CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'daki "Yenidoğan Çetesi" soruşturmasına ilişkin, "Bu işin içinde, içinde değil 10 kilometre kenarında bir tane CHP'li varsa onu partide tutan namussuzdur, şerefsizdir. O kadar netiz bu konuda" dedi.
Özel, Ankara'nın Elmadağ ilçesine bağlı Hasanoğlan beldesinde partisince düzenlenen Eğitim Zirvesi'ndeki konuşmasında, halkın büyük kesiminin eğitim sisteminden memnun olmadığını, tüm anketlerin de bunu gösterdiğini belirtti.
Özel, "Türkiye'de eğitim, üzerinde bir mutabakatın olmadığı, kurulamadığı ve halk arasındaki deyimle yazboz tahtasına döndüğü için bu günlere sürüklendiğimiz bir noktada" ifadesini kullandı.
Eğitimde ticarileşmenin yozlaşmaya yol açtığını dile getiren Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir mesele ne kadar ticarileşirse, eğitimde kurumla veli arasına, öğretmenle öğrenci arasına paranın olduğu bir şeyler girerse orası yozlaşıyor, bozuluyor ve savruluyor. Belki Türkiye'de eğitimin özelleşmesi kolay kolay geri dönülemeyecek bir noktaya geldi. Ama buna bir yerde dur demek lazım. Çok net söylüyorum, maliyeti ne olursa olsun, bunun artısını eksisini hesaplayıp artık bu özelleşmeyi, bu paralı eğitimi, bu parası olmayanı hayata kapatamayacağı kadar büyük bir farkla geriden başlatan sistemi komple değiştirmek gerekiyor. Hemen olmayacak. Ama şundan emin olun, bizim iktidarımızda geldiğimiz günden sonra eğitim asla bir gün öncesine göre daha ticari olmayacak. Her gün bu ticari eğitimden adım adım kamusal, eşit, kaliteli ve ayrımsız bir eğitim politikasına, öğretim düzeyine dönmek durumundayız. Bu şu demek değil, bir günde özel okulları kamulaştıramazsınız. Ama günü geldiğinde paranın çocuğun aldığı eğitimin üzerinde etki yapmadığı, standart ve kaliteli eğitime herkesin ulaşabildiği bir sistemi mutlaka kurmamız gerekiyor."
"Eğitime Ayrılan Pay Yüzde 40 Azaldı"
Özgür Özel, CHP iktidarında her gencin en üst düzeyde bir yabancı dil bilmesi ve teknoloji okuryazarlığı konusunda dünya ile rekabet edebilecek bir düzeye kavuşmasını olmazsa olmaz bir hedef olarak önlerine koyduklarını belirtirken, okullardaki beslenme ve temizlik sorununa değindi.
CHP Genel Başkanı Özel, şunları söyledi:
"Bir genelgeyle il eğitim sekreterlerimize dedik ki 'Çocuk mahremiyetine saygı, video falan çekmeden, patırtı, gürültü olmadan okullara gidin, ihtiyacı tespit edin ve en yakın belediyeyi harekete geçirin.' Bütün Türkiye'de çok az okul gerçekten ihtiyaç duymuyordu, geri kalan hepsinin ihtiyacı vardı. Tamamı malzeme istedi. Neredeyse dörtte üçü erişilen okulların 'Aman bu okulu temizleyin.' dediler. 'Çok büyük hizmet olur.' dediler. Biz iletişimini yapmadık. Ama maalesef öğrenilince, duyulunca, haber olunca, keşke bir kere olsun temizleyebilseydik o haberler çıkana kadar. Bakın 'Biz temizliyoruz.' demedik. Onlar 'Sakın ha temizletmeyin.' dediler. 'Bu işi devlet yapamıyor, belediyeler yapıyor dedirtmeyelim.' dediler. 'Ankara'da Mansur Yavaş olmasaydı okulları pislik götürüyordu.' denmesin. 'CHP'li belediyeye iyi ki oy vermişim, yoksa bu tuvaletler bu haliyle kalacaktı.' denmesin diye engel olmaya çalıştılar."
Bütçeden eğitime ayrılan payın yetersiz olduğunu ve giderek düştüğünü belirten Özel, "2016 bütçesi de yetersizdi. Yüzde 13,8'iydi bütçenin, milli eğitime ayrılan pay. Bu sene yüzde 9,8. Her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Dünya üzerinde bir ülke yoktur ki milli eğitime ayırdığı para 5-6 yıl içinde bütçe üzerinden yüzde 40 azaltmaya gitsin. Bu gerçekten kabul edilebilir bir yaklaşım değil." ifadelerini kullandı.
"Memlekette Güvende Olan Hiçbir Şey Yok"
Özgür Özel, İstanbul'daki "Yenidoğan Çetesi" soruşturmasına ilişkin de şunları kaydetti:
"Memlekette çocuk okutuyorsun, güvende değil. Üniversiteye gidiyor, güvende değil. Evleniyor, güvende değil. Boşanıyor, güvende değil. Takip ediliyor. Polise başvuruyor, savcıya gidiyor, güvende değil. Maalesef yeni doğuyor, güvende değil. Hatta gençler 'Bu şartlarda çocuk mu doğrulur?' diyor. Çocuk sahibi olmuyor, gidiyor kedi sahipleniyor, o bile güvende değil. Memlekette güvende olan hiçbir şey yok."
Ülkede sadece sermaye sahiplerinin güvende olduğunu savunan Özel, dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'nun da bu olayda sorumluluğu bulunduğunu söyledi.
Özel, şöyle devam etti:
"Maalesef çok büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Sorumlu birkaç sözü, kalemi ayırarak söylemek isterim ki iktidara müzahir medyaya İletişim Başkanlığından şunu pompalıyorlar, 'Efendim, bu işin içinde bir DEM'li var. Bu işin içinde CHP'nin bir belediye meclis üyesi var. Arkadaşlar, çok arayacaksanız. Son lafı baştan söyleyeyim. Bu işin içinde, içinde değil 10 kilometre kenarında bir tane Cumhuriyet Halk Partili varsa onu partide tutan namussuzdur, şerefsizdir. O kadar netiz bu konuda. Bu işe siyaset yerinden bakınca toplumu bölersin. Yarısı yanına geçer, yarısı karşına geçer. Bu canilerle mücadele edemezsin. Oradan bir tane CHP'li bulmuş koca çetede, sorumluluğunu örtecek, bizim üstümüze atacak.
"O CHP'linin Alnını Karışlarız"
Nasıl FETÖ'nün bütün hastaneleri, bütün okulları, bütün dershaneleri, bütün binaları bir gecede kamulaştı, kardeşim OHAL ilan etmeye gerek yok. Bu halde buradayız. Getirin. O hastanelerin hepsini bir gecede kamulaştıralım. Bu işe karışan o özel hastanelerin tamamının bugün ruhsatları askıya alınmalı, her yere kayyum atıyorsun, o hastanelere devlet eliyle direkt kayyum atanmalı, yasal düzenleme salı günü Meclis'ten oy birliği ile geçirilmelidir. Hodri meydan. Bir tane DEM'li bulmuş, bir tane CHP'li bulmuş. Alnını karışlarız o CHP'linin."