Haber: Fatoş Erdoğan
Şahintepe Mahallesi sakinleri, Başakşehir Belediyesi tarafından yapılmak istenen kentsel dönüşüm projesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, söz konusu projeye karşı çıkıyor. Yapılmak istenen kentsel dönüşüm projesinin rant odaklı olduğununu vurgulayan Şahintepe sakinleri, projenin iptali için mücadele ediyor.
Şahintepe’nin de içerisinde olduğu büyük bir bölge 2012 yılında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ‘Rezerv Yapı Alanı’ olarak ilan edilmişti. 10 bin hanenin bulunduğu Şahintepe Mahallesi riskli alan olmadığı halde kentsel dönüşüm projesi yapılabilmesi için rezerv yapı alanı ilan edildi.
'İmar transferi’ yoluyla sürgün edilen Şahintepe halkı tapularında Hazine ve Başakşehir Belediyesi'nin kesintiye gittiğini, evlerinin hukuksuz şekilde kentsel dönüşeme tabi tutulduğunu ifade etti. Kanal İstanbul güzergahında oldukları için mahallelerinden sürgün edilen Şahintepe halkı, 'Hacımaşlı sürgünü’ dedikleri davalar sürerken, 2020 yılında AKP'li Başakşehir Belediyesi'nin ve Hazine'nin tapularında kesinti yaptığını ve mülklerine ortak edildiğini öğrendiklerini söyledi. Bu hukuksuzluğa karşı davalar açtıklarını belirten Şahintepe Mahallesi sakinleri, Başakkent Belediyesi Meclisi kararıyla Başakkent A.Ş. isimli iştirak firması'na, Anayasaya aykırı olarak kentsel dönüşüm ve benzeri yetkiler verildiğini, tapulu arazilerinin belediye tarafından satışa çıkarıldığını ifade etti.
AKP'Lİ BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ ŞAHİNTEPE MAHALLESİ’NDE ÇETİNKAYA AİLESİ'NİN EVİNİ MAHKEME KARARINA RAĞMEN SATIŞA ÇIKARDI.
Şahintepe Mahallesi önce rezerv yapı alanı ilan edildi sonra sürgün edildi. Tapularında kesintiye gidildi. Belediye ve Hazine mülklerine ortak oldu. Yetmedi belediye yurttaşların tapulu evlerini satışa çıkardı. Şahintepe Mahallesi sakinleri, 3 yıldır yoğun bir baskı altında olduklarını belirterek kamuoyuna dayanışma çağrısında bulundu. Yaşanan hukuksuzluklara karşı mücadele eden mahalle sakinleri yaklaşık üç aydır komşuları Çetinkaya ailesinin bahçesinde nöbet tutuyor. Çetinkaya Ailesinin evi, Başakkent A.Ş ye yetki devri konulu Belediye Meclisi kararının yürütmesi mahkeme kararı ile durdurulmuş olmasına rağmen hukuka açıkça aykırı şekilde satıldı. Bu satış kararı sonrası Çetinkaya Ailesi'nin evinin bahçesinde Şahintepe Barınma Hakkı Meclisi tarafından 'Barınma Hakkı nöbeti' başlatıldı.
Başakşehir Belediye Başkanlığı ve Başakkent A.Ş tarafından Çetinkaya Ailesi'nin yaşadığı evin doğalgaz, elektrik, su sayaçlarının zorla söküleceği ve akabinde tahliye işleminin başlatılacağına dair 22 Ağustos tarihinde tebligat geldiğini belirten mahalle sakinleri, Çetinkaya ailesinin adada kalan son ev olduğunu, bu ev yıkılırsa Şahintepe Mahallesi'nin ranta kurban edileceğini vurguladı.
"BELEDİYE TAPULU EVİMİ SATTI"
25 senedir Şahintepe Mahallesi’nde oturan, kendi imzası olmadan evi satılan İsmail Çetinkaya süreci Dokuz8haber'e anlattı:
"İnşaatta çalışırken çalışırken beni Başakkent A.Ş den aradılar. Buraya geldiler aynı böyle bir semaverde çay falan yaptık. Oturduk, konuştuk. Sana iki daire veririz 200 milyar borçlanırsın dediler bende "iki daireye evimi vermem" dedim, kabul etmedim. Ondan sonra hiç arayan soran olmadı. Bir gün hesabına 1.400 para yattı diyerek aradılar. İmza vermedim, satış yapmadım. Belediye benim tapulu evimi Başakkent A.Ş'ye sattı.
Her akşam burada nöbet tutuyoruz. Bazen uyuyamadığımız zamanlar oluyor. Yıkım kararları geliyor. En son otuz gün içinde boşaltmazsanız yıkacağız, doğalgazı, elektriğimizi keseceğiz dediler. Onlar kessinler elektriği kendim yine bağlayacağım. Onlar benim evimi yıksın getireceğim bir kamyon tuğla aynı yerine bir daha yapacağım. Onlar yıksın ben yapacağım. Doksan dokuz depreminde burada yaşadım . Benim çocuklarım ufakken okula gidiyordu. Yol yoktu o zaman. Hep çamur sokak.
Ben çocuklarımın ayağına bir ayakkabıyı bırak, çizme dahi alamıyordum. Okula gidip geliyorlardı, sobanın başında, üstünü başını kurutuyorlardı. Benim toprağımın belediye gelip de bana bir şey verdi mi? Yok. Bir ekmek verdi mi? Yok. Ben bunu alın teriyle yaptım."
BELEDİYE KANUN TANIMIYOR, HUKUK TANIMIYOR
Çetinkaya Ailesi'nin yaşadığı ev AKP'li Başakşehir Belediyesi tarafından yetkisi olmadığı halde satışa çıkarıldı. Evleri hukuksuz olarak satılan Tayfun Çetinkaya, mahkemeler bizi haklı buldu belediye kanun tanımıyor dedi.
Çetinkaya, Başakşehir Belediyesi'nin evlerini mahkemenin durdurma kararına rağmen yetkisi olmadan satışa çıkardığını belirterek şunları söyledi: "Başakşehir Belediyesi 2022 yılında burada kentsel dönüşüm yapma gerekçesiyle bize teklif getirdi ve teklifler bize çok cazip gelmediği için kabul etmedik tekliflerini. 6306 sayılı yasaya dayanaraktan aramızda bulunan 3/2' lik çoğunluğu sağlamadıkları halde 3/1'ine asla bakmayacaklarını söyleyerek evimizi satışa çıkardılar. Satışa çıkardıklarını da sonradan öğrendik. Aslında bizim adımıza kentsel dönüşüm yapma yetkileri yokmuş. O satış sonradan iptal edildi tabii yetkileri olmadığı için. 2022'nin aralık ayında bulunduğumuz adayı kentsel dönüşüme açma yetkisi aldılar belediye meclisinden. Sonrasında ise tekrar evimiz satılığa çıkardı. Biz hukuki kanuni haklarımızı arayarak mahkeme yoluna başvurduk. Evimiz son olarak 2023 Nisan ayında tekrar satışa çıkarıldı ve mayıs ayında satıldı evimiz. Ama öğrendik ki sonradan aslında davalardan dolayı belediyenin yetkileri durdurulmuştu. Burada satış yapma hakları da yoktu. Sonra açılan davalardan, belediyenin kararları da iptal edildi ama belediye bize ısrarla tebligat göndermeye çalışıyor.
Yani bu adada hiçbir işlem yapma yetkisi yokken bizi evimizden arsamızdan çıkarmaya çalışıyorlar. Bu haksızlığa karşı yaklaşık 93 gündür direniyoruz. Komşularımız da bize destekte bulunuyor sağ olsunlar. Yasa dışı bir şey yapmıyoruz. Kanuni haklarımızı arıyoruz ve mahkemeler de bizi haklı buldu. Belediyenin yetkilerini kaldırdı. Ama belediye buna rağmen kanun tanımıyor, hukuk tanımıyor.
Bize en son geçtiğimiz salı gün otuz günlük bir süre tanımış, evinizden çıkın. Çıkmazsanız elektriğinizi, suyunuzu keseriz. Sonrasında tahliye ederiz gibi aslında bir takım tehditler savunarak bizi yerimizden çıkarmaya çalışıyorlar. Direnişimiz devam edecek. Haklıyız çünkü. Yani yasa dışı bir şey yapmıyoruz. Yurttaşların tapulu arazilerinde satışa çıkarmışlar. Çökmeye çalışıyor. Çökmeye çalışıyor değil. Hatta çöküyor yani bizde olduğu gibi. Mahallemizde büyük bir direniş var. Her geçen gün de giderek büyüyor. Haklarımızı alana kadar direneceğiz. Biz dönüşüme karşı değiliz. Ama bu şekilde haklarımızın yenildiği bir kentsel dönüşmeye karşıyız. Kentsel dönüşüm deniliyor ama maalesef rantsal dönüşüm. Kanal İstanbul hemen 300, 400 yüz metre aşağımızdan geçecek yapılırsa bu nedenle buraya göz koymuş durumdalar. Yani iştahları kabarıyor. Buradaki halkı burada yaşatmak gibi bir dertleri yok zaten. İnşaat yapılan alanlarda yani projeyi görmeye gelenler arasında Türk göremedik maalesef."
KANAL İSTANBUL'A YAKIN OLDUĞUMUZ İÇİN AKBABALAR GİBİ ÜŞÜŞTÜLER
23 yıldır Şahintepe Mahallesi’nde oturan Çetinkaya Ailesi'nin kapı komşusu Aziz Ergün, Kanal İstanbul'a yakın olduğumuz için buraya akbabalar gibi üşüştüler burada rantsal dönüşüm var dedi.
Ergün, İstanbul'da beklenen depreme vurgu yaptığı konuşmasında Maraş'ı gördük. Hatay'ı gördük binalar saman yığına döndü İnsanların canı bu kadar ucuz mu? diye sordu.
Parayla vatandaşlık verilmesine de tepki gösteren Ergün şunları söyledi:
"Kardeşim niye vatandaşlık veriyorsun sen ya? Sen önce kendi vatandaşını koru. Onun hakkına hukukuna bir saygı duy. Onun hakkını elinden çalma. Çalıp da başkasına hibe etme. Ya benim burada atalarım, dedelerim, ben kendim, on sekiz ay askerlik yapmış adamım ya. Dağda, bayırda, kırda. Yani bunların hiç mi değeri yok? Adam gelecek buraya. Parasını verecek. Benim oturduğum yerlere daha iyi koşullarda yaşayacak.
Böyle bir dünya var mı ya? Nerede bu adalet? Nerede bu hukuk? Dediğim gibi ben gelmişim kırk yaşına. Bir noktada ezildik, büzüldük. Yani 13 yaşından beri çalışıyorum. Bu noktaya kadar gelmişiz Ben çocuklarımın geleceğinden endişeliyim. Biz yine bu şekilde getirmişiz buraya kadar. Ama bu yönetim bu insanlar bu böyle hak yiyen insanlar. Yani rantsal dönüşüme gönül vermiş insanlar. Çocuklarımızın doğmamış çocuklarımız hakkını çalıyorlar. Bu Allah'tan reva değil. Hiçbir şekilde ne Müslümanlığa yakışır. Ne de insanlığa yakışır."
BENIM BABAMIN TAPUSUNUN ÜZERİNDE BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİNİN İSMİ NASIL YAZAR?
Şahintepe Mahallesi sakini Uğur Çelikok, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapılaşma olduğu halde 35 bin nüfuslu Şahintepe Mahallesi’ni rezerv alanı ilan ettiğini belirterek şunları söyledi: "Rezerv alanı nedir? boş alan yapı stoğu ilan edilecek bir yer. Ama burada yapı var. Bu şekildeyken burası rezerv ilan edildi. Bizim mücadelemizin kilit noktası da bu. Belediye burada kentsel dönüşüm ilan etti bazı adalarda. Bunu nasıl yapıyor? Çevre Şehircilik Bakanlığı burada yetkiyi Başakşehir Belediyesine veriyor. Başakşehir Belediyesi Başakkent A.Ş''ye bu gördüğünüz yapıları yapan firmaya yetkiyi devrediyor.
Hukuka aykırı bir satış yapıldı burada. Bundan dolayı biz burada nöbetteyiz. Kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Ama mücadele ediyoruz, yılmayacağız. Hukuku kimse tanımıyor ama biz onları tanıtacağız. Halkın büyüklüğünü onlara göstereceğiz. Burayı hukukun bize verdiği güçle burayı savunmaya çalışacağız.
Şimdi siz empati kurun gelmişsiniz buraya 90’lı yıllarda. Ben Bartınlıyım. Zonguldak'ta babam maden ocağında çalıştı. 95 yılında geldi buraya bu arsayı aldı. Kendinizi bizim yerimize bir koyun. Aldınız. Devlet vergi istedi verdiniz. Biz buraya hayat kurduk. Altyapıyı kendimiz yaptık, suyumuzu kendimiz kurduk, yolumuzu kendimiz yaptık. Yani buraya okul gelmesini sağladık. Otobüs yoktu burada. Biz İstanbul'un ortasına işe giderken çizmelerimizi gizlerdik. Biz bu emeği verdik. Benim babam burayı almış mı kardeşim kendi başına? Almış. Okul yapılsın, sağlık ocağı yapılsın, yol payı kesilsin herkesin arsasından. Eşit ve adil şekilde. Buna hemfikiriz. Ama benim babamın tapusunun üzerinde Başakşehir Belediyesi'nin ismi nasıl yazar ya bu olabilecek bir şey mi? Yani bunu kabul edebilecek birisi varsa biz de kabul edelim. Eğer Türkiye'nin başka bir yerinde böyle bir uygulama varsa görmedik, araştırıyoruz. Yok böyle bir şey."
BELEDİYE BENİM TAPUMA NASIL ORTAK OLUR? BUNU BİZE DEVLET, YÜRÜTME VE YARGI AÇIKLASIN
Çelikok sözlerine şöyle devam etti:
"Belediye benim tapuma nasıl ortak olur? Bunu bize devlet, yürütme, yargı açıklasın. Ve biz bununla tehdit ediliyoruz.
Dört bin metrekarenin iki bin metrekaresini belediye kendine pay çıkarmış. Nasıl çıkarmış? Üç kişiyi, beş kişiyi atıyor mahalle dışında hazine arsasına. Hazine arsasını getiriyor buraya böylece 3/2 çoğunluğu sağlıyor. Biz 3/2 çoğunlukla bu işi yenemiyoruz. Biz bunu revizyon yapalım. İşte yüzde elliye düşürelim diyorlar. Çalarak bile bu işi beceremiyorlar Kimlere sattılarsa çıkarsınlar ortaya. Halk için mi değil mi görelim hodri meydan diyorum ben. Bu buradaki mahalleliler için yapılan bir şey değil. Yani buralara girdiğimiz zaman ırkçı gözüyle bakılıyoruz. Benim malımı el koyup üzerine inşaat yapıp on dairesini bana verip yüz dairesini yabancıya satamazsın kardeşim. Ben buna karşıyım. Benim çoluk çocuğum var ya. Niye buranın demografik yapısını değiştiriyorsunuz? Çünkü bu bu proje yani. Bu Bize göre bir şey değil. Bu mahalle içinde değil. Türk halkı için de değil. Mahallemizi korumak istiyoruz, haklarımızı korumak istiyoruz. Kentsel dönüşüme yani Onların bildiği kentsel dönüşüm değil. Eğer yerinde dönüşümse, evlerin, yapıların yenilenmesi biz karşı değiliz. Biz rantçılara karşıyız kardeşim. Sen benim evimi yıkıp beni borçlandırıp oradaki dört ailenin ikisini yok edip yabancıya satamazsın ben buna karşıyım.