Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay kararı sonrası cuma günü toplanıyor.

Sözcü'nün haberine göre, Meclis Başkanlığı, partileri 16 Ağustos Cuma günü saat 15.00'te toplantıya çağırdı.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Meclis Başkanımızın çağrısı var, bugün akşam ve yarın AK Parti olarak biz bu konuyu ele alacağız, değerlendireceğiz" dedi.

Sözcü TV'ye bağlanan TİP Başkanı Erkan Baş toplantıya ilişkin olarak, "Vekilliğe iade işlemlerinin çoktan gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Bizim görüşümüz AYM'nin kararı sonrasında Meclis'in toplanmasına gerek olmadan kütüğe kaydının yapılmasıydı." dedi. 

Baş, "Buna rağmen gereken adım atılmayınca muhalif partiler hep birlikte ortak bir çağrı yaptık. TBMM iç tüzüğüne göre Meclis'in 7 gün içinde olağanüstü toplanması gerekiyor. Numan Kurtulmuş'un çağrısı madde gereği. Bugün bu çağrının yapılması önemli." diye konuştu. 

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), Can Atalay hakkındaki son kararını değerlendirirken, "Meclis bu vesileyle kendi Anayasa dışılığını gidererek kendini aklayacak bir tavra girmeli, çünkü Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin anayasal açıdan geçerli olmayan kararını okutmakla Meclis kendisine gölge düşürmüştür.. Burada sorun Can Atalay sorunu değil, TBMM'nin Anayasa'nın üstünlüğüne saygı gösterip göstermediğidir" dedi.

"ATALAY'IN MİLLETVEKİLİ OLDUĞUNA DAİR EN AZ ÜÇ AYM KARARI VAR"

Kabaoğlu, şunları söyledi:

-Can Atalay hakkında milletvekili olduğuna dair en az üç Anayasa Mahkemesi kararı var. Can Atalay'ın başlıca engeli hapishanede olması...

-Meclis'te Anayasa dışı bir biçimde okutulan Yargıtay kararı aslında anayasaya aykırı olduğu için Anayasa Mahkemesi 'Bu karar yok hükmündedir' kararı verdi. O nedenle Meclis Başkanlığı'nın yapması gereken şey hazır Filistin Devlet Başkanı için TBMM'yi topladığına göre, aynı gün ona özgü bir gündem yapıp, Can Atalay'ın Meclis'e gelmesini sağlamak ve ant içirmek... Çözüm budur."

"MECLİS KENDİNİ AKLAYACAK BİR TAVRA GİRMELİ"

-Meclis bu vesileyle kendi anayasa dışılığını gidererek kendini aklayacak bir tavra girmeli, çünkü Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin anayasal açıdan geçerli olmayan kararını okutmakla Meclis kendisine gölge düşürmüştür.

-Bizzat Meclis  Başkanlığı kendini anayasa dışına itmiştir. Burada sorun Can Atalay sorunu değil, sorun TBMM'nin anayasanın biricik muhatabı olan Anayasa'nın üstünlüğüne saygı gösterip göstermediğidir. Bu hafta bunun için bir vesile olacaktır

NE OLMUŞTU?

Anayasa Mahkemesi kararı sonrası cezaevinde bulunan Can Atalay, "Tahliye edilmeyi ve zaten kaybettiğimi hiçbir zaman düşünmediğim vekilliğimin yeniden tanınmasını bekliyorum" açıklamasını yapmıştı.

TİP Atalay'ın milletvekilli kaydının yapılması ve özlük haklarının tesis edilmesi talebiyle TBMM Başkanlığına başvurdu.