La Réunion Kely bölgesinde bulunan “teneke mahalleleri” açlık, susuzluk ve kuraklıkla boğuşuyor.
Dünya Bankası istatistiklerine göre Madagaskar nüfusunun %77,4’ü yoksulluk sınırının altında, yani günde iki doların altında para kazanarak yaşıyor. Çok güçlü demografik baskıyla karşı karşıya olan başkent Antananarivo'da derme çatma konutlar ve gecekonduların sayısı ise gün geçtikçe artıyor. Acı ve hüzün yanında, yokluk ve sefalete rağmen mahalle sakinleri günlük olarak üstesinden geldikleri sorunlara rağmen hayatta kalmaya çalışıyor.
Başkentin göbeğindeki en büyük gecekondu mahallelerinden biri olan La Réunion’da gazetecilere konuşan bir kişi şöyle diyor: "Bu bizim günlük hayatımız. Akşam, alabileceğimiz ne varsa toplamak için çöp bidonlarına gidiyoruz. Sonra orada ne bulursak hepsini satıyoruz: teneke kutular, plastik şişeler, zebu kemikleri, kömür...ne bulursak. "
Bu gecekondu mahallesinin yüzlerce sakini, branda ve ahşap kalaslardan oluşan evlerinin önüne dizdikleri çöpleri ayrıştırıp satılabilecek ne varsa satarak yaşıyor. Bu ticaretle günde en fazla 5000 Madagaskar Ariarisi yani 1,4 dolar kazanıyor.
Başka bir kadın verdiği röportajda şöyle diyor: “Şu anda çok az alıcı var ve satış yapmamız çok zor oluyor. Burada pişirebileceğimiz yiyecekler kısıtlı ve olanlar da sağlıklı sayılmaz. Bazen 1000 Madagaskar Ariarisi bulup sabahları kahve içip oğlumuzun yemeğini yedirdiğimiz günler şanslı hissediyoruz. Kocam ve ben sadece akşamları bol su ile pilav yiyoruz. Kalanını da oğlumuz okula götürsün diye saklıyoruz. Çok uzun zamandır burada yaşıyoruz. Eskiden kaldığımız mahallede kiramızı ödeyemediğimiz için buraya taşınmak zorunda kaldık.” Kocası büyük bir inşaat şirketinde kamyon şoförüyken işini kaybettiğinde ailesinin yaşam standardı daha da kötüye gitmiş. O zamandan beri, kocası asla daha düzgün bir iş bulamamış:
“2002'deki siyasi kriz nedeniyle şirket çalışanlarını işten çıkardı. Becerilerim var ama benim işim çöp toplamak ve satmak. Kızgın değilim ama çok üzgünüm çünkü hepimiz insanız ve yaşadığımız koşullar hiç iyi değil. Yine de yukarıda olanlar ve aşağıda olanlar var. Yukarıdakiler asla aşağıdakileri düşünmezler. Şu anda bir sürü insan çöp toplamaya gidiyor çünkü hayat çok zor ve çöp toplamadan hayatta kalamazsınız. Normal koşullarda yaşayabilmek için gerçek bir işimiz olsun isteriz ama böyle bir imkân yok.”
BOTANİK BAHÇESİ İÇİN 2 MİLYAR MADAGASKAR ARİARİSİ
Hilda Hasinjo Ravelonahina, beş yıl önce Antananarivo'daki yoksul ailelere yardım etmek için 1000 kişilik yemek hareketini başlattı. O şimdilerde siyasete atıldı ve bir belediye meclisi üyesi oldu. O da kendisine yöneltilen sorulara şöyle yanıt veriyor: "Gittikçe artan gecekondular, dilenciler, hasta olurlarsa sağlık hizmetinden faydalanamayacak onlarca insanlar var. Çocuklarını oynamak yerine dilenmeye gönderen ebeveynler var. Bunun yanı sıra, birçok hane için içme suyuna ve elektriğe erişim hala yok. Bu duruma ancak üzülüp geçebiliriz fakat yapabileceklerimiz de var. Zengin bir sınıfın parçası değilim ve durumu çok iyi anlıyorum. Bu yüzden belediye meclis üyesi olarak şu anki pozisyonumda daha fazla sosyal adalet için savaşmaya çalışıyorum. Böylece belediye bu sefaleti azaltmak için daha fazla bütçe ayırıyor. Devlet, öncelikli olmayan altyapı sorunlarına yatırım yaparak çok fazla para harcıyor. Örneğin Antananarivo'da şehir merkezinde bir botanik bahçesi oluşturmak için iki milyar ariary kullandık, bu miktar ise tüm bölgenin kalkınma bütçesine denk geliyor. "
Dünya Bankası'na göre, koronavirüs pandemisinin yarattığı krizle birlikte 2020'de 1,4 milyon Madagaskarlı aşırı yoksulluğa düştü. Bu Ada ülkesi, yeryüzünün en fakir ülkelerden biri. Temel sorun daima açlık gibi görünse de içme suyuna ulaşmak en önemli mesele.
Madagaskar'ın güneyi, hiçbir şey yapılmazsa önümüzdeki aylarda kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu, bölgede bulunan Birleşmiş Milletler ajansları tarafından duyurulan bir gerçek. Ada'nın güney kısmı düzenli olarak şiddetli gıda kıtlığından etkileniyor, ancak bu yıl birkaç faktör bir araya geldiğinde daha büyük kırılganlık oluştu.
Madagaskar kendini bekleyen kıtlığa hazır değil. Koronavirüs süreci uluslararası taşımacılığı ve seyahat olasılıklarını da etkilediği için, ihracat yapmakta zorluk çeken ada ülkesi, elindeki imkanlarla tarım yapamıyor ve kullanılabilir su sorunu yaşadığı için kendi kendine yetemiyor. Önümüzdeki süreç, bu ada ülkesine dönüp bakmamıza yol açacak gibi duruyor. Yıllardır yapılan uyarılara rağmen ekonomik destek göremeyen Madagaskar, gelecekte çok çetin bir savaşın içine girecek: Hayatta kalma savaşı! Bir yanda ekolojik sorunlara bağlı olarak kıtlık ve öteki tarafta fakirliğe bağlı olarak durmadan kötüye giden açlık.
KAYNAKLAR: