Haber: Lütfiye Burcu Kara

Üniversite öğrencilerinin yaşamış olduğu barınma sorunu son 5 yıldır gündemden düşmüyor. 2021 yılında “Barınamıyoruz!” diyerek sokaklara çıkan üniversite öğrencilerinin yaşamış olduğu barınma sorunu 25 Ekim 2023 tarihinde yeniden gündeme geldi.

25 Ekim 2023 günü Aydın’ın Işıklı ilçesinde bulunan Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda meydana gelen asansör faciasında Zeren Ertaş isimli kadın öğrencinin hayatını kaybetmesi sonucu barınma sorunu yeniden gündeme geldi. Türkiye’nin pek çok ilinde başta kadın öğrenciler olmak üzere binlerce üniversiteli tepkisini sokaklarda dile getirdi. Öğrencilerin sokaklarda haykırdıkları en önemli şey KYK yurtlarına yerleşememiş olmak iken, bu yurtlara yerleşebilen öğrenciler ise yurtlardaki koşullara tepki gösterdiler.

İzmir’de yükselen şikayet ise Bayraklı TOKİ Kız Öğrenci KYK Yurdu kalan öğrencilerden geldi. İzmir Depremi sonrası depremzedeleri yerleştirmek üzere yapılan bu yurtlar, depremzedelerin ihtiyacı kalmaması sonucu Kredi Yurtlar Kurumu’na verilerek kadın öğrenci yurduna dönüştürüldü.

Bu yurt şehrin çok uzağında bulunması, çevresinde hiçbir şeyin bulunmaması sebebiyle sık sık taciz haberleriyle adını duyurmuş olsa da kadın öğrencilerin yaşadıkları sorunlar bu kadarla kalmadı. Öğrencilerin yemeklerden zehirlendiği, okullarına gitmekte sorun yaşadıkları gibi pek çok sorun da gündeme geldi. Bu yurdun açılmasının üzerinden yaklaşık 6 ay geçmiş olmasına rağmen yurtta kalan kadın öğrencilerden edindiğimiz bilgiler yurdun hala bir düzene giremediğini ortaya koyuyor.

Bu yurtta kalan kadın öğrenciler yurt ilk açıldığında kendilerine sadece yatak verildiğini ve uzun bir süre su kesintilerinin yaşandığını, pek çok şeyin zamanla geldiğini belirtiyor.  Ulaşım sıkıntısı yaşadıklarını belirten öğrenciler, bu sorunu çözebilmek adına çok fazla mücadele verdiklerini, belediyeye sık sık dilekçe yazdıklarını, sürekli ESHOT Müdürlüğünü aradıklarına ve buna rağmen ulaşım sorununun çok geç çözüldüğünü vurguluyorlar.

“Dağ başında” olmasıyla bilinen bu yurtta iletişimle ilgili de problemler yaşandığını belirten öğrenciler “Telefonlarımız ve internetlerimiz yurdun bulunduğu konumdan kaynaklı çekmiyordu, ailelerimize ancak merkeze indiğimiz zaman ulaşabiliyorduk. Hepimiz kendi kullandığımızı operatörlerle bir şekilde bu sorunu çözmeye çalışıyorduk, müşteri hizmetlerini arayarak bu sorunu dile getiriyorduk. Çünkü internet olmadan ders çalışamıyorduk. Bu çabalarımızın sonunda bazı operatörler bu sorunu çözmek için taşınabilir baz istasyonları getirdiler. İlk dönem getirilen bu baz istasyonlarının ara tatilden döndüğümüzde kaldırılmış olduğunu gördük ve yine aynı sorunla karşı karşıya kaldık. Bize ilk dönemden beri internet geleceği söyleniyor, modemler takıldı ancak hala internet gelmedi. Yemek, su vs. gibi sorunları bir şekilde tolere edebiliyor olsak da iletişim sorunu tolere edilebilir bir şey değil. Yurtta kalmayacağımız zaman bakanlığın sitesi üzerinden izin almamız gerekiyor ama bunu bile yurtta yapamıyoruz, merkeze inip internete bağlanıp oradan izin alıyoruz.” diyor.

Beslenme sorunu da bu yurttaki sorunların başında yer alıyor. Öğrenciler, henüz yurtta bir yemekhane ve mutfak olmadığını, bu nedenle yemeklerin bir yemek firmasından getirildiğini ve çoğu zaman yemeklerin erken saatte bittiğini, yemek porsiyonlarının çok küçük olduğunu belirtiyorlar. İkinci öğretim okuyan öğrenciler çoğu zaman yurda geldiğinde yemek tükenmiş oluyor. 6 aydır açık olan bu yurtta yemekler hala plastik tabaklarda veriliyor. Sağlık bilimlerinde okuyan öğrenciler bu durumunun sağlıksız olduğunu, sıcak yemeklerin plastiğe temasının kanserojen maddeleri açığa çıkardığını, bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Yurdun yurt konseptinde olmadığını, bunun da pek çok sorunu beraberinde getirdiğini söyleyen öğrenciler “Burası boş kalmış ve yurda çevrilmiş evler, 3+1 evlerde 2-4-6-8 kişi olacak biçimde kalıyoruz. Yani bir daire içerisinde 20 kişi kalıyoruz. Buranın yurt konseptine uygun olmaması pek çok sorun yaratıyor.21 bloklu bu yurtta, yurda gelen dolap, kitaplık vs. gibi eşyalar blok sıralamasına göre dağıtılıyor ve bazı arkadaşlarımız bu en temel eşyalara çok sonradan ulaşabildiler.” diyor.

Yurt ilk açıldığı zamanlarda yurda giriş çıkış saatinin olmadığını söyleyen öğrenciler bu saat sınırlamasının yeni geldiğini, yurdun uzak bir yerde olmasından kaynaklı ikinci öğretim okuyanların bu saati kaçırdıklarını belirterek “Yurda izinsiz olarak 3 defa gelmeme hakkımız var ancak ikinci öğretim öğrencileri olarak çoğu zaman otobüs bulmakta zorlanıyoruz ve yurda giriş saatini kaçırıyoruz. 3 defa izinsiz gelmediğimiz taktirde yurttan atılıyoruz, pek çoğumuz daha ikinci dönem başlamadan bu sınıra ulaştık. Bazı arkadaşlarımızın geç kaldıkları zaman ailelerinin arandığını öğrendik. Aynı zamanda bu kural bazılarına uygulanırken bazılarına uygulanmıyor. Aynı gün geç gelen 30 kişiden 8-9 kişi idareye çağrılmazken geri kalanlar idareye çağrılıyor. Bunun neye göre yapıldığını bilmiyoruz.” diyor.

Yurdun yavaş yavaş düzene girdiğini düşündüklerini söyleyen öğrenciler “Aslında biz bir çeşit öğrenilmiş çaresizlik yaşıyoruz. İlk geldiğimizde bu yurt o kadar kötü bir durumdaydı ki şimdi yapılan en ufak iyi şey bile bize büyük bir şeymiş gibi geliyor. Kahvaltı menüsüne yeni yeni eklenmeye başlayan yumurta bize çok büyük bir yol almışız gibi hissettiriyor.” diyor.