Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Balıkesir, Ayvalık’ta İlçe Başkanlığı'nı ziyaret etti. Ziyaretin ardından ilçe başkanlığı önünde kendisini karşılayan çok sayıda vatandaşa hitap eden Özel, “Bundan sonra partimizin adını andığınızda ki 4 Eylül’de Sivas’ta başlayacağımız, 9 Eylül’de Ankara’da bitireceğimiz büyük değişim kurultayında, partimizin hem tüzüğünü demokratikleştireceğiz, hem de iktidar programını hazırlayacağımız parti programının başlangıç toplantılarını yapacağız. Altı günlük bir kurultayla partimizi iktidara hazırlayacağız. Orada partinin isminin yanında bir slogan göreceksiniz. Tarihte de haklı olan, tarihe de vurgu yapan, bugünü de açıkça bugünkü pozisyonumuzu ortaya koyan bir slogan. Bunu dağa ve taşa yazacağız. Sosyal medyaya yazacağız. Duymayan, bilmeyen, görmeyen kalmayacak. Zaten mesele gerçeğin ta kendisidir. CHP, Türkiye’nin birinci partisi” sözleri ile konuşmasına başladı. Özel, şunları söyledi:

“KÖRFEZ’İ PERİŞAN EDİYORLAR”

“Değerli Ayvalıklılar, büyükşehri bu kez CHP kazandı. Çok partili dönemde ilk sefer diye biliyorum. Büyük bir başarıydı. Ancak elbette mazeret üretmek ya da kötümser konuşmak istemem. Dün Ahmet Akın ile birlikteydik. Net bir şey var. Enkaz devraldık mı? Vallahi bir yönlü değil. Mali olarak Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden bir tanesi. Borcu ödemeyi bırakın, faizinin ödenecek hali yok. Büyük bir plansızlık ve yatırımsızlık. BASKİ, Balıkesir Su ve Kanalizasyon İdaresi. Edremit’in arıtması da yok. Edremit’teki kanalizasyon sistemiyle ilgili çalışmalar da hiç yapılmamış, yetersiz. Körfez’i de perişan ediyorlar. Ayvalık’ın da susuzluk sorununa BASKİ bir adım atmamış. Ama Ahmet Akın projeyi hazırladı. Biz elimizden gelen desteği hazırladık. Size şu kadarını söylüyoruz. Ahmet Akın dün bana da söyledi. Kamuoyuna da söyledi. Gelecek sene geldiğinizde su sorunu çözülmüş olacak. Keşke Balıkesir, 5 yıl önce Ahmet Akın gelirken, bir sebepten başka bir yere gidip de seçim birilerinin eliyle AK Parti’ye verilmeseydi de şu anda bu sorun Ayvalık’ta olmasaydı. Ama hiçbir CHP’li belediyenin bir dönemden fazladır yönettiği yerde, böylesi bir sorun yok. Hani diyorlar ya CHP demek şu demek. Al işte aldık AK Parti’den Allah’tan Ayvalık’ın su sorununu, Körfez’in arıtma sorununu, kanalizasyon sorunun çözecek projeleri bütün imkansızlıklara rağmen başlattık. CHP susuzluk demekti, AK Parti’den susuz aldığı belediyeyi suya kavuşturuyor. Huzura kavuşturuyor. Alın size CHP belediyeciliği.”

“ÖRGÜTÜMÜZ ÇALIŞIYOR VE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEKTİR”

“Mesut Başkanım, sağ olsun bu seçimlerde önemli başarı gösterdi. Projeleri vardı. Projelerini hayata geçiriyor. Biz de yakından takip ediyoruz. Siz de bütün iktidarın elini ve kolunu bağlamasına, imkansızlıklar yaratmasına rağmen seçtiğiniz başkanlara lütfen sahip çıkın. Biz Ayvalık’ı Mesut Başkana emanet ettik ama Mesut Başkanı da her birinize emanet ediyorum. İlçe başkanımız, örgütümüz çalışıyor ve çalışmaya devam edecekler. Bu kapı baba evinin kapısı, hepinize açık dedim. Sorun vardır, evet. Bekliyor, benim temsilcim. Türkiye’de bir başka siyasi lider yoktur ki bir telefon ile ulaşabilesin. İlçe başkanının yanına gidiyorsun, bir telefonla derdini bana iletebiliyorsun. Biz CHP olarak açık, şeffaf bir şekilde, sonuna kadar sizinle birlikte olmaya ve bu ülkeyi yönetecek iradeyi ortaya koymaya hazırız. Bugün Türkiye’nin gündeminde çok önemli bir mesele var. Geçtiğimiz haftalardan bir isimle bugün kamuoyunda duyulan bir ismi birlikte telaffuz etmek isterim. Bunlardan bir tanesi Dilruba, bunlardan bir tanesi Dilara. İki genç kadın. Dilruba, bir sokak röportajında söylediği sözlerin hepsine katılmaya bilirsiniz. Bir takım ithamlar, gençliğinden dolayı söylediği sözler, maksadını aşmış olabilir ama genç bir kadın, düşüncelerini ifade ediyor. Onu aldılar, götürdüler, tutukladılar. Eylül ayının üçünde mahkemeye çıkaracaklar. Yarın sabah hepiniz adına, Dilruba’yı cezaevinde ziyaret edeceğim. Kendisini 9 Eylül günündeki partimizin açılış törenine, partimizin kuruluş yıl dönümü törenlerine davet edeceğim. İkinci bir isim Dilara. Dilara diş hekimliği fakültesi öğrencisi. Dünya Diş Hekimliği Kongresi yapılacak. Bu kongre için görev almak isteyen öğrenciler gelsin dediler. Dilara da gitti. Demişler ki seni istemiyorlar. Niye, efendim senin başörtün var. Dilara dönmüş, gelmiş. Bu sabah Dilara’yı aradım. Kızım İpek ile yaşıt, daha sonra İpek ile görüştüler. Böyle bir uygulamayı tasvip etmediğimizi, başı açık, kapalı. Önemli olan bu ülkenin evlatları, gençlerinin özgürlükleridir. Yaşam biçimidir. İsteyen istediği gibi yer, içer. İsteyen istediği gibi örtünür, istediği gibi giyinir. Hepsinin birden teminatı vardır. Bunların hepsinin teminatı CHP’dir. Dilara’yı da bugün telefon görüşmemizde 9 Eylül’de partimizin kuruluş yıl dönümü törenlerine davet ettim. Bir mazereti, zorluğu olmazsa kızım İpek ile birlikte İstanbul’dan Ankara’ya gelecekler. Baba evinde misafir olacaklar. Dilara’nın geleceğinin de Dilruba’nın geleceği de CHP’nin güvencesi altındadır.”

“TÜRKİYE İTTİFAKI, TÜRKİYE’NİN YEGANE İTTİFAKIDIR”

“Bu ülke kutuplaşmadan, bu ülke tarafların birbiri ile temas etmesi, görüşmesi yerine bir kavganın süre gitmesi, o kutuplaşmasın ayrılığa dönüşmesi, birilerinin buradan iktidarını sürdürmesine göre planlanıyor. Bu oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz. Şöyle diyorlar. Evet, açsın. Yoksulsun, işsizsin. Güvencesizsin. Ama oyu bize vermelisin. Niye, çünkü vatanı böldürecekler. Çünkü bayrağı indirecekler. Çünkü ezanı dindirecekler. Buradan şunu söyleyeyim. Ezanlar dinmişti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, arkadaşları ve Kuvayı Milliye ruhu ile Kurtuluş Savaşı ve kuruluş gerçekleşti. Bu ülkede camiler kilise olmaktan, ezanlar susmaktan kurtuldu. Bayrağı indirmeye kalktılar, o bayrağı elde tutan, gönderde tutan bizim Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlatan, başaran kurucu kadrolarımızdı. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tü. Memleketi bölmeye kalktılar. Yedi ülke istila ettiler. Öyle birileri çağırınca, Gezi olayları sırasında havaalanına gidip perdelik kumaştan kot üstüne kefen giyenler değil bizim Çanakkale’de, Anadolu’da toprak altında kefensiz yatan dedelerimiz kurtardı memleketi. O yüzden öyle bedavadan siyaset yok. CHP demek, Türkiye ittifakı demektir. Renklerini ay yıldızlı al bayraktan alan Türkiye ittifakı, CHP’nin yegane ittifakıdır. İçinde milliyetçiliğin de olduğu altı ok hepimizin göğsüne kazanmıştır, zihnine kazınmıştır. Bu partiden ne bölücü çıkar, ne din düşmanı çıkar, ne de bul ülkenin faydasının dışında bir iş yapacak kimse çıkar. Bu parti inanç özgürlüğüne de başını örtüp okumak isteyen Dilara’ya da sokakta özgürce eleştiri hakkını kullanan Dilruba’ya da sahip çıkar. CHP kutuplaşmanın değil kucaklaşmanın partisidir. Bu yüzden birileri istiyor diye kavga etmeyeceğiz, kutuplaşmayacağız, yoksulluk konuşulmasın diye kavga icat edenler, işsizlik konuşulmasın diye polemik üretenler, güvencesizliğin üstünü siyasi kavga ile örtenlere inat biz bu milletin gerçek sorunları dışında hiçbir sorunu konuşmayacağız. Hiçbir şekilde suni gündemlere teslim olmayacağız. Bundan sonraki süreçte de CHP olarak bu ülkedeki tüm vatandaşlarımızı birlikte kucaklamaya devam edeceğiz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.”