Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, deprem bölgesindeki incelemelerinin ardından kente döndükten sonra, olası bir deprem öncesi alınacak önlemlerle ilgili olarak, imar planlarına esas jeolojik ve jeoteknik etütleri gözden geçirmek ve yeniden değerlendirmek amacıyla çalışma başlattı.

Karşıyaka Belediyesi tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada, “Ülkece yaşadığımız büyük deprem felaketinden sonra, Karşıyaka ilçemizde imar planlarına esas hazırlanan jeolojik ve jeoteknik etütler tekrar gözden geçirilmiş ve bu kapsamda Atakent, Bostanlı ve Mavişehir bölgeleri ağırlıklı olarak sahile yakın alanlarda yüksek zemin sıvılaşma riski bulunduğu görülmüştür. Söz konusu etütler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 2016 yılında onaylanmış resmi raporlardır. Zemin sıvılaşmasının yüksek olduğu yerlerdeki bilimsel sonuçlar dikkate alındığında, yerleşim alanlarının daha sağlam zeminlere yapılmasının öncelikli tercih olması gerektiği açıktır. Ancak, zemin sıvılaşma riskinin olduğu bölgelerdeki mevcut binaların risklerinin analizi için daha detaylı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu amaçla öncelikle söz konusu bölgelerde ‘mikro-bölgeleme etüt çalışması’ yapılacaktır. Mikro-bölgeleme etüt çalışmalarında yerleşim alanlarındaki tüm tehlikelerin belirlenmesi, yerel zemin ve tehlike koşullarının yansıtıldığı, fay hatlarının dökümünün çıkarıldığı haritaların üretilmesi, arazinin jeolojik açıdan modellemesinin yapılması ile her türlü araştırma, analiz ve sentezleri yapılacaktır. Bu çalışmalar neticesine göre, olumsuz sonuçlar elde edilmesi halinde üst ölçekli planlamaların yeniden değerlendirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile görüşülecektir” denildi.

Basında yer alan Bostanlı ve Mavişehir’in taşınması ile ilgili haberler hakkında da açıklama yapan belediye yetkilileri, şunları söyledi:

“Haberde geçen konudaki gibi bugünden yarına kısa vadeli bir tahliye ve taşıma değil, mümkün olan en kısa zamanda mikro-bölgelerin ve üzerinde mevcut binaların yapı niteliklerinin bilimsel çalışmalar neticesinde ortaya çıkarılacak sonuçları doğrultusunda hareket edilecektir. Kamuoyuna yansıyan açıklamada, bölgedeki zemin sıvılaşma riskinin yüksekliğine ve bu durumun olumsuzluğuna dikkat çekilmiş, daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. Deprem bölgesinde gerçekleşen hasarın yoğunluğunun zemin sıvılaşmasıyla bağlantılı olarak artığına dair bulgular, bölgemizde bu soruna odaklanmamızda en önemli nedendir.”