Şarkıcı Metin Arolat, Kozyatağı'nda bir otelde şarkı söylemek için sahneye çıktı.
Bir süre sonra fenalaşarak bayılan Arolat, buradaki ilk müdahalenin ardından özel bir hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Arolat, buradaki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Arkadaşları, hayatını kaybeden Metin Arolat için sosyal medya hesaplarından başsağlığı mesajları yayınladı.
İzmir'de 1972 yılında dünyaya gelen Metin Arolat, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun olduktan sonra 1995 yılında "Ayrılık Olmaz" isimli ilk albümünü çıkarmıştı.
"Çapulcu Metin Arolat"
Arolat, Gezi Parkı Eylemleri sırasında hükümete karşı duruşuyla gündeme gelmişti. Gezi'de kullanılan “çapulcu” ifadesini dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile katıldığı bir toplantıda kullanmıştı.
Kendini toplantıda, "Çapulcu Metin Arolat" olarak tanıttığını dile getirmişti.
Arolat, dönemin başbakanı Erdoğan’ın 2014 yılında düzenlediği vizyon belgesi toplantısına katıldığı için eleştiri almıştı. Bunun üzerine sosyal medyada bir açıklama yayınlamıştı.
Arolat'tan Açıklama
Toplantıda Erdoğan’a dönüp, "Bizler siz biz diye ayrıldıkça birbirimizi daha çok seviyoruz" dediğini belirtip şunları söylemişti:
"Dediler ki davetlisin. Dedim ki benim orda işim ne? Siyasi görüşlerimiz birbirinden o kadar farklı ki. Dediler ki ismen davet ettiler gitmemek olmaz. Dedim ki gitmem. Sonra dediler ki konuşması bittikten sonra sizleri kabul edecek ve sorunlarınızı dinleyecek. O zaman kafam şöyle çalıştı:
Bunca zaman hakkında konuşmuşuz etmişiz. Belki söylediklerimiz kulağına bile gitmedi. Şimdi gözlerine baka baka söylemek istediklerimi yüzüne söyleyebileceğim. Sonra konuşma bitiyor. Bizi içeri alacakları söyleniyor. İçimden tekrar ediyorum söyleyeceklerimi unutmamak için. İçeri giriyoruz.
Herkes tek tek elini sıkıyor kendini tanıtıyor. Sıra bana geliyor. Ortam öyle küt diye konuşulacak gibi değil. Elimi uzatıyorum ve gözlerine bakıp, ‘Ben çapulcu Metin Arolat’ diye giriş yapıyorum. Bana bakıp gülümsüyor. Gülümsemiyorum.
Sonra arkamdaki elini uzatıyor. İlerlemek zorunda kalıyorum. Ee ben daha hiçbir şey diyemedim? Herkes gene tokalaşarak ayrılıyor. Biraz geride kalıyorum özellikle ki bir şeyler söylemek için biraz vakit kazanayım.
Sıra bana geliyor. Diyorum ki: 'Bizler siz, biz diye ayrılmaya çalışıldıkça birbirimizi daha çok seviyoruz. Daha da biz oluyoruz. Belki bilmiyorsunuzdur, belki yanınızdakiler size başka türlü aktarıyordur, ama biz hala biziz. Siz dedikleriniz de, biz dedikleriniz de, başı açık olan da kapalı olan da her zaman kopmadan biz olarak kalacağız.' Gözlerime baktı. O arada omzuma bir el dokundu, buyrun dediler ve çıktım."