CHP Genel Başkanı Özgür Özel,Politikyol'dan Gazeteci Altan Sancar'a konuştu. Özgür Özel, İYİ Parti Lideri Meral Akşener'in de sürekli olarak emeklilerin halinden bahsetmesini hatırlatıp, "Biz Meral Hanım’la seçimde iş birliği kuramadık, ama emekli ittifakını kurduk. Ben bir yaklaşık bir buçuk aydır emeklilerin sorunlarını dile getiriyorum, Meral Hanım da böyle söyleyince emekli ittifakında buluştuk" dedi.

Erdoğan'dan Özgür Özel'e: Emeklileri tahrik ediyor Erdoğan'dan Özgür Özel'e: Emeklileri tahrik ediyor

"EMEKLİLERİ KEŞKE YOLLARA DÖKEBİLSEM"

Özgür Özel, sefalet içinde yaşayan emekli için seyyanen zam talebini AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'tahrik ediyor' sözlerini hatırlatıp şöyle konuştu:

"Çok uzun süredir ilk kez Tayyip Bey’in dayattığı bir gündeme girmiyoruz ve bu onu geriyor gerçekten. Hatta en son bana “Emeklileri bana karşı kışkırtıyor” dedi. Ben de “Benim işim bu” dedim. Keşke yollara dökebilsem. Şimdi mitinglere çağırdık geliyorlar.

Keşke yollara döksem, keşke eylem yapsak. Vurup kırmadıktan, çevreye zarar vermedikten ve kamu düzenini bozmadıktan sonra demokratik tepki ve protesto rejimi yapabilsek.

Geldiklerinde sekiz altın alan emekli bugün iki buçuk altın alıyorsa, ayda beş buçuk altın her ay kaybediyorsa bu adam nümayiş de yapar, isyan da eder, sokakta gösteri de yapar, bundan daha normal bir şey yok. O açıdan Tayyip Erdoğan’ın gündemine hapsolmama meselesi önemli.


Bu konuda bizim partimizi astığı astık kestiği kestik, her şeyi en iyi bilen köşe yazarları eleştirirdi ve “Tayyip Erdoğan gündemi belirliyor. Siz niye halkın sorunlarını konuşmuyorsunuz? Nasıl muhalefetsiniz?” derlerdi. Şimdi biz tam olarak bunu yapıyoruz. Ben bir buçuk aydır emekli diyorum, emekli karttan bahsediyorum. Geçen gün Sabah Gazetesi emekli kart hazırlığından bahsetti. Tayyip Bey emekli ikramiyesi için “Şu tarihte ödeyeceğiz. Emeklilerimize şunu yapacağız, bunu yapacağız” demeye başladı. Bir de dönüp dönüp “Emeklileri bana karşı kışkırtıyor, Özgür efendi” diyor. Demek ki benim gündemimi konuşuyor. Ama sizin ve birkaç özgürce mesleğini yapan arkadaşın dışında kimse bunu gündem etmiyor. Çıkıp “Muhalefetin emekli gündemi, toplumun gündemi haline geldi” demiyorlar. Çünkü olgu bu ama algıyla olguyu yer değiştirmeye alışmışlar. Zaman zaman da bizi itiyorlar Tayyip Erdoğan’ın kucağına ve “Tayyip Bey şöyle diyor, böyle diyor, siz ne diyorsunuz?” diye soruyorlar.  Biz o oyuna gelmeyeceğiz."

Altan Sancar'ın 'Bu durum sadece seçimlerde mi olacak' olacak sorusuna Özel şöyle yanıt verdi:

"Bu seçimlik bir şey değil. Ben 1 Nisan sonrası çok daha fazla şekilde bu konuları konuşacağım. Günlerce, aylarca emeklilerin sorununu konuşacak, işçilerin sorunlarını konuşacak, sendikalaşma sorununu konuşacak ve toplumun yakıcı sorunları üzerine cesaretle gidecek bir strateji izleyeceğiz. Tabii ki Kürt sorununa, toplumsal meselelere, Türkiye’nin özgürlük sorununa, insan hakları sorununa duyarsız kalmayacağız. Sol bir parti bunlardan uzak duramaz. Sadece mahkemedeki adalet değil; pazardaki, marketteki adaleti, ülkenin gelirinin adil olmayan paylaşımını ve bunun doğurduğu yakıcı sorunları da konuşacağız. Bu seçime kadar bir strateji değil, partinin bundan sonraki genel stratejisi olacak"

"ERDOĞAN, ERBAKAN'IN SİYASİ OĞLU"

CHP Lider Özel, Yeniden Refah ve AKP arasındaki gerilim hakkında da şunları dile getirdi:

"Bizim de seçim öncesi kurulan ittifakımız dağıldı. Biz neredeyse bir başımıza kaldık. Tayyip Erdoğan’ın da ittifakından bir parti ayrıldı. Ama bunun karşısında “Ben eski dosttan düşman olmaz” diyorum. Kötü bir söz duyarsam “Canları sağ olsun” diyorum. Hatta “İYİ Partililer iyi insanlardır” diyorum.  Ankara’da veya İstanbul’da ittifak yapamasak da sandıkta seçmenin vicdanı birleşir.

Fatih Erbakan’ın babası Necmettin Erbakan, Tayyip Erdoğan’ın hocası. Onu siyasete sokan, İstanbul’a aday yapan ve partisinde İstanbul il başkanı yapan kişi Necmettin Erbakan. Yani biri biyolojik oğluysa biri siyasi oğlu. Şimdi biyolojik oğlu da siyaseten onun yolunu takip ediyor. Böyle birisiyle geçen mayıs ayında ittifak yapıyor ve ondan iyisi yok. Şimdi ise “Ben tek başıma seçime girmek istiyorum dediğinde” kötü oluyor. Hemen cambaz diyor, şantajcı veya zübük diyor. Sonra dönüyor “FETÖ’cü” diyor. Adaylarına baskı kuruyor.

Bu aslında anlayış arasındaki fark. Bir yanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokratik anlayışı ve dün öptüğü yüzü yüze bugün tükürmeyen, dün met ettiğine bugün küfretmeyen anlayışı. Bir yanda da Recep Tayyip Erdoğan’ın “Benimle birlikteysen baş tacı olursun” anlayışıyla olmazsa onu en acımasız şekilde yalan ve iftiraya maruz bırakmak."