"Süleyman Soylu artık atanmış değil, kendi koltuğunu kendisi kapmış bakandır. Burada kritik soru, şartlar nedeni ile bugün istifayı kabul etmeyen Recep Tayyip Erdoğan, bu örtülü kazan kaldırma eylemine orta vadede cevap verip vermeyeceği."

Dün gece 22:00 ile 24:00 arasında son 20 yılın en önemli siyasal krizlerinden birisini yaşadık. Kriz anında ve sonrasında, özellikle sosyal medyada, pek çok bilgi servi edildi. Sürecin başlangıcından itibaren yaklaşık 12 saat geçti. Artık aklı selim içerisinde olanları değerlendirebiliriz. 1. Bu bir tiyatro değil. AKP’de bir süredir yarılmanın olduğu gözlemleniyordu. Ancak Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmasız liderliği bu çatlağın su kaçırmasını engelliyordu. Çatlağın boyutları Erdoğan’ın da artık kapatamayacağı noktaya ulaştı. Dün akşam Cüneyt Özdemir’in YouTube kanalındaki programına katılan Hadi Özışık’ın açıklamalarını özellikle dinlemenizi öneririm. 2. Süleyman Soylu hayatının hamlesini yaptı. Özellikle parti içi çekişmelerden bunalan ve kendisini yalnız hisseden Süleyman Soylu kılıcını attı ve kazandı. Abdülkadir Selvi bugün Hürriyet Gazetesi’ndeki yazısında Soylu’nun istifa konusunu Erdoğan ile konuştuğunu ve Erdoğan’ın kabul etmediğini, buna rağmen gece geç saatlerde istifasını açıkladığını yazdı. Soylu’nun bu hamlesi, “ya ben ya onlar” seçeneğini zorladı ve Erdoğan’a kendisini seçtirdi. 3. Süleyman Soylu’nun istifasının duyulmasının ardından yaklaşık 1 saatte kendisine yaklaşık 2 milyon destek tweeti atıldı. Trollerin ağırlıklı olarak Saray etkisinde olduğunu düşünürsek, Soylu’nun bir toplumsal taban oluşturmaya başladığını söyleyebiliriz. Bu da AKP’nin kendi dinamikleri içerisinde yeni bir lider çıkarma şeklinde de okunabilir. Özetle, Süleyman Soylu artık atanmış değil, kendi koltuğunu kendisi kapmış bakandır. Burada kritik soru, şartlar nedeni ile bugün istifayı kabul etmeyen Recep Tayyip Erdoğan, bu örtülü kazan kaldırma eylemine orta vadede cevap verip vermeyeceği.