Ahmet ÜNSAL/ Manisa
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltındaki ikinci gününde Saraçhane’de gerçekleştirilen halk buluşmasına katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, konuşmasının başında vatandaşlara yönelik polis müdahalesine tepki gösterdi. Özel, “Emniyet güçleri, bu meydanı provoke etmeyin. Çok rica ediyorum. İstanbul Valisi Davut Gül. Buradan sana sesleniyorum. Bu meydanı provoke etme. Orada bir daha biber gazı görmeyeceğim. Bir daha biber gazı görürsem olacaklardan İstanbul Emniyet Müdürü sorumludur. İstanbul Valisi sorumludur” dedi. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“SEN KİM OLUYORSUN DA TÜRKİYE’NİN UMUDUNA GAZ SIKIYORSUN?”
“Burada Ekrem İmamoğlu’nun yoldaşları, yol arkadaşları var. Burada iyi insanlar, tertemiz insanlar var. Pırlanta gibi gençler var. Türkiye’nin umudu var. Sen kim oluyorsun da Türkiye’nin umuduna gaz sıkıyorsun? İstanbul’un cesur evlatları, Türkiye’nin cesur evlatları, adil, demokratik, eşit, değerli gençler, değerli İstanbullular… Biraz önce il başkanımız İstanbul Valisi’ne ulaştı. Buradaki durumu kendisine anlattı. Kendisi de bir daha gaz sıkılmaması yönünde talimat verdiğini söyledi. Böyle devam ederse burada barış içinde, kardeşlik içinde, demokratik bir zeminde tepkimizi, protestomuzu, beklentimizi, dayanışma duygularımız ifade edeceğiz. Bundan sonraki süreçte kimse Cumhuriyet Halk Partisi’nden salonlarda, binalarda siyaset beklemesin. Bundan sonra sokaklardayız, meydanlardayız.”
“BİZ HEP BİRLİKTE BAŞARDIK”
“Bugün Şişli Belediyesi’ne gittim. Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan’ın yol arkadaşlarıyla, emekçilerle bir araya geldim. Buradan Şişli Belediye Başkanımız Resul Emrah Şahan’a selamlar olsun. Resul Emrah Şahan, Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetiştirdiği bir evlat. Çok kaliteli, çok çalışkan bir bürokratken Şişli Belediyesi’ne büyük oyla, büyük bir teveccühle seçildi. Ben Resul Başkan’a bakınca onda sadece bir ilçe belediye başkanı değil, geleceğin bakanını, bu ülkeye en güzel hizmetleri yapacak çok etkili bir siyasetçiyi görüyorum. Resul Emrah Şahan bugün bir terör suçlamasıyla ve terör örgütüne yardım etme suçlamasıyla gözaltında tutuluyor. İddia; kent uzlaşısı yaparak batıdaki Kürtlerin, buradaki belediyelerde temsiliyetini sağlamak. Buradan açıkça söylüyorum. Batıdaki Kürtler, buradaki Türkler gibi, Lazlar gibi, Çerkesler gibi, batıdaki Aleviler, Sünniler gibi tam ve eşit haklara sahiptir. Resul Emrah Şahan onlara temsiliyet hakkı verdiyse helal olsun. Ancak dedikleri şu: ‘Siz kent uzlaşısı yaptınız.’ Bu isim, DEM Parti’nin kullandığı bir niteleme. Kendilerinin seçim kazanamadıkları yerlerde kente hizmet edeceğine inandıkları, kente katkı sağlayacağına inandıkları, temiz yöneteceğine inandıkları adaylarda birleşmek üzere aldıkları bir karar. Biz de bunu İstanbul ittifakı olarak nitelendirdik ve uyguladık. Hep şöyle söyledik: İstanbul’un sosyal demokratları, muhafazakar demokratları, milliyetçi demokratları, Kürt demokratları, bütün demokratları bir araya gelecek; İstanbul’u kazanacak. İşte biz hep birlikte bunu başardık. Hepsine minnettarız, hepsinin arkasındayız. Burada, aramızda Adana ittifakının mimarı Zeydan Karalar var, Bursa ittifakının mimarı var, Mersin ittifakının mimarı burada; Vahap Seçer var. Burada Eskişehir’i, Eskişehir ittifakıyla kazanan başkanımız var. Tekirdağ’ı kazanan başkanımız, Aydın’ı kazanan topuklu efemiz var. Biz tüm kentlerde, kimseyi ayırmadan seçim kazanırken, listemizde geçmişte başka siyasi partilerde bulunan çok sayıda isim yer aldı. Şimdi o isimlerden dolayı kimse belediye başkanlarını mesul tutmaya kalkmasın. Tayyip Bey, Türkiye ittifakının da İstanbul ittifakının da sahibi benim, mesulü benim. Ne hesap soracaksan benden soracaksın. Saraçhane’den şu anda bizi Şişli’de izleyen on binlere bir selam yolluyoruz. Hep birlikte haykırıyoruz: Emrah Şahan yalnız değildir. Yarın sabah saat 11.00’de Beylikdüzü Belediyesi’nde olacağız, Murat Çalık Başkan’ın yol arkadaşlarını selamlayacak, onlara hitap edecek ve onlarla birlikte haykıracağız: Murat Çalık yalnız değildir. Buradan Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat’ı, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer’i, Beykoz Belediye Başkanımız Alaattin Köseler’i saygıyla selamlıyoruz. Onlara sesleniyoruz. sizi seviyoruz. Sonuna kadar yanınızdayız, arkanızdayız.”
“HAZIMSIZLAR BÜYÜK BİR KUMPAS KURDULAR”
“Yıllar önce İstanbul’un oyunu almış, desteğini almış, bu İstanbul’a hizmet etmiş ama artık seçim kazanamayacağını görmüş bir kişinin bugün hezeyanlarıyla, verdiği haksız ve hukuksuz talimatlarla karşı karşıyayız. İstanbul’da yoksulu aş evinde doyuran, düşük gelirliyi kent lokantalarında ağırlayan, yeni doğan bebeği ‘Hoş geldin bebek’ diye karşılayan, yoksul anneyi Annekart ile kucaklayan Ekrem Başkanımıza karşı hazımsızlar büyük bir kumpas kurdular. Ama buradan herkes bilsin ki Ekrem Başkan ne yolsuzluğa bulaşır, ne de terörle ilgisi olur. Tayyip Erdoğan, sıkışınca FETÖ’cülere kendi Genelkurmay Başkanı’nı terörist ilan ettirmiş, yıllar sonra da ‘Milli ordumuza kumpas kurdular’ demiş biridir. O yüzden ‘Tayyip Erdoğan dedi’ diye Ekrem İmamoğlu gibi vatanını, milletini seven, yoksulu kendi evladından ayrı görmeyen, şefkatli, çalışkan, namuslu bir evlattan ne hırsız çıkar, ne yolsuz çıkar, ne terörist çıkar.”
“ERDOĞAN KORKMAYA DEVAM ET, ARTIK SOKAKLARDAYIZ”
“Ey Recep Tayyip Erdoğan, sen en çok meydanlardan korkarsın, bu akşam Saraçhane’yi görüyor musun? Ey Tayyip Erdoğan sen en çok sokaklardan korkarsın. Artık sokaklardayız, meydanlardayız. Korkmaya devam et. Bizi korkutamazsın, sen korkacaksın. Buradan sözümün, sesimin ulaştığı tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Demokratik biçimde, şiddete bulaşmadan ama hak aramak için söke söke almak için sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Bir kez daha söyleyeyim. Bundan sonra kırıp dökmeden, yakıp yıkmadan ama sinmeden, durmadan sokaklar bizimdir, meydanlar bizimdir. Bana diyorlar ki sokak çağrısı mı yapıyorsun? Evet, evet, evet. Buradan sesleniyorum. Evde aç oturmayacağız, evde yoksul oturmayacağız, evde işsiz, güvencesiz oturmayacağız. Sen bizim seçtiğimizi nezaretlerde tutarken biz evde oturmayacağız. Asla. Buradakiler senin gibi ne korkaklar ne zalimler. Kimseye kıyamazlar. Ama kendilerini de senin gibi bir zalimin vicdanına bırakmazlar. Biz birbirimize emanetiz. Önce bu meydana bir teşekkür edeyim. Dün tarihin en büyük gece, akşam toplantısını gerçekleştirdiğimizde, bu meydan bu kadar doluyken dün akşam dağılırken size şunu söyledim. ‘Ekrem Başkan’ın arkasında durmaya, iradenizin arkasında durmaya devam edip, çağrıldığınızda sel olup akacak, yine meydanlara koşacak mısınız?’ dedim, söz verdiniz ve geldiniz.”
“ASLA AYRI DÜŞMEYECEĞİZ”
“Tayyip Bey, korkuyorsun ve diyorsun ki ‘Sokağa mı çağırıyorsun?’ Tayyip Bey diyorsun ki, ‘Meydanlara mı çağırıyorsun?’ Evet. Tayyip Erdoğan bu meydanı, bu sokakları ben doldurmadım. Sen doldurdun, sen. Bu ülke artık tepeden bakandan, üstten üstten konuşandan, emir verip buyurandan ve kimsenin değil, sadece belli bir çıkar grubunun yüzünü güldürenden bıktı. Bu ülke kendisine eşit davranacak, halinden anlayacak, yüzüne gülecek, koluna girecek, gönlüne girecek bir vatan evladını cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. İşte böyle bir süreçte bembeyaz gömleği ile kollarını sıvayıp, sorumluluk alıp, korkmayan, öne çıkan ve her şeyi göze alan o kahramana, Ekrem Başkanımıza bin selam olsun. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partililer birbirine düşerler, bölünürler, birbirlerine çelme çakarlar diye birileri bekleyedursun, Ekrem Başkan gibi, onun İstanbul’un gönlüne girdiği gibi, Ankara’da gönüllere giren, Ankara’nın sevgilisi, sevdalısı Mansur Yavaş Başkan da aramızda. Aramızdan su sızmıyor, ona da helal olsun. Biz asla ayrı düşmeyeceğiz, biz ne Ekrem Başkan’ı yalnız bırakırız ne de kişisel hesaplara bakarız. Biz beraberiz, Türkiye’yi birlikte kurtaracağız. Ve şimdi hep birlikte yapmamız gereken bir şey var. O da dün söylediğim gibi, bundan sonra korku duvarları yıkıldı. Bugün burada 80 yaşında, 90 yaşında annem de var, 16 yaşında civa gibi delikanlılar, pırıl pırıl genç kadınlar da var. Ve buradan barikatları yıkanlara, ‘Toplanamazsınız’ dedikleri bu meydanda yüz binleri aşanlara helal olsun, helal olsun, helal olsun.”
“KORKMADINIZ, KORKUTTUNUZ”
“Bundan sonra buradan bir kez daha sözleşelim, bir kez daha sözleşelim. Hakkımızı almadan, Ekrem Başkan’ı kurtarmadan, İstanbul’un belediye başkanlarını özgürleştirmeden mücadeleyi bırakmak yok. Söz mü? Söz mü? Söz mü? Bundan sonra her çağrıldığımızda akın akın gelmeye, meydanlara akmaya, sokaklara çıkmaya var mıyız? Var mıyız? İşte o zaman biz korkmayacağız, onlar korkacak. Diktatörlerin, tek adamların meydanlarda dizleri titrer. Bugün siz korkmadınız ama korkuttunuz Şimdi yarın akşam yeniden bu meydanda buluşmaya, bu meydanda yine böyle bir tarihi katılımla sesimizi yükseltmeye var mıyız? Ayrıca Ekrem Başkan kendisini ziyarete giden bütün avukatlarımıza ısrarla hatırlatıyor. İstanbul’un en önemli günü, Türkiye’nin en önemli günü önümüzdeki Pazar günüdür. Pazar günü demokrasi isteyen, adalet isteyen, hukuk isteyen, korkmayan, hiç kimse evde oturmayacak. Pazar günü tüm Türkiye’de sokaklarda mıyız? Pazar günü 1 milyon 750 bin Cumhuriyet Halk Partili, 973 ilçede sandık başına giderek cumhurbaşkanı adayını belirleyecek. Bu tarihi göreve hazır mıyız? Pazar günü sadece Cumhuriyet Halk Partililerin günü olmaktan çıkmıştır, CHP’li olmayanlar, oy vermeyenler de bizim CHP sandığının yanında bir de dayanışma sandığı bulacaklar. O dayanışma sandıklarına eşimizi, dostumuzu, komşumuzu, arkadaşımıza koluna girerek taşımaya, onlarla birlikte oy kullanmaya hazır mıyız? Biz sizlere hep söyledik. ‘Gelin, seçin, tarihe geçin’ diye. Bugün de Pazar günü için Ekrem Başkan’ın size çağrısı var. Benim size çağrım var. Eşinizi, dostunuzu, komşunuzu alın. Onu teşvik edin, sandığa kadar eşlik edin. Söz mü? Pazar günü tüm Cumhuriyet Halk Partilileri sandığa koşmaya, tüm Cumhuriyet Halk Partililerin yanında tüm demokratları, sosyal demokratları, milliyetçi demokratları, mutlaka ve mutlaka Kürt demokratları sandıklara, dayanışmaya davet ediyorum. Gelin, seçin, tarihe geçin.”
“GENÇLERDEN ELİNİZİ ÇEKECEKSİNİZ”
“Bugün burada gençlerin azmine, kararlılığına karşı ilk baştaki o olumsuzluklar yine gençlerin, sizlerin, bizlerin kararlılığıyla durdu. Ancak Ankara’da ve ODTÜ’de gençlere müdahaleler varmış. Buradan Ankara polisine ve Ankara Valisi’ne, Sayın İçişleri Bakanı’na sesleniyorum. Bu kitle, bu gençler savaş istemez, kavga istemez. Bu kitle barış ister, eşitlik ister. Bu gençlere saldırmak, kanunsuz emirlerle polisimizi ve gencimizi karşı karşıya bırakmak vicdansızlıktır. Gençlerden elinizi çekeceksiniz.”
“TAKSİM’İ DE GERİ ALACAĞIZ”
“Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bundan sonra gençlerle, üyelerle, vatandaşlarla, demokratlarla yürünecek yol neresiyse yürüyeceğiz. Gidilecek meydan neresiyse dolduracağız. Aşılacak engel neresiyse aşacağız. Barikat da tanımayacağız, engel de tanımayacağız. Şimdi bazı arkadaşlar diyorlar ki, ‘Başkan bizi Taksim’e götür.’ O da olacak, o da olacak. Ekrem Başkan seçimlerde Saraçhane’yi İstanbullulardan emanet aldı. O gözaltında ve İstanbul’un iradesi gözaltında. Biz öncelikle İstanbul’un emanetine, Saraçhane’ye sonuna kadar sahip çıkacağız. Birileri bizi bu meydandan boşaltmak, Ekrem Başkan’ın aldığı yetkiye kayyum atamak, buraya tekrar kendi atadıklarını getirmeye çalışmak istiyor. Teslim olmayız. Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Aklını başına al. Millet bu görevi Ekrem Başkan’a verdi ve sana ‘Bu binadan uzak dur’ dedi. Milletten almadığın yetkiyi, kayyumla almaya çalışırsan biz İstanbul’un iradesini sana teslim etmeyeceğiz. Size söz veriyorum. Hep birlikte Ekrem Başkan’la beraber, kol kola, omuz omuza, elbette Taksim’i de geri alacağız.”
“GELECEĞİN CUMHURBAŞKANINI SEÇMEYE HAZIR MIYIZ?”
“Şimdi pazar günü sokaklarda, okullarda, tüm Türkiye’de sandığa gidip Cumhurbaşkanı adayımızı, geleceğin Cumhurbaşkanı’nı seçmeye hazır mıyız? Bundan sonra bize kötülük yapanlara karşı omuz omuza, meydanlarda olmaya, sokaklarda olmayan, incitmemeye, taşkınlık yapmamaya ama aslanlar gibi söke söke almaya var mıyız? Hepinize helal olsun. Tayyip Bey şu kalabalığı bulsa miting yapacak. Tayyip Bey meydana giremeyen arkadakileri bulsa miting yapacak. Siz güçlüsünüz, biz güçlüyüz. Onlar bizden korkuyorlar. Korksunlar. Biz ‘Korkma’ diye başlayanlarız. Ayağa kalkanlarız. Biz kazanacağız.”
“İSTANBULLUNUN OYUNU YOK SAYARSAN O DA SENİ YOK SAYAR”
“Tayyip Bey görüyor musun? Kötülüğün nasıl doldurdu meydanları. Bu meydanlar, on binler, yüz binler sana sesleniyor, istifanı istiyor. Sen ki milletin Ekrem Başkan’a verdiği görevi, sen ki İstanbullunun Ekrem Başkan’a verdiği vazifeyi, oyu, reyi yok sayarsın, millet de artık seni Cumhurbaşkanı olarak yok sayıyor. İstifaya davet ediyor. Sizler bir kararlılığın, bir inancın, bir mücadelenin sahip çıkmanın ve haklı olmanın gücünü taşıyorsunuz. Oysa karşınızdakiler suçluluğun telaşı içindeler. Hiç telaş etmesinler. Biz geliyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi geliyor, Ekrem İmamoğlu geliyor, iktidar geliyor. İstediği kadar kötülük yapsın. İstediği kadar nezarethaneye atsın, hapse atsın. Ekrem Başkan bir inancın, bir kararlılığın, bir mücadelenin neferidir. Bir Ekrem gider, işte böyle yüz binlerce Ekrem gelir.”
“HALKIN PARTİSİYİZ, HALKIN YANINDAYIZ”
“Ekrem Başkan’ın otobüsün üstündeki yoldaşlarına da tüm Türkiye’deki yoldaşlarına da Saraçhane‘deki yoldaşlarına da bin selam olsun. Evet, rahatsız ettik onları. Eğer bir kenarda dursaydık, bu kadar eşitsizliğe, haksızlığa sussaydık, açları, yoksulları, işsizleri görmeseydik, sıcak salonlarda otursaydık o zaman hiç bu kötülükleri görmezdik. Ama biz halkız, haklıyız. Halkın partisiyiz. Halkın yanındayız. Bu zulmü bitirmeye, adaleti getirmeye kararlıyız. En çok onun ağzına yakışıyor. Onun için onun iki göz bebeğini, Ekrem İmamoğlu‘nun değerli eşini ve oğlunu iki yanıma alarak hep birlikte seslenelim. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu’nu seviyor muyuz? Ona sahip çıkıyor muyuz? Onu sonuna kadar yalnız bırakmadan, ona yol arkadaşlığı edecek miyiz? O da sizi seviyor ve söz veriyor. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Yarın buluşuyoruz, Pazar buluşuyoruz. Hep birlikte Ekrem Başkan’a sahip çıkıyoruz. Sizi seviyoruz.”konuşmasını sonlandırdı….