Hepimiz aynı teknenin yolcularıyız! Şiddetli bir fırtınaya tutulduk. Sağlam ve sağlıklı kalmak birey olarak sadece birimize değil, her birimizin bilgili, bilinçli ve sorumlu davranmasına bağlı. Sanki virüs bizlere hınzırca bireysel kapanıklılık ve bencilliklerimizden vazgeçip, birbirimiz için de sorumluluk almayı öğretmek istiyor. Çetin bir sınavdan geçiyoruz dünyaca... Önemli olan bu sınavdan sağlıklı ve sağlam çıkabilmek!

Bedensel sağlığımız için hepimiz yapılması gerekenleri okuduk, öğrendik, uyguluyoruz. Ancak bu çetin dönemde ruhsal sağlığımızı korumak da son derece önemli. Aşağıda ruhsal koruyuculukla ilgili birkaç öneri:

GÜNLÜK RUTİNİNİZİ KORUYUN:

Günlük rutin güven, sebat ve dayanıklılık sağlar. Düzenli uyku, düzenli uyanma saati, düzenli hareket için ayırılan zaman, günlük işlerle uğraşmak, evden çalışmak, okumak, müzik dinlemek, yemek yapmak, ortalığı düzenlemek, kalan zamanınızı zihin doyurucu şekilde değerlendirmek önemli!

AİLE BİREYLERİNE SORUMLULUK VERİN:

Eğer ailece evde kalma durumunuz varsa, her aile bireyine ev içinde bir rol, görev ve sorumluluk verin: Mesela evin kapı kollarını dezenfekte etmeyi, sprey sıkmayı 5-6 yaşındaki çocuğunuz üstlenebilir. Yemek masasını kurup toparlamak, kendi odasını toplamak, yatağını yapmak, kahvaltıyı hazırlamak vb. tüm aile bireyleri katılabilir, veya sırayla rol alabilir. Böylece evin sağlıklı devamlılığı için her bireyin kendi yapabildiğiyle katkıda bulunmasını sağlayın. Sorumluluk vermek çocukları büyütür. Ayrıca birlikte yemek, sohbet, film seyretme ve ortak oyunlar oynamak gibi ritüeller oluşturun. Mesela her akşam bir aile bireyi ya bir masal, ya bir çocukluk hatırası, veya başından geçen bir olayı hareketlerle diğerlerine anlatmakla sorumlu... veya birlikte sessiz sinema oynamak gibi ortak geçirilen zamanlar...

YAŞADIĞINIZ MEKANA ÇEKİ DÜZEN VERME ZAMANI:

Evinize belki de uzun zamandır taze bir gözle bakmadınız? Belki şimdi giysilerinizi elden geçirme, eskileri elden çıkarma, dolaplarınızı, çekmecelerinizi, kütüphanenizi düzenleme, yenileme vaktidir. Eşyalarınızı gözden geçirirken öncelikle gereksiz yığınlardan arınır ve hayatınızla ve zihninizin tıkalı olan kimi yönlerinin açılmaya başladığını farkeder, hafiflemiş hissedersiniz.

BİLGİLENİN:

Bilgi sahibi olmak olayları ve hayatı kontrol edebilme duygusunu yaşatır. Halk sağlığıyla ilgili bilgilere ulaşın ancak fazla haber dinleyip sosyal medyada fazlaca dolaşan doğru ve yanlış bilgilere zihninizi kaptırmayın, ayrıca bunların yayılmasına da destek olmayın. Fazla bilgi kirliliği zehirlidir, panik, kaygı ve stresinizi artırır. Sağlam bilgileri yaş durumuna göre çocuklarınızla paylaşın. Çocukların bu gibi durumlarda ne yapılıp yapılmayacağını bilmeleri ve sorumluluk almaları önemlidir. Bu onları büyütür, geliştirir, dirençlerini azaltır.

SOSYAL OLARAK FAAL VE SORUMLU OLUN:

Sosyal faaliyetler bizi güçlü kılar ve cesaretlendirir. Aileniz ve arkadaşlarınızla yakın ilişkiyi besleyin. Cesaretlendirici yazı ve makaleleri paylaşın. Ancak aynı zamanda yalnız yaşamakta olan dost, arkadaş ve komşularla ilişkinizi de önemseyin ve mümkünse sorumluluk alıp ihtiyaçlarını sorun, yardımlaşmaya, gereksinimlerini tamamlamaya özen gösterin. Bu gibi zor zamanlar karşılıklı dayanışma, birbirine destek olma, insanlığımızı hatırlayıp yeşertme zamanıdır. Apartman, sokak ve mahallede dayanışma ve yardımlaşma birimleri kurulabilir, internet WhatsApp grupları kurularak destek ve dayanışma yaratılabilir.

İÇİNİZİ DİNGİN VE FERAH TUTMAYA ÖZEN GÖSTERİN:

Derin nefes almak, sevdiğiniz bir müziği dinlemek, fiziksel faaliyet, yoga, jimnastik, örgü örmek, günlük tutmak, bulmaca çözmek, fırsattan istifade yeni bir lisan veya müzik aleti öğrenmek, boya ve sanat malzemeleriyle yaratıcılığınızı kullanmak zihin ve ruhumuzu arındırıp diri tutan, bizi yenileyen faaliyetlerdir. Örneğin, bu evde kapalı yaşamaya mahkum olduğumuz dönemi fırsat bilip yeni bir lisan öğrenebilir, iyi bilmediğiniz bir lisanı geliştirebilir, yeni bir müzik aletini çalmayı öğrenebilir, yaratıcılığınızı kullanabilirsiniz. Bu da ileride hayat normale döndüğünde kendinize yapmış olduğunuz kıymetli bir hediye olur.

BOL MİZAH KULLANIN:

Mizahın çok şifalayıcı gücü vardır. Perspektif kazandırır. Olaylara farklı bir açıdan bakmamızı sağlar. Korku ve kaygının göz bebeğine bakarak gülebilmek insanı aniden güçlü hissettirir, kaygı ve korkudan ayrıştırır, zihin ve ruhumuzdaki stres ve baskının boşalmasına yardımcı olur. Çevrenizle yakınlaştırır.

KURBAN DEĞİL, AKTÖRÜZ:

Durumumuza üzülüp ‘ahh, vahh!’ edip kendimize acımaktansa, bu olaydan ne gibi dersler çıkaracağımıza bakabiliriz. Bu duruma ben nasıl katkıda bulundum: örn. dünya kaynaklarını fazlaca kullanmak (su, elektrik, tüketim, yolculuk, seyahat, vb) Şimdiye kadarki hayatımda neleri farklılaştırabilirim? Neleri kısabilir, nelerden vazgeçebilirim? Neleri fazladan yapıyor, belki de fazla besliyor, fazla satın alıyorum? Çevremi ne kadar koruyorum?

UMUDUNUZU HİÇ YİTİRMEYİN:

Zor zamanların da geçici olduğunu hatırlayın. Virüsün yayılması azalacak, karantina bitecek ve günlük hayatımıza, alışkanlıklarımıza, yapmaktan hoşlandığımız şeylere geri döneceğiz. Ama bu zorlu yolculuktan da öğrenip edindiklerimiz olsun! Zorluklar geliştirici ve büyütücüdür. Bakalım bu zorlu maceradan neler öğrenip çıkacağız? Umut bizi hayatta tutan halattır, inanarak hiç ucunu bırakmayın. 1945’lerde Nazi kamplarından kurtulan Viktor Frankl (İnsanın Anlam Arayışı) nasıl hayatta kalabildiğini soranlara: ‘inanmaktan hiç vazgeçmedim’ demişti.  

Kaynakça:
https://www.natal.org.il/en/news/creating-your-safe-place-tips-on-coping-with-the-concerns-during-the-coronavirus-outbreak/
Frankl, E. Viktor  İnsanın Anlam Arayışı, 2017 Epsilon