ANTALYA

Pıngıdık, Gökbük Köyü'nde Kutlanıyor

Antalya Merakı grubu Boran Eser Kavaz'la 25 Ocak Cumartesi Antalya'lılar Pıngıdık Şenliğine gidiyor.

Abone Ol

Haber: Av. Elifsu Dilek Şen

Pıngıdık, Antalya ili Finike ilçesi Gökbük Mahallesi’nde yaşayan Tahtacı  Alevileri  oynanmakta olan bir seyirlik oyun.Baharı karşılama, dirlik, birlik, bereket ve bölüşme temalarını da içeren oyun aynı zamanda bir “erginlenme” ritüeli olarak da işlev görmektedir. Oyun olarak sergilenmesi ve köy meydanında tüm halkın katılımı ile gerçekleşen eğlence kısmı, akşam havanın kararmasından gece yarısına kadar sürer.

Köyde yapılan etkinlikte bahsi geçen Pıngıdık, esasında insanlık tarihinin çıktılarından birisi olan "gün dönümü" ya da "yıl dönümü" etkinliklerinden birisi olarak ele alınabilir. Antropolojik olarak incelendiğinde hemen hemen her toplumda bir benzer örneğine rastlamak mümkün. Bir çok kültürde, tarım kültürüne geçişin bir çıktısı olarak bahara geçişte ya da kış aylarının ortasında benzer etkinliklere rastlanır. Hemen hemen her birinde yine insanların baş etmesi gereken zorlu kış aylarına karşı hem toprağın yeniden bereketlenmesi ya da kış günlerinin dayanışması olarak çıkıyor karşımıza. Balkanlarda "Mateniçka" ya da "Baba Marta", farklı yerelliklerde Hıdırellez, Dersim dolaylarında Gağan Bayramı bunlara benzer içerikler ve motifler taşımaktadır.

Pıngıdık ismi, ritüeldeki yüzü karaya boyanan ve sırtına post vurulan figürden alıyor. Pıngıdık bu figürün kendisi.

Kapılar çalınıyor ve Pıngıdık ekmek için un topluyor.

Ocak ayının sonu ya da Şubat ayının başına denk gelen bu etkinliklerde Pıngıdık figürü kapı kapı dolaşarak köy meydanında ekmek yapılması için un topluyor. Unun yanı sıra susam, tuz ya da odun da toplanıyor. Ekmeğe lezzet ateşe güç katmak için.

Daha çok gençlerin örgütlediği bir etkinlik, Pıngıdık'ın kim olacağı söylenmiyor ve herkesten gizleniyor. Gençleri için bu etkinliği yapabilmek bir tür rüştünü ispatlama durumu. Genç kadınlar da köy meydanında oturarak ekmeleri pişiriyor. Pişen ekmekleri "gizlice" kapmak erkeklerin göreviyken oklava ya da çubuklarla ekmekleri korumak da kadınlara düşüyor.

"Artsın eksilmesin taşsın dökülmesin"

Ekmek için malzemeler toplanırken herkesin kapısı çalınıyor ve un verilirken "artsın eksilmesin taşsın dökülmesin" ifadesiyle bir tür bereket betimleniyor. Pıngıdık figürünün de omuzunda ve bacaklarında bulunan tahta çubuklar yine bu bereketi tarif ediyor.

"Kıyafet keçi postundan yapılıyor, Pıngıdık'ın yüzü de siyaha boyanıyor. Genelde kömürle. Sonra toplanan un tuz ve susamlar ile köyün ortasında büyük bir ateş yakılıyor. Ekmekler pişiriliyor. Ve kimin ne kadar ihtiyacı varsa ekmeği olmayan, maddi zorluklar yaşayan köylüler arasında paylaştırılıyor. Kimin ne kadar ihtiyacı varsa o  şekilde pay ediliyor. Ailenin nüfusu, maddi koşulları falan belirliyor bu durumu. Pıngıdık sokakları gezerken bir tür neşeyle kapılar açılıyor. Bu neşe köy meydanında kurulan sofralarla devam ediyor. Pişen ekmekler dışında insanlar evden getirdiklerini birlikte yiyor ve birlikte eğleniyor. Kadehler birlikte kaldırılıyor türküler birlikte söyleniyor."