insan dolu kum gibi, dışarıda bir buruk özgürlük zakkum gibi’ demişti. Bugün gazeteci Sedef Kabaş tutuklandı, keza sanatçıların dilini koparmak isteyenlerin mesajlarıyla güne başladık. Sanatın ve gerçek haberlerin susturulmak istendiği bu dönemde yerelin sesi bir kez daha öne çıkıyor. Kılcaldan haber almak, ana akımın bu kadar baskılandığı bir ortamda neredeyse imkansızlaşıyor. Az sayıda direnen basın emekçilerinin yanında gencecik bir kadroyla direnen İz Gazete’ye gerçeğin izinde yürüdükleri yolda başarılar diliyorum. Halkın Bakkalı dayanışmasına da vurgu yaparsam; aslında yerel yönetimlerin, ‘sadece kendi taraftarlarına hizmet etmek’ demek olmadığını gördük. Değerli başkanımız Tunç Soyer’in ve yine genç bir gazete kadrosunun dayanışma amacıyla aklına gelen canlı yayın fikriyle de etkileyici ve birçok eve ulaşan dayanışma hattını örebildiğimizi, belediye anlamında da fark yaratabildiğimizi bir kez daha deneyimledik. Yerelde ve ulusalda biz daha çok yazacağız ki bu fark insanlara erişsin. Ancak bu fark, en çok da evine hizmet giren insanlar tarafından fark ediliyor. Bu ödülü, birlikte çalıştığımız Yayın Komitemiz dışında dayanışmaya katkı sunan herkes adına alırken ödülün aslında herkese eşit toplumcu belediyecilik sunmanın anlamı olduğunu da ifade etmek istiyorum.”
‘SPORUN EVRENSELLİĞİNİ KULLANDIK’
2020 Uluslararası Yüzme Ligi’ndeki başarılarıyla tüm Türkiye’ye büyük mutluluklar yaşatan İzmirli milli yüzücü Emre Sakçı; kırdığı rekorların ve elde ettiği şampiyonlukların yanı sıra ‘İzmir Depremi’nin en acı dolu günlerinde memleketi İzmir’i unutmayarak herkesi gururlandırmıştı. Deprem sonrasında katıldığı yarışlarda göğsüne yazdığı ‘İzmir’ yazısından güç alan Emre Sakçı’ya en kötü zamanlarda bile fark yaratma iradesini gösterdiği için İz Bırakanlar Ödülü layık görüldü. Genç yüzücü Sakçı’ya ödülünü İz Gazete Genel Koordinatörü Özgür Coşkun takdim etti.
Emre Sakçı şunları söyledi: “Biz sporcular olarak ne yazık ki ülke gündemi çok yoğun olduğu için pek süre bulamıyoruz. Böyle günlerde yer almak da bize çok farklı bir motivasyon sağlıyor. Bu ödülün başarısını depremi yaşamasaydık daha farklı anlatmak isterdim ama ne yazık ki böyle bir felaketle karşılaştık. Orada da sporun evrenselliğini kullanarak dünya basınının dikkatini İzmir Depremi’ne çekmeye çalıştık. Elimizden gelen bu kadardı bunu yaptık. Ödüle layık gören herkese çok teşekkür ediyorum.”
KATKI SUNANLARA TEŞEKKÜR ÖDÜLÜ
İz Bırakanlar Ödülleri’nin ardından organizasyona katkı sunanlara da bir teşekkür ödülü verildi. Sann Ajans kurucusu Didem Çelen’e ödülünü İz Medya Yayınlar Koordinatörü Murat Attila verdi. Organizasyondaki büyük emeklerinden dolayı ve tüm teknik sistemi gönüllü şekilde kuran Medyatek’in ve 94.5 frekasından yayın yapan Radyo İzmir’in kurucusu aynı zamanda İz Gazete yazarı Seçkin Öner’in teşekkür ödülünü ise İz Medya Genel Yayın Yönetmeni Ümit Kartal verdi.
Eski gazetecilik ruhunu İz Gazete’de gördüğünü ifade eden Seçkin Öner, “Aynı ruhla yürüdükleri süre boyunca yanlarında olmaya çalışacağız, sizler de yanlarında olun. İnşallah daha güzel yerlere gelecekler” diye konuştu. Ümit Kartal ise “Seçkin ağabey bize çok büyük yoldaşlıklar etti. Bugün de bundan önce de nerede mesleki anlamda bir şey yapılmak isteniyorsa gönüllüce koşturdu. Herkesin önünde teşekkür ediyorum kendisine; bir gazeteci daha ekmek yiyebilsin bir televizyon daha kurulsun diye canla başla mücadele ediyor. Etkinlik başlarken gazeteci Sedef Kabaş gözaltına alındı diyorduk ama etkinlik sırasında tutuklandığını öğrendik. Böylesi karanlık bir dönemden geçiyoruz ve o yüzden gerçeğe olan ihtiyacımız ekmek kadar, su kadar önemli diyoruz. Sedef Kabaş’a da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ve acilen serbest bırakılmasını istiyoruz. Seçkin ağabeye de tekrardan çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Ödül Töreni'nin ardından İz Gazete çalışanları ve yazarları, İBB Başkanı Tunç Soyer ile İGC Başkanı Dilek Gappi'nin de yer aldığı bir fotoğrafla bu güzel günü ölümsüzleştirdi.