Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 25 Kasım 2020 tarihli kararıyla Beykoz'un doğal sit koruması altındaki Çengeldere, Fatih, Yavuz Selim, Baklacı, Çiftlik ve Görele mahallelerinin yüzde 48'ini “kesin korunacak alan”, yüzde 44,7'sini “sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı”, yüzde 7,43'ünü de “nitelikli doğal koruma alanı” olarak belirledi ve hazırlanan yeni imar planlarını onayladı.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de planlama alanındaki mevcut nüfusun 3 kat artacağı, bu nüfusa hizmet edecek yeni konut, ticaret ve sosyal donatı alanları gibi yeni yapılaşmalar oluşacağı gerekçesiyle planların iptali istemiyle dava açtı.
Davayı karara bağlayan İstanbul 6. İdare Mahkemesi, 12 Ekim 2022 tarihinde imar planlarının yürütmesini durdurdu. Mahkeme, imar planlarının şehirleşme prensiplerine, planlama yöntemlerine ve plan esaslarına, kentsel yerleşmenin mevcut ve gelecekteki durumuna, kamu yararına ve hukuka aykırı olarak düzenlendiği sonucuna vardı.
Dava konusu alanın hem doğal koruma alanı hem de içme suyu havzası olması nedeniyle yapılaşma miktarının koruma yaklaşımına uygun olmadığına karar verildi. Planlama alanı, Elmalı Barajı havzası sınırları içinde kalıyor.
Kararda, “kesin korunacak hassas alanın” plan sınırı dışına çıkartılmasının bütünsel bir koruma yaklaşımına ve koruma ilkelerine aykırı nitelik taşıdığı da belirtildi.
BİLİRKİŞİ RAPORU: TARIM MÜDÜRLÜĞÜNDEN İZİN ALINMADI
Mahkemenin kararına dayanak olan bilirkişi raporunda dikkat çeken tespitler yapıldı. Raporda, İstanbul Çevre Düzeni Planı'nda tarımsal niteliği kullanılacak alanlarla çakışan yerlere konut fonksiyonu getirilmesi için İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nden izin alınmadığı kaydedildi.
Bu durumun Çevre Düzeni Planı ile koruma amaçlı imar planı ile uygulama imar planı kararları açısından uyumsuzluğa yol açtığına vurgu yapıldı. Yapılaşma miktarının belirlenen kişi başına düşen inşaat alanı metrekaresinin koruma yaklaşımına uygun olarak değerlendirilmediği belirtildi. İmar planlarının suyun akışını doğrudan engelleyecek ve bütün alanda uygulanacak bir plan notu da içermediği ifade edildi.