Gezi Davası'nda aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan tutuklu milletvekili Can Atalay için başlatılan 'Özgürlük Yürüyüşü'nde 13'üncü gününde de devam etti. 

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Özgürlük Yürüyüşü'ne bugün Adana'nın Pozantı ilçesine bağlı Akçatekir Mahallesinden başladı. Pozantı'ya doğru ilerleyen yürüyüş Çiftehan’da sona erecek. Baş'a CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, partililer ve halk da destek verdi. Yürüyüşün bugünkü teması ise barınma krizi oldu.

13 Ekim Dünya Konut Günü’nde barınma krizini gündemlerine aldıklarını belirten TİP Genel Başkanı Erkan Baş, şunları söyledi:

"Türkiye'de kiracı sayısı her geçen gün artıyor. Maalesef şu anda ülkenin herhangi kent merkezinde bir konut kiralayabilmek dahi işçiler için, emekçiler için büyük bir lüks haline geldi. Adını koyalım; işçiler, emekçiler, memurlar kent merkezlerinden sürülüyoruz. Üstelik yine ülkemizde yüz binlerce boş konut mevcut. Bu ne yaman çelişki? Bunun adı kapitalizm. İnsanların insanca yaşayacakları basit, sade bir evi, hayatta kalmak için alacakları sağlık hizmetini, temel eğitimi, suyu, bu temel ihtiyaçlardan bir avuç para babasının kâr etmesini isteyip hepimizi büyük bir krize sokan bu sistemin adı kapitalizm. Buna mecbur değiliz. Neden konutlar alınıp satılsın? Neden bir yanda yüz evi, bin evi olan az sayıda insan varken biz milyonlarca insan evsiz olalım? Neden öğrenciler yurtsuz kalsın? Bu hak mı? Bu adalet mi? Üstelik mevcut ev stoğu da ağırlıklı olarak sağlıksız ve denetimsiz." 

"ÇOK EVİ OLANLARDAN VERGİ ALINSIN"

Konut sahibi olmaya sınırlama getirilebileceğini ve barınmanın ticarileşmesinin engellenebileceğini belirten Erkan Baş, sözlerine şöyle devam etti:

"Üçten, dörtten fazla ev sahibi olmayı ve bu işin ticarileşmesini ortadan kaldırabiliriz. Artan oranlı vergilerle bu sorunu ilk adımda çözebiliriz mesela. Bu kadar basit. Çok evi olandan, evinden para kazanandan fazla vergi alırsınız. Bu vergilerle de gençlere yurt yaparsınız. Evsizler için toplu konutlar inşa edersiniz. Bu arada gençler için nasıl büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu da lütfen unutmayalım. Özellikle yurt sorunu açısından devletin tarikatları nasıl palazlandırdığını, neden kendi yapması gereken işleri yapmayıp öğrencileri tarikatların kucağına ittiğini bir düşünmenizi istiyorum.”