Haber: Fatoş Erdoğan
Üniversite Öğrencileri, 20 yıl önce Taksim’de İstiklal Caddesinde başından tek kurşunla vurularak katledilen İstanbul Üniversitesi öğrencisi Önder Babat dosyasının 2 gün sonra zaman aşımından kapatılacağına dikkat çekmek için İstanbul Üniversitesi önünde basın açıklaması düzenledi.
"Önder Babat Ölümsüzdür. Önder Babat'ı Unutturmayacağız" yazılı pankartların açıldığı basın açıklamasını
Devrimci Gençlik Dernekleri'den Berkan Bütün okudu:
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bugün İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Önder Babat’ın 20. ölüm yıldönümü. 20 yıl önce Taksim’de İstiklal Caddesinde başından tek kurşunla vurularak katledildi.
Önder, bu okulun devrimci öğrencilerinden biriydi. Katledildiğinde 25 yaşındaydı. Hukuk Fakültesi’nde kurduğu “Hukuk Oyuncuları” tiyatro grubu ile klasik eserleri sahneye koyuyor, felsefe toplantıları düzenliyor, dergilere yazılar gönderiyordu. Döneminde ABD emperyalizminin Ortadoğu’ya müdahalesine, Irak’a saldırısına karşı eylemlilik sürecinin içinde yer almıştı. İstanbul’da yapılacak NATO toplantısına karşı demokratik
muhalefeti örgütlemeye, gençliğin sesini yükseltmeye çalıştı. Önder, bu memleketin Bush, Biden ve Netanyahu gibi katillere dikensiz gül bahçesi olmaması için mücadele etti. Önder, NATO ve Bush Karşıtı Birlik'in o yıllarda aktif örgütleyicilerinden biriydi.
AKP’nin erken dönemlerine övgüler düzüldüğü, eski kurmaylarının aklanmak istendiği şu dönemde Önder’in 2004 yılında katledildiğini hatırlatıyoruz. 20. yılında, Önder Babat’ın mücadelesini anlatmayı, Önder’in faillerini teşhir etmeyi, Önder için Önder’in üniversitesinde direnmeyi, 2004’ten 2024’e, tüm memleket için gerçek bir adaleti sağlayana dek mücadele etme iddiamızın birincil koşullarından biri olarak görüyoruz. Önder’in sürdürdüğü özerk-demokratik üniversite mücadelesini şimdi bizler sürdürüyoruz. Öğrencisi olduğu İstanbul Üniversitesi önünden bu mücadeleyi Beyazıt’tan Cebeci’ye, Yıldız’dan ODTÜ’ye, Boğaziçi’nden Marmara’ya; Mimar Sinan’dan İTÜ’ye bütün üniversitelerde ısrarla ve azimle yükselteceğimizin sözünü veriyoruz.
20 yıldır onu katledenleri saklamak, olayı karanlıkta bırakmak ve gerçekliği karartmak adına her şey yapıldı. Olay yerinde kriminal inceleme ve tanıkların dinlenmesi, arkadaşlarının ısrarlarına rağmen yapılmadı. Polisler üstelik hastanede aileyi otopsi yapılmadan Babat'ın defnedilmesi için ikna etmeye çalıştı. Yine de ailenin ve arkadaşlarının yoğun mücadelesi sayesinde otopsi işlemi yaptırılabildi. Otopsi yapılacağı gün polisler Babat'ın arkadaşlarına "siz zaten o gün felsefe kulübüne de gidiyordunuz, biz felsefe yapınca böyle oluyor" ifadeleri kullanarak gözdağı vermeye çalıştı. Avukatların ön otopsi raporunu alacakları gün ise yüzlerce çevik kuvvet polisi getirilmiş ve Adli Tıp önüne konuşlandırılmıştı. Otopsi raporu ortaya çıkınca tüm bu manipülasyon çabalarının, polis ordusunun ve baskıların sebebi belli oldu: Önder Babat, yüksekten ateşlenen bir silahla öldürülmüştü. Kafasına hedef gözetilerek tek el ateş edilmişti. Emniyet’in “taş düştü de öldü” yalanı ortaya çıkınca bu kez de basına, Önder’in başına "yorgun mermi" olarak tarif edilen, hedef gözetmeksizin ateşlenen bir merminin isabet etmiş ya da merminin yerden sekmiş olabileceği bilgisi servis edildi. Oysa gelen resmi raporda, "olayın bir sekme sonucu meydana gelmediğinin kuvvetle muhtemel olduğu" ve yorgun mermi değil uzaktan atış yapıldığı tespit edilmişti.
Mart 2005'te, yani cinayetten bir yıl sonra; savcı, faillerin tespiti için "daimi arama kararı" verdi. Bu aslında, dosyada artık aktif işlem yapılmayacağının ilanı anlamına geliyordu. Resmi kurumlar artık cinayeti araştırıyor gibi yapmayı bile bırakmıştı.
İstanbul Başsavcılığı aradan 13 yıl geçtikten sonra, Aralık 2018'de, İstanbul Emniyeti'ne bir yazı gönderdi. Olay yerindeki kanıtların yeniden değerlendirilmesini istedi. Ancak bu yazıya yanıt verilmedi. Haziran'da savcılık yazısını yineledi.
Emniyet, yeni bir araştırma yapmadan eski yazıları kopyalayıp gönderdi.
Bu süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de etkili soruşturma yürütülmediği için Türkiye'nin hak ihlalinde bulunduğuna karar vermişti. Babat’ın avukatları ise Aralık 2023'te, mermi çekirdeğinin cinayetten sonraki herhangi bir olayla eşleşip eşleşmediğinin araştırılmasını, yukarıdan atış yapılabilecek olası adreslerin araştırılmasını istedi ancak bir sonuç alınamadı.
Kamuoyunda ve basında bu kadar yer eden, daha sonra çeşitli siyasi dosyalarda bahsi geçen ve İstiklal Caddesi’nin ortasında onlarca insanın gözü önünde yaşanan böyle bir olay hakkındaki soruşturma kapsamında, üçü Önder Babat’ın birlikte yürüdüğü arkadaşları olmak üzere sadece dört görgü tanığının ifadesi alındı. Aradan geçen yıllara rağmen 50 sayfayı aşmayan bir dava dosyası ortaya çıktı.
3 Mart 2024 tarihi itibariyle cinayetin üzerinden 20 yıl geçmesiyle zamanaşımı süresi doluyor. Savcılık dosyayı zamanaşımı sebebiyle sonlandıracak. Dosyanın kapanmaması için tek çare, bu tarihe kadar bir şüphelinin tespit edilmesi, sorgulanması ya da hakkında kaçak kararı verilmesiydi. Ancak 2004’ten beri savcılık hiçbir adım atmadı. Tek bir şüpheli bile sorgulanmadı.
Cinayetin aydınlatılması için yapılması gerekenler belliydi:
• Yeniden dinlenilmeyen tanıkların dinlenilmesi
• Önder Babat’ın adının geçtiği tüm soruşturmaların ya da iddiaların incelenmesi, buralardaki şüphelilerin ya da tanıkların bu cinayet kapsamında da sorgulanması.
• Basına yansıyan iddiaların dosya kapsamında incelenmesi ve soruşturmaya dahil edilmesi.
Bunların yapılmaması bir mesajdır. Bir siyasi cinayetin varlığını ortaya koymaktadır. Katilleri ve onları ısrarla koruyanları göstermektedir.
Önder Babat cinayeti 20 yıl boyunca özenle karanlıkta bırakıldı. Katilinin bulunmasını isteyenlere kelepçe vuruldu, işkenceye maruz kaldı. Geçtiğimiz yıllarda Beyazıt Meydanı’nda Önder için adalet talebini yükseltmemiz yasaklanmaya çalışıldı, gözaltına alındık. Önder’in katilini bulmayanlar, Önder için adalet diyen üniversite öğrencilerini engellemek için seferber oldu.
Önder Babat özel bir süreçte katledildi: NATO’nun İstanbul toplantısı öncesinde vuruldu. O gün kişi olarak Önder seçilmiş olsa da asıl hedef bu ülkenin tüm anti emperyalistleri, devrimcileri, sosyalistleri ve ilerici muhalefeti idi.
Önder bu toprakların Netenyahu gibi, Biden gibi katillerin dikensiz gül bahçesi olmasına karşı mücadele ettiği için, bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi verdiği, emperyalizme karşı durduğu için öldürüldü.
Bizler Önder’in anısının ve mücadelesinin yankılandığı Beyazıt’tan ondan devraldığımız mücadeleyi yükselteceğimizi yineliyoruz. Bu topraklarda emperyalizme ve faşizme karşı mücadelede yitirdiğimiz her bir devrimciye sözümüz ve borcumuz var.
20 yıldır buradayız ve ne kadar sürerse sürsün bu cinayetin hesabını soracağız!
Önder Babat’ın uğrunda yaşadığı ve mücadele ettiği “gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günlerini bizler kuracağız