Bu ülkede bir kadını kurtarmak 12.5 yıldan başlıyor. Kadir Şeker için verilen bu kararla sadece gencecik birinin hayatı mahvolmadı. Aynı zamanda bir kadın şiddet görürken artık kimsenin yardım etmemesi sağlandı. Yine korku üzerimizde, yine sindirilmişlik, yine kadın haklarına atılmış acımasız bir tokat. Bu sefer erkeklerden de değil, adaletten gelen tokat...

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre, Ağustos 2020’de erkekler tarafından 27 kadın öldürüldü. 23 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu. Ağustos ayında öldürülen 27 kadının 8’i evli olduğu erkek, 6’sı birlikte olduğu erkek, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 4’ü tanıdık, 2’si akraba, 1’i baba, 1’i kardeş ve 1’i de oğlu tarafından öldürülmüştü. Hatırlatma! Kadın cinayetleri almış başını gidiyorken, neredeyse her gün bir kadın her gün göz göre göre katlediliyorken, Kadir Şeker için verilen ceza canımızı sıktı, adalete olan inancımızı bir kez daha sarstı. Kadın olarak beni, bizleri bir adım daha umutsuzluğa sürükledi. Bir gün sokakta, apartman girişinde veya herhangi bir yerde şiddete maruz kalırsam, tehdit alırsam, tacize uğrarsam kim yardımıma koşacak benim, bizlerin? Yardım etmek isteyen birilerinin aklına gelmeyecek mi Kadir Şeker? ‘Aman bulaşmayım ben de hapislerde çürürüm; iyilikten maraz doğar’ demeyecek mi? Yanımızdan usulca gitmeyecek mi haklı olarak? Biliyorsunuz, sevgilisi tarafından şiddete uğradığı iddia edilen Özgür Duran’a engel olmak için müdahale ettiği sırada ölümüne neden olan Kadir Şeker’e 12 yıl 5 ay ceza verildi. Karar Türkiye’nin gündemine, benim ise içime oturdu. Niye oturmasın ki? Mesela, Aleyna Çakır’ın katili olduğu iddia edilen şahıs dışarıda. Batman’da 20 gün boyunca bir kadına tecavüz eden ve ölümüne sebep olan şahıs da dışarıda. Nice pedofil hastaları, ayrıldığı ya da ret aldığı kadının peşini bırakmayan nice psikopatlar da dışarıda. İçeride olanlar ise iyi halden, haklı tahrikten (?) ve bir kravat ya da takım elbiseden birkaç sene cezaya çarptırılmış durumda. Daha yeni gencecik bir kadını öldüren anestezi doktoru 3 yıl 4 ay ceza almadı mı mesela? İsteniyor ki toplum duyarsızlaşsın, isteniyor ki toplum tepkisizleşsin. İsteniyor ki kadınlar acımasızca öldürürsün. Tamam, belki istenilen suç nedeniyle Kadir Şeker’in beraatı mümkün değildi. Yanında bıçakla gezmesi de üzerinde düşünülmesi gereken bir şeydi. Sonuçta bir insan öldü. Fakat Kadir Şeker’e tecelli eden ‘adalet’, yukarıda saydığım kişilere misliyle tecelli etmeliydi, etmeli de. Belki de tecavüz, taciz, şiddet uygulayanlar serbest bırakılmasaydı ya da iyi hal uygulanmasaydı, şiddeti engellemeye çalışan Kadir Şeker’e verilen bu ceza bize bu kadar ağır gelmezdi. Bu ceza ne Kadir Şeker’e ne de biz kadınlara iyi gelmedi. Sevgili Şevval Sam’ın dediği gibi ‘Kızımız, kız kardeşimiz, annemiz, ablamız sokakta tacize, saldırıya uğrarsa, etrafında sadece onu izleyenler olacak. Kimse kılını kıpırdatmayacak. ‘Bir Allah’ın kulu yok muydu?’ diye isyan edeceğiz’ ve bizler yine öldürülmeye devam edeceğiz, aklımızda Kadir Şeker’e yapılan haksızlıkla.