Her kadın katledilişinden sonra sosyal medyada birtakım nasihatler döner. Anneler, erkek evlatlarınıza bunları bunları öğretin diye. Henüz babalara itafen bir şeye denk gelmedim. Neden babalara “Sevgi ve saygıyı yaşatın! Oğullarınız sizin davranışlarınızı kopyalayacak, oğullarınız bir gün siz olacak” diye bir nasihat verilmiyor acaba? Bu haftaki yazımda kadın katliamları üzerinden, babaların erkek evlat yetiştirmesindeki önemini yazdım. Okuyalım.

Yine bir kadın katledildi birkaç gün önce. Artık isimleri hatırlayamıyoruz değil mi? Eskiden sosyal medyada katledilen kadınları paylaşırdım ertesi güne, sesimiz duyulsun; “Bu son olsun artık” diye isyan ederdim kendimce. Ama bu sefer tutulup kaldım, ne kadar bağırırsak bağıralım sesimizi duyacak birilerinin artık olmayacağına inanmaya başladım. Biliyorum Pınar Gültekin son olmayacak; ben bu satırları yazarken bile tehdit edilen, ensesinde ölümü hisseden, ‘Ne olur beni bu adamdan koruyun!’ diyen binlerce kadının sesini duyuyor, acılarını hissediyorum kalbimde. Hayır uzun uzun yazmayacağım kadın hakları ya da İstanbul Sözleşmesi üzerine. Zaten çokça yazıldı Pınar’ın, Emine’nin, Şule’nin ve ismini hatırlayamadığım nicelerinin üzerine. Ben başka bir şeyden bahsedeceğim bu yazımda. Her katledilişin üzerine sosyal medyada dolanan ve sadece annelere itafen ‘Erkek evlatlarınızı iyi eğitin ki kızların canını yakmasın’ diye başlayan nasihatlerden. Evet anneler, erkek evlatlarınızı iyi eğitin ama burada sorumluluğun çoğunun da babalarda olduğunu bilin. Babaların, erkek evlatlarına rol model olacağını; erkek evlatların ikili ilişkilerinde öğrendiği ve gözlemlediği anne-baba rol modelini kopyalayacağını da… Siz istediğiniz kadar ‘Kadına saygı duymalısın yavrum’ deyin; sizi döven, küçümseyen ve her fırsatta ezen bir eşe sahipseniz, oğullarınız sizi mi dinler yoksa kafasında kendisiyle özdeşleştirdiği babasını mı taklit eder? Biraz düşünün. Tabiiyi babasını taklit eder. Çocuklar büyürken, toplumun temel çekirdeği olan ailesinden ilham alır. Anne-babasını gözler; onların davranışlarını taklit eder ve istisnalar haricinde bir bakmışız ki kendi annemiz ve babamıza doğru evirilmişizdir. Anneler lafım size. Size hakaret eden, sizi küçümseyen ve size her türlü psikolojik ve fiziksel şiddeti layık gören bir eşin gölgesinde büyüyecek bir erkek çocuğunun ne size ne kız kardeşine ne de hayatına girecek kadınlarına saygısı olmayacağını bilin. Babasının size gösterdiği davranış örneklerinin aynısını hayatına girecek ya da girmeyecek kadınlara uygulayacak evladınız. Anneler, kıskanç bir eşiniz varsa eğer; oğlunuz kıskançlığı bir aile değeri (!) olarak görecek. ‘Babam da annemi kıskanıyordu zaten’ diye yaptığı saçma eylemleri mantığa bürüyecek. Eşiniz size zorla istemediklerinizi yaptırıyorsa, oğlunuz o ‘Hayır’ı evet (istediğimi alabilirim) olarak düşünecek. Eşiniz sizi dövüyorsa, oğlunuz bu dayağı doğal bir şey olarak algılayacak. Hayatında olan ya da olmayan kadınlara dayak atmayı yadırgamayacak. ‘Annem de babamdan çok dayak yerdi ama sesi çıkmazdı. Sana ne oluyor’ diye üzerine köpürecek bir de. Çünkü en yakın idolünden, babasından bunu görmüştür; bunu öğrenmiştir. İyi bir erkek evlat yetiştirmek istiyorsanız, anneler lütfen; kendinizi ezdirmeyin, kötü muamele görmeye izin vermeyin. Babalar lafım size. Kadına saygısı olan, ‘Hayır’ lafından anlayan erkek evlat yetiştirmek istiyorsanız annenize, kız kardeşlerinize, kızınıza, çevrenizdeki tüm kadınlara ve eşinize iyi davranın. Eşinize ve diğer tüm kadınlara sevgi ve saygı dolu yaklaşırsanız, sizi kahramanı olarak gören oğlunuz da hayatına girecek tüm kadınlara bu şekilde yaklaşacak; çünkü oğlunuz sizi ve yaptıklarınızı kopyalayacak. Ta bebeklikten itibaren sizin yaptığınız her davranışı, her lafı hafızasının derinliklerine kazıyacak. Ve evladınızın çevreye gösterdiği birçok davranış, otomatikman ve bilinçdışı, farkında olmadan sizden öğrendiklerinden oluşacak. Vicdanı sizden öğrenecek oğlunuz, ‘Hayır’ denildiğinde usulca gitmeyi de. Bir kadın mini etek giydiğinde onu taciz etmemesini bilecek; eğer ki siz de böyle davranmışsanız zamanında. Kahkaha atan kadına ‘Baba, bak ne mutlu, ne güzel gülüyor’ diyecek sayenizde. Kendisinden ayrılmak isteyen bir kıza ‘mutluluklar dileyebilecek’ eğer bunu sizden öğrenebilmişse. Babalar lafım size; erkek çocuklarınız anneleri kadar sizlerden de ‘Cinsiyet eşitliğini’ öğrenecek. Erkeklerin kadınlardan ‘daha iyi/üstün’ olmadığını da… Eğer duygularınızı ifade etmek için zamanında ağlamışsanız evladınızın önünde, erkeklerin de ağlayabileceğini bilebilecek mesela. Fiziksel ve psikolojik şiddetin zavallılık olduğunu hem davranışlarınızla hem de sözlerinizle siz öğreteceksiniz evlatlarınıza. Biz kadınlar da sizin öğrettiklerinizi pekiştireceğiz sevgi ve saygı sınırında. Bu aşamayı layığıyla yerine getirdikten sonra, yine anne-baba olarak çevreden gelen yanlış uyaranlardan koruyacağız evlatlarımızı. Ta ki toplumun kadına bakış açısı düzelene kadar bir kalkan olacağız onlara. Mesela, maço, kadını döven, kadına hakaret eden, tuttuğunu koparan, vurduğunu kıran, kendisine ‘Hayır’ dendiği halde pes etmeyen ve zorla da olsa istediğini alan adam dizilerini izlemeyeceğiz, izlettirmeyeceğiz de evlatlarımıza.  Ta ki bu yapımlar yayından kalkana kadar. Neden izlemediğimizi, neyin doğru olmadığını da evlatlarımızla konuşarak, tartışarak anlatacağız direk yasaklamak yerine. Olur mu dersiniz? Hem de çok güzel olur. Yeter ki babalarımız da annelerle beraber üzerine düşeni yapsın. Biz kadınlar hazırız? Ya siz erkekler?