Haber: Sabri Kırdar
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Antalya Şubeler Platformu adına konuşan Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Antalya Şube Başkanı Tanju İşeri; TKİ yönetimine soruyoruz…
Devletin AFAD gibi bu konuda eğitim veren resmi kurumları bulunurken İHH’nın eğitim vermek için davet edilmesinin gerekçesi nedir?
İmzalanan protokolün içeriği, süresi ve kapsamı nedir? Karşılıklı eğitim dışında bir işbirliği unsuru barındırmakta mıdır?
Yaşadığımız deneyimlerimizden biliyoruz ki iktidar bu kuşatmayı sıkılaştırmaktan ve İslamcı gericiliği kamu kurumlarında hegemon hale getirme çabasından vazgeçmeyecektir. Ancak ESM olarak kamu kurumlarının İslamcı cemaatlerin, tarikatların, İHH türevi örgütlerin yuvaları haline getirilmesine sessiz kalmayacağımızı da bir kez daha vurguluyoruz” dedi.
Tanju İşeri’nın basın açıklamasının tamamı şu şekilde
İktidar kamu kurumlarında İslamcı cemaatlere, tarikatlara, derneklere alan açmaya devam ediyor. Bunun son örneği ile Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ)’nde karşı karşıyayız.
TKİ İş Sağlığı ve Güvenliği Daire Başkanlığı’nın 20 Şubat’ta Genel Müdürlüğe gönderdiği “Afet Farkındalık Eğitimi” başlıklı yazıyla, Suriye’deki cihatçı çetelere yaptığı yardımlarla gündeme gelen İHH ile “Karşılıklı Eğitim İşbirliği Protokolü” imzaladığı ortaya çıkmıştır. Protokol uyarınca 28-29 Şubat tarihlerinde Genel Müdürlük binasında eğitim için salon tahsis edilmiştir.
Yaşamın eğitimden sağlığa hemen her alanında iktidar toplumu İslami bir kuşatma altına almak istemektedir. ÇEDES projesiyle eğitimde daha ilkokul sıralarında dini eğitime ağırlık verilirken, eğitim müfredatından evrim gibi konular çıkarılmakta; bilimsel eğitim geri plana atılmaktadır. Dahası “Deprem Farkındalık Eğitimi” adı altında kurumumuza sokulmaya çalışılan iktidarın kıymetlisi İHH bu sürecin ana aktörlerinden biri olarak eğitim kurumlarında cirit atmaktadır. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Ankara’nın Mamak ilçesinde bulunan Akdere Anadolu Lisesi’nde yapılan kermeste toplanan paraların bile İHH’ya gönderildiği ortaya çıkmıştır.
Kamu kurumlarında ve okullarda cirit atan İHH’nın nasıl bir yapılanma olduğunu, Suriye’de İdlib’te faaliyet gösteren cihatçı Heyet-i Tahrar’uş Şam örgütünün geçmiş yıllarda düzenlediği “Gizli Askerlerin Ödüllendirilmesi” etkinliğinde aldığı ödülden de anlayabilirsiniz. Ya da “insani diplomasi” adı altında Suriye’den yaralı cihatçıların İHH eliyle Türkiye’ye taşınmasından… Kısacası İHH Türkiye’nin özellikle Suriye İç Savaşı’nın ardından cihatçı otobanına dönmesinde iktidarın kullandığı araçlardan birisi olmuştur. İHH üyelerinin isimleri Niğde Ulukışla’daki IŞİD saldırısından, 10 Ekim’de yüzlerce insanımızı yitirdiğimiz katliama kadar pek çok dava dosyasında yer almaktadır. 10 Ekim Davası’nda dinlenen tanık Merve Dündar IŞİD kamplarında bulunduğu sürede İHH’dan gelen yardımları kullandıklarını açık bir şekilde dile getirmişti.
Bütün bunlar karşısında, şimdi TKİ çalışanı kamu emekçilerinden İHH’dan “Deprem Farkındalık “Eğitimi” alması beklenmektedir.
TKİ yönetimine soruyoruz…
Devletin AFAD gibi bu konuda eğitim veren resmi kurumları bulunurken İHH’nın eğitim vermek için davet edilmesinin gerekçesi nedir?
İmzalanan protokolün içeriği, süresi ve kapsamı nedir? Karşılıklı eğitim dışında bir işbirliği unsuru barındırmakta mıdır?
Yaşadığımız deneyimlerimizden biliyoruz ki iktidar bu kuşatmayı sıkılaştırmaktan ve İslamcı gericiliği kamu kurumlarında hegemon hale getirme çabasından vazgeçmeyecektir. Ancak ESM olarak kamu kurumlarının İslamcı cemaatlerin, tarikatların, İHH türevi örgütlerin yuvaları haline getirilmesine sessiz kalmayacağımızı da bir kez daha vurguluyoruz