Haber: Esma Turan
Muğla’nın Ortaca ilçesinde turistik Sarıgerme mahallesine bitişik Fevziye mahallesinde yaşayan üreticilerin 67 yıldır tarım alanı olarak kullandığı arazi, golf sahası oluyor. Mahallelinin yoğun tepkisi nedeniyle iş makineleri, jandarmanın güvenlik bariyeri arkasında çalışmaya başladı.
Ortaca’ya bağlı Fevziye mahallesinde yaşayan çiftçilerin 67 yıldır ecrimisil ödeyerek tarım alanı olarak kullandıkları araziler, Dalaman Hilton Otel'in golf sahası içinde kaldı. Arazilerin devletin “bataklığı kurutun, kullanın” talimatıyla tarım alanına dönüştürüldüğünü belirten köylüler, artık bu arazileri kullanamayacakları için duruma tepki gösterdi.
Otel işletmesi kendilerine tahsis edilen alanı tel örgütlerle çevirmek, golf sahasını turizm sezonuna yetiştirmek için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ekiplerinin de katılımıyla Fevziye ve Sarıgerme mahallesinde iş makineleri ile çalışma başlattı. Çalışma yapılan alanda Muğla İl Jandarma Komutanlığı ve Ortaca İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı.
Bölge halkı, artık arazileri kullanamayacakları için duruma tepki gösterdi.
"Biz buradan kalktığımızda hayvanlarımız, ekinimiz her şeyimiz kalmış durumda"
Mahalle sakini Efkan Yavuz, ''Otel işletmesine golf sahası olarak tahsis edilen yerin 15 metre derinliğinde bataklık olduğunu, toprak taşıyarak tarla haline getirdiklerini, rızaları alınmadan, tebligat yapılmadan ellerinden alındığını'' söyledi. Yavuz, şöyle konuştu.
"Söz konusu yeri biz kendimiz tarla haline getirdik. 15 metre derin olan bir yeri tarla haline getirdik. Şu an da elimizden alınıyor. Bize herhangi bir tebligat yapılmadı. Söz konusu yeri 1957'den beri kullanmaktayız. Burayla ilgili 2008 yılında alınan 'bu alan tarım arazisidir kesinlikle turizm alanı olamaz' diye Danıştay kararı var. Karar kesinleşti ve 2012 yılında onandı. Onanan mahkeme kararı halen yürürlükte olmasına rağmen arazimize el konulmaktadır. Aynı karar TİGEM arazisi için de geçerli. Oraya kesinlikle girilemiyor. Burada ise onaylanmış mahkeme kararına kesinlikle uyulmuyor. Turizm Bakanlığı’nı aradım söz konusu yeri nasıl tahsis ettiniz diye sordum. ‘Size döneceğiz’ dediler, 3 gün sonra beni arayıp, ‘kesinleşmiş Danıştay kararının sınırları belli değildir diye o şekilde tahsis ettik’ dediler. Kesinlikle sınırları bellidir. Şimdi sınır çizip tel çekecekler arazilerimize el koyacaklar. Biz burada yetiştirdiğimiz ürünlerle geçiniyor, hayvanlarımıza bakıyoruz."
Hatice Sarı ise "Biz Hilton'dan üç tane yetkili istiyoruz. Hilton bizim yerimize el koyduysa Hilton gelip açıklama yapacak ve el koyduğu 275 dönüm yer için bize ücret ödemesi lazım. Biz buradan kalktığımızda hayvanlarımız, ekinimiz her şeyimiz kalmış durumda. Biz mağduruz. Jandarmalara da söyledik lütfen Hilton'dan yetkili istiyoruz. Jandarma ‘ileteceğiz, getireceğiz. Siz tarladan çıkın’ dedi. Bekliyoruz hala yoklar. Buraya çevik kuvvet getirdiler. Biz terörist miyiz? Bu dağlardaki ağaçlar yanarken çevik kuvvet neredeydi?” dedi.
"İhbarname gibi hiçbir evrak gelmedi"
Fevziye Mahallesi Muhtarı Ruhan Altınok, "6 aydır muhtarlık yapıyorum bana ihbarname gibi hiçbir evrak gelmedi. Ağaçlar kesildi haberim yok. Hilton, babasının çiftliği gibi burada racon kesiyor. Halka hiçbir bildiri yok. Vatandaşın ellerinde evrakları var yine de çalışma devam ediyor. Bu çalışmaların durdurulmasını istiyoruz" diye konuştu.
75 yaşındaki Ayşe Çelik, 1957 yılında babasının o yıllarda makina olmadığından insan gücüyle yaz kış demeden, kanal açarak toprak taşıyarak tarla yaptığını kendisinin de çocukken babasıyla birlikte çalıştığını anlattı. Çelik, "Bataklığı kuruttuk. Hilton geldi önce çamlı tarlayı şimdi de burayı aldı. Babam yer sattı buraya harcadı. Benim kardeşlerimin hepsi burada yaşıyor hiçbir yeri kalmadı. Bir karış yerimiz yok. Bir sene sonra da evlerinden çıkaracaklar bu insanlar hayvanlarıyla nereye gidecek. Kime sesleneceksem her tarafa sesleneceğim. Yerimizi aldılar bizim. Cumhurbaşkanı'na mı sesleneceğim Valiy'e mi sesleneceğim. Kime sesleneceksem sesleneyim. Bittik biz, bittik. Benim kardeşlerim bitti. Nereye gideceğiz biz. Nereye gidecekler. Burası tarım alanıydı burayı molozlarla, toprakla dolduracaklar inşaat yapacaklar” dedi.
Hanife Kaplan da geçimini buradan topladığı otlarla sağladığını belirtti. Kaplan, "Süpürge otunu biçip toplayarak pazarda satıyorum. Bundan sonra biz buraya giremeyiz. Buralar bizim doğduğumuz büyüdüğümüz, yediğimiz içtiğimiz topraklarımız. Artık biz buralara giremeyiz, bizi bu topraklara sokmazlar" şeklinde konuştu.