Haber: Feyza Çebi
1 Mayıs’ta Sovyetler Birliği bayrağı bulunan mont giyen ve Mao Zedong apoleti takan Munzur Üniversitesi öğrencisi Ahmet Yıldız’a soruşturma açıldı. Munzur Erkek KYK yurdunda kalan Ahmet Yıldız, 12 Aralık’ta gözaltına alındığını belirtti. Ardından yurt müdürünün kendisine “karakoldan çıktığında yanıma gel” dediğini söyledi. Yurttan atılan Yıldız, açlık grevine başladı. Yıldız, gözaltına alınması durumunda, Anayasal haklarının sonlandığını düşünerek ölüm orucuna başlayacağını belirtti.
APOLETLERİM YÜZÜNDEN DOSYA AÇILDI
Gözaltında polisler tarafından cezasız yargılanma, maddi manevi yardım ve “yurtta kaldığını biliyoruz” denildiğindi yurttan atılmakla da tehdit edildiğini söyleyen Ahmet sözlerine şu şekilde devam etti: “Ajanlığı kabul etmediğimi söyleyince 1 Mayıs yürüyüşüm, SSCB bayraklı montum ve Mao Zedong apoleti sebep gösterilerek propaganda yapmamdan ayrı bir dosya açıldı. İki ayrı dosyadan iki ayrı mahkemeye çıkıp birisinde iki haftada bir olmak üzere imza ile adli kontrolle bırakıldım.”
YURTTA CİHATÇI ÖRGÜTLERİN GÜZELLEMESİ YAPILIYOR
Erkek yurdunda cemaat örgütlenmeleri olduğunu ve cihatçı örgütlerin güzellemelerinin yapıldığını söyleyen Ahmet, “Yurt yönetimi bu cemaatlerin desteklediği çocukların taleplerini karşılayıp, yurtta yerlerini istedikleri gibi değiştirirken benim öğrenciler arasında dayanışma grubu kurmam sebep gösterildi.” dedi.
Ayrıca, yurt kahvaltılarında tarihi geçmiş meyve sularının dağıtıldığını, öğrencilerin bu soruna dair seslerini yalnızca ikinci el eşya satışı yapan gruplarda duyurduklarını ve böylelikle zehirlenmelerin önüne geçebildiklerini belirtti.
‘AJANLAŞMADIĞIMIZ İÇİN EĞİTİM HAKKIMIZ ENGELLENİYOR’
Ajanlaştırılamadıkları için emniyet tarafından baskı yapılarak öğrenim ve barınma haklarının engellendiğini söyleyen Ahmet başlattığı eylem itibariyle gördüğü tepkileri ise şöyle anlattı: “Sosyal medyadan gördüğüm kadarıyla bazı kişiler şahsıma bazı örgüt yakıştırmalarında bulunmuş, Seyit Rıza heykeli önünde eylem yapmamı eleştirmiş ve bazıları da dile alınmayacak yakıştırmalarda bulunmuşlar. Canları sağ olsun ama şunu belirtmek isterim ki bu olayı yaşayan ben olsam da öğrencilerin demokratik haklarını engelleyen, öğrencilerin bağımsız eğitim hakkını baltalayan ve görüşü ne olursa olsun bir durum yaşandığı zaman hukuksuzca devletin kurumlarında çalışan kişiler keyfine göre öğrencilerin haklarını gasp edebiliyorlar.”
Bağımsız eğitim hakkı için başta öğrenciler olmak üzere herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Ahmet, kendi sürecine biraz daha değinerek, “Yurttan atılma kararımda ‘Öğrenci Dayanışma Grubu kurmak’ yazsa da; yurt müdürünün ‘karakoldan çıkınca yanıma gel’, polisin ‘zaten yurtta kaldığını biliyoruz’ söylemi var. Öbür yandan kayyum protestosuna katılan kişiler için doğrudan adliyede bir karar olmadığı ve konunun yurdu bağlayan bir karar olmadığı da açık” dedi.
Öğrenci dayanışma grubu her ne kadar ‘bahane’ olarak kabul edilse de bunun öğrencilerin temel hakkı olduğunu vurgulayan Ahmet, “Komünist bir dünya görüşüne sahip bir insan olarak zaten sistemin alternatifi bir sistem isterken, şu anda sistemin kendini meşrulaştıran demokratik yasalarını savunan bir duruma geldik” ifadelerine yer verdi.
ŞU AN AÇLIK GREVİNDEYİM
Ahmet, sadece kendisi için diğer öğrenciler için de eylem yaptığını ve şu an kalacak yer sıkıntısı çektiğini söyledi. Yurda geri alınıncaya kadar eylemine devam edeceğini de ekledi: “Her gün 17.00-19.00 saatleri arasında Dersin Seyit Rıza Meydanı’nda oturma eylemi yapacağım. Şu an açlık grevindeyim. Gözaltına alınma durumunda Anayasal haklarımın tamamen biteceğini kabul edip ölüm orucuna gireceğim.”
Ahmet Yıldız: “Başta öğrenci arkadaşlarım olmak üzere’ tüm devrimci-demokrat ve demokratik anayasal haklara saygısı olan insanları dayanışmaya çağırıyorum” şeklinde sözlerini sonlandırdı.