Sineren’in açıklamaları şöyle:
“SPK’nın yapmış olduğu suç duyurusu benim şahsımla ilgili. Yalnız şu da var. Bizim bir başvurumuz olmuştu. Sekiz ay boyunca bekletip bununla ilgili de geçenlerde SPK’nın yapmış olduğu basın açıklamasında olumsuz gerekçeleriyle sermaye artırılmasının onaylanmadığı belirtildi. Ben sadece şunu merak ediyorum. Bizim şirketimizin sermaye arttığını sekiz ay bekletilip, sekiz ay boyunca bir eksik evrakların olmasını bahane gösterip, ayrıca şirket yönetim kurulu başkanının aldığı cezalar da öne sürülerek bir şirketin sermaye artırımına olumsuz cevap veriliyorsa bizim gibi, benim gibi patronunun ceza aldığı şirketlerin sermaye artırımları neden onaylanmıyor? Ben bu soruyu. Ali Fuat Taşkesenlioğlu’yla yaklaşık bir ay önce kendisine sordum. Kendisi bana ‘ben onun bedellisine onay vermedim’ dedi. Ben de dedim ki hayır bedellisine onay vermediniz. Tahsisine onay verdiniz. On beş gün aralıklarla, yani bir şirket denetimde. Denetim aşamasında onaylanıyor ve o şirketin patronu ceza alıyor. Eee ama tahsis de onaylanıyor. Şimdi zaten şunu karıştırmamak gerekiyor. Şirketin patronları başka bir şey. Patronu olmak başka bir şey. Şirket başka bir şeydir, tüzel kişiliktir. Patronun yüzünden bir şirketi cezalandırırsanız küçük yatırımcıyı cezalandırırsınız. Benim de her türlü olarak hukuki mücadelesini size tekrar edebilir. Ama bu işte banka yatırım holdingi karıştıramazlar. Bu şirketin yatırımcıları hastalığı yüzünden bu cezayı çekemezler. Çekmemeli.”
“SEDAT PEKER’LE ÖNCEDEN TANIŞIKLIĞIMIZ VAR”
“Sedat beye bunlarla ilgili olarak bilgiler gitmiş. Sedat Bey de Ünsal beyi aradığında beni de aynı şekilde aradı. Ben şirketime zarar gelmemesi için, bunlar daha öncesinden ortaya çıkacaktı. Ben hiçbir zaman devletten umudumu kesmedim. Ben Sedat beyle daha öncesinden tanışıyorum. Benim bir geçmişe dayalı bir tanışıklığım var ancak çok samimi değilim. Camianın içerisinde bu halka açık bir şirket gibi patronuyum. Beni de bu piyasada herkes biliyor. Sedat bey de biliyor.”
“EKONOMİ DAİRE BAŞKANI BORA BEY BENİMLE DALGA GEÇTİ”
“Ben bu bilgileri devletin başındaki bütün kurumlara gönderdim, anlatmaya çalışın. Lütfen çözüm bulun ‘rüşvetsiz iş ilerlemiyor’ dedim. Bakın Ekonomi Daire Başkanlığı’na gittim. Daire Başkanı Bora bey benimle dalga geçti. Bora bey benden rüşvet istedi demiyorum.”
“BİRBİRLERİNE DÜŞTÜKLERİ İÇİN HER ŞEY ORTAYA ÇIKTI”
“Burada özne diye bir şey yok, özneler var. Burada ikiye ayrılmışlar. Birincisi, izin kısmıyla ilgili olan kısım. İkincisi bu taraftaki listelerin satışıyla ilgili olan kişiler. Benim kurumlarla ilgili bir derdim yok. Zehra hanımın bu işlerle ilgili bir danışmanlık şirketi var. Halka arzları bu anlamdaki patronlarla ilgili işleri kim yapıyor. Onlar yürütüyor. Bunu bütün Türkiye biliyor. Benden istedikleri rüşveti vermedim. Ali Fuat bey, Zehra hanım ve Ünsal bey birbirine düştükleri için her şey ortaya çıktı. Ali Fuat Bey’le yüz yüze görüştüğümde bana ‘sizin bahsettiğiniz kişilerle bir buçuk yıldır görüşmüyorum dedi. Süre içerisinde bunlar bu konular yüzünden araları kötü olmuştu. O zaman o dönemde Zehra Hanım yanındaydı. O dönemde Zehra Hanım kocasının yanında olmayıp abisinin yanında olsaydı şu anda Ali Fuat Taşkesenlioğlu hala SPK başkanıydı. Türkiye’de ne yazık ki dediğim gibi amaç oy alabilmek, iktidar olabilmek olduğu için buradaki milletvekili olan kişilerin fonksiyonlarının ne şekilde değerlendirildiğini çok iyi biliyoruz.”