G7 Zirvesi Amerika Birleşik Devletleri’nin Donald Trump sonrası yeniden sahaya dönüşü için büyük fırsat değeri taşıyordu. Yeni Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden bir buçuk yıl aradan sonra ilk kez yüz yüze toplanan G7 Zirvesi başlamadan hemen önce İngiltere'de Başbakan Boris Johnson ile bir araya geldi. Görüşme sonrası ise “Üretim bandından çıkar çıkmaz, Ağustos ayında COVAX küresel aşı paylaşımı ittifakına yarım milyar doz aşı gönderilmeye başlanacak” açıklamasını yaptı.

ABD'nin bu aşıları herhangi bir karşılık beklemeden sağlayacağının da altını çizen Biden, “Aşı bağışımız herhangi bir fayda sağlamak için baskı unsuru ya da imtiyazları içermiyor. Bunu hayat kurtarmak için yapıyoruz.’ diye de ekledi. Bu hamle ABD’nin devlet iletişim politikasını Trump’ın ardından tamamen değiştirdiğini göstermesi açısından çok önemli.

Aşı diplomasisinin gelecekte ne kadar önemli olacağını bir çok kaynaktan okumak mümkün. Foreign Policy'de yer alan "Aşılar yeni jeopolitik düzeni şekillendirecek" başlıklı makale, Covid-19 salgını ile mücadelede geliştirilen aşıların dünya genelinde dağılımını ve bazı ülkeler için nasıl bir diplomasi aracı hâline geldiğini detayları ile anlatıyor. Bu açıdan da değerlendirince tekrar sahalara dönmeye çalışan Amerika’nın devlet iletişim stratejisinin aşı diplomasisini merkezine koyması kaçınılmaz.

ASIL MESAJ ÇİN’E

ABD, Biden yönetimi göreve geldikten sonra Covid-19 salgını ile mücadele stratejisini tamamen değiştirmiş ve tüm dünyaya konuşacağı yeni kamu diplomasisi fırsatını görmüş görünüyor. ABD, Dünya Sağlık Örgütü'nün az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aşıya erişimini daha adil hale getirme amacıyla başlattığı tarafından 92 düşük gelirli ülkeye dağıtılmak üzere 500 milyon aşı satın alıp bağışlamayı taahhüt etmesi de bunun en büyük göstergelerinden biri.

Biden'ın bahsettiği 500 milyon doz aşı bir kenara ABD 4 milyar dolarla COVAX'ın en büyük bağışcısı konumunda da bulunuyor. COVAX tarafından şu ana kadar 81 milyon doz aşı dağıtımı yapıldığını düşünürsek ABD’nin bu hamlesinin özellikle Çin’in ekonomik ve siyasal yayılma alanlarının başında gelen Afrika'nın dahil olduğu bazı düşük gelir grubundaki ülkelerde aşı sıkıntısına da çözüm olma iddiasının ciddi bir yumuşak güç gösterisine dönüşme potansiyeli var. Günümüzde aşı sadece aşı değil aynı zamanda emperyalist devletler için yeni bir araç.

G7 ÜLKELERİ EL ARTIRDI: 1 MİLYAR DOZ

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ev sahibi olduğu zirvenin son gününde yaptığı açıklamada G7 ülkelerinin ihtiyaç sahibi ülkelere 100 milyonu İngiltere'den olmak üzere toplam 1 milyar doz Covid-19 aşısını COVAX programı aracılığıyla hibe etmek üzere anlaştığını duyurdu.

Jonhson, “Dünya bizden bencil, milliyetçi yaklaşımları reddetmemizi ve tüm diplomatik, ekonomik ve bilimsel gücümüzü Covid-19’u sonsuza kadar yenmek için kanalize etmemizi bekliyordu” diye konuşarak aslında Brexit Britanyası’nın içine kapalı bir ülke değil; dünyada oyun kurucu olma vizyonunu devam ettiği mesajını vermeye çalışıyordu.

Biden’ın G7’nin hemen öncesindeki 500 milyon doz aşı çıkışı ABD dışındaki G7 ülkelerini de oldukça rahatsız etmiş görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü, virüsü tam anlamı ile yenebilmek adına en az 11 milyar doz aşı gerektiğini bir süre önce açıklamıştı. Bu sebeple de G7 zirvesinden çıkan toplam 1 milyar doz COVAX yardımı açıklamasının hayal kırıklığı yaratması da muhtemel. G7 üyelerinin “Dünya’yı yöneten ülkeler” olarak kendisini daha ne kadar pazarlayabileceği bu açıdan büyük bir muamma. Ayrıca Çin ve Rusya’da hazırda bekliyor.

ABD’nin 500 milyon doz aşısının mı, G7’nin 1 milyar doz aşısının mı siyasal iletişimde öne çıkacağını hep beraber izleyeceğiz. Çin ve Rusya’nın aşı diplomasisi hamleleri çok gecikmeden gelecektir. Biden Amerika’sının sahalara geri dönüşü ise bu aşılı olacak gibi görünüyor.