T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Şengör, şunları söyledi:

-İki hafta önceki Maraş merkezli depremleri tartışırken konu hep ister istemez İstanbul depremine geliyor. Tarih veren yerbilimciler var. Şimdi burada tekrar etmeyeceğim ama televizyonlara çıkan bazı isimler farklı tarihler telaffuz ettiler. Herhangi bir deprem için net bir tarih hesaplanabilir mi?

Bunu kimse söyleyemez. Bunun hesabı 2000 yılında yapıldı ve o zaman denildi ki yüzde 67 ihtimalle önümüzdeki 50 yıl içinde İstanbul’u 7’den büyük bir deprem vurabilir. Bu hava tahmini gibidir. Tahmin yaparsın, çıkmaz. Çünkü deprem bir kırık olayıdır, çok derinde oluyor. Bunun önden kestirilmesi mümkün değildir. Önden kestirmek ne demektir? Yer ve zamanı söyleyeceksin. Bunu söylemek mümkün değildir.

-Kuzey Anadolu Fayı ile Marmara fayı arasında bir korelasyon var mı?

Var, direkt. Marmara Fayı, Kuzey Anadolu Fayı’nın devamıdır.

-Benim anlayabildiğim kadarıyla Yaltırak’ın analizi bu iki fayın kırılması arasında tarihsel olarak aşağı yukarı 20-30 senelik bir aralık olduğu tezine dayanıyor.

O doğru değil.

-Doğru değil ise sizler neden 1999’daki Gölcük Depremi’nden sonra teyakkuza geçtiniz ve İstanbul’u vuracak depremin çok yaklaştığı öngörüsünü dile getirmeye başladınız?

Çünkü burada bir gerilme hesabı yapıldı. İstanbul’un hemen güneyinde Coulomb Teorisi’ne dayanan bir maksimum gerilme tespit edildi. Bizans’tan bu yana gelen zaman aralıklarına bakarsan yaklaşık her 250 senede bir büyük bir deprem vuruyor İstanbul’u. Bu hesabı ya Rockwell ya da Tom Parsons yapmıştı. Buna göre 2000’de yapılan ve hem tarihsel depremleri hem de Coulomb teorisini birlikte içeren analiz size söylediğim ihtimal hesabını gösteriyor. Daha başka bunun üzerine konabilecek bir veri yok.

‘İSTANBUL DEPREMİN ELİ KULAĞINDA’

-En son büyük deprem 1766’da olmuştu. Bu hesaba göre üzerine 250 yıl koyarsak 2016 yapıyor.

E işte eli kulağında. Ama bir tarih telaffuz edemeyiz. Mümkün değil. Dünyadaki bütün deprem camiasında hâlâ konuşulan; depremin önden kestirilmesi mümkün değildir. Hâlû da bu böyle.

-Gerilme ile noktasal ivme arasındaki fark nedir?

Bu gerilme kayayı nerede kıracaktır? Kırıldıktan sonra ne büyüklükte bir deprem üretecektir? O büyüklükteki deprem yüzeye gelirken karşılaşacağı aspariteler nelerdir? Çünkü ivmeyi asparite tayin ediyor. Bunu Mustafa Erdik güzel anlattı geçen akşam. Gölcük Depremi'nde ivmeler çok büyük değil. Kuzey Anadolu Fayı çok hızlı hareket eden bir fay, dolayısıyla da faylar düzlemlerini tıraşlamış zaten. Küçük aspariteler kalmış, onlar depremi yaratacak. Ama Kahramanmaraş’ta fay daha kısa olduğu halde ivme çok yüksek çünkü aspariteler çok fazla. Çünkü yüzlerce yıldır kırılmamış orası.