EKOLOJİ-ÇEVRE

Kazdağları'nda madencilik faaliyetleri tepki çekiyor

Çanakkale'nin Bayramiç ilçesi Hacıbekirler köyü yakınlarında yer alan Halilağa Altın ve Bakır Madeni projesi kapsamında ağaç kesimi ve yol açma çalışmaları başladı. Projenin sahibi Truva Bakır Madencilik A.Ş., Cengiz Holding bünyesinde faaliyet gösteriyor. Ruhsat alanı 5.995,74 hektar olan proje, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) sürecinde alınan izinlerle ilerliyor. ÇED alanı, toplam 580,21 hektarı kapsıyor.

Abone Ol

Haber: Atilla Yoğurtçu

Maden projesinin ruhsat alanı 5.995,74 hektar, ÇED alanı ise 580,21 hektar olarak belirlendi. Proje kapsamında 517 hektar orman arazisi ve 66,41 hektar tarım arazisi kullanılacak. Proje süresi 19 yıl olarak planlandı: 2 yıl inşaat, 15 yıl işletme ve 2 yıl kapatma süresi. İnşaat aşamasında 2.000, işletme aşamasında ise 1.000 kişi istihdam edilecek. Yılda 6 milyon ton cevher ve 7 milyon ton pasa üretilecek, toplamda 90 milyon ton cevher ve 105 milyon ton pasa çıkarılacak. 

Projede kullanılacak su miktarı yıllık 4 milyon ton. Bu suyun Hacıbekirler Göleti ve Kocabaş Çayı'ndan sağlanması planlanıyor. Ancak bölgedeki köylüler ve çevre örgütleri, projenin çevresel etkileri konusunda büyük endişeler taşıyor. 

Tepkiler ve Hukuki Mücadele 

Cengiz Holding'in 2019 yılında Kanadalı Liberty Gold firmasından satın aldığı proje, çevre örgütleri ve yöre halkı tarafından ciddi tepkilerle karşılaştı. İlk ÇED süreci 2012'de başlamış ve çeşitli hukuki süreçlerden geçmişti. 26 Temmuz 2021'de alınan "ÇED Olumlu" kararı, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çanakkale Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği, TEMA Vakfı ve Çan Çevre Derneği gibi pek çok kurum ve birey tarafından dava edildi. 2022 yılında mahkeme, bilirkişi raporları doğrultusunda yürütmeyi durdurma kararı vermişti. 

Ancak, şirket 2023 yılında yeni bir ÇED süreci başlattı ve 14 Mart 2023'te alınan "ÇED Olumlu" kararı yeniden dava edildi. Bu kez bilirkişi raporu davacılardan yana olmasına rağmen mahkeme, bir muhalefet şerhine rağmen şirketin lehine karar verdi. Danıştay'da temyiz edilen süreç hala devam ediyor. 

Çevresel ve Sosyal Etkiler 

Projenin en büyük tehlikelerinden biri, Hacıbekirler köyüne 750 metre mesafede bulunan devasa atık barajı. Maden sahası, yüzbinlerce ağacın bulunduğu ormanlık alanda ekolojik tahribata yol açarken, bölgede yaşayan binlerce canlı türü ve tarım arazileri büyük risk altında. Ayrıca projenin su ihtiyacının karşılanması için planlanan göletler ve Kocabaş Çayı'ndan su temini, zaten sınırlı olan bölge su kaynaklarını daha da azaltacak. 

Yerel halk ve çevreciler, kamulaştırma kararları kapsamında tarım arazilerinin zorla ellerinden alınmasına da tepki gösteriyor. Kamulaştırma için uzlaşmayı reddeden köylüler, hukuki süreçlerle karşı karşıya kaldı. 12 Kasım 2024'te keşif yapılacak, 19 Aralık 2024'te ise kamulaştırma davası görülecek. 

"Kazdağları'nı Koruyacağız" 

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, ağaç kesimlerinin durdurulması, iş makinelerinin alandan çekilmesi ve projenin iptali için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtiyor. Çevreciler, orman tahsis izinleri, işletme izni ve kamulaştırma kararlarının iptali için yeni davalar açacaklarını duyurdu. 

Çevreciler ve yöre halkı, "Yaşam altından değerlidir. Cengiz, defol!" sloganıyla Kazdağları'nın korunması için kararlı bir mücadele yürütüyor.