Seçil Erzan'ın adıyla anılan davada yeni bir gelişme yaşandı. Aralarında Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da olduğu ve 29 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan Erzan'ın şikayetiyle Denizbank yöneticileri hakkında başlatılan soruşturmada takipsizlik karar verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; Seçil Erzan'ın, Denizbank yetkilileri tarafından alıkonulduğu yönündeki iddiada bulunduğu hatırlatıldı. Ancak 8 Nisan 2023'e kadar banka yöneticilerinin Erzan'a ulaşamadığı belirtildi.

Soruşturma kapsamında tanık olarak ifadesi alınan Arda Turan'ın Erzan ile iletişim kurduğunu beyan etmesi üzerine Denizbank Bölge Müdürü Sermin Tekin'in diğer banka yetkilileriyle birlikte Erzan'ı arayarak iletişim kurmaya çalıştığı aktarıldı. Bu aramanın hemen ardından Erzan'ın başka bir hat üzerinden dönüş yaparak Tekin'e ikametini ve konum bilgisini WhatsApp üzerinden gönderdiği belirtildi.

Kararda; Seçil Erzan'ın bu sırada rahat ve özgür olduğunun yazışmalarla net şekilde görüldüğü belirtilerek, başka bir telefon üzerinden banka yetkilileriyle iletişim kuran Erzan'ın her ihtimali düşünerek hareket ettiğini, istediği zaman istediği kişiyle rahatlıkla iletişim kurabilecek durumda olduğunu gösterdiği üzerinde duruldu.

Erzan'ın, 8-9-10 Nisan 2023'te Denizbank Genel Müdürlüğü binasına ana dava dosyası kapsamında birlikte yargılandığı sanık Hüseyin Eligül ile geldiği ve yeniden Çorlu'daki ikametine döndüğü ifade edilen kararda, bunlar değerlendirildiğinde Erzan'ın istediği yere gidip gelebilme imkanının olduğu, kaçma fırsatı ya da istediği kişiye telefonla ulaşma imkanının bulunduğu aktarıldı.

Kesin Delil Bulunmadığı Kaydedildi

Seçil Erzan'ın Denizbank Genel Müdürlüğü binasına gelip gittiğinde herhangi bir olumsuz duruma rastlanmadığı anlatılarak, Erzan'ın hürriyetinden yoksun kılındığına ilişkin soyut iddiası dışında bu suçun işlendiğine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği vurgulandı.

Kararda; Musa Mert Çetin, Selçuk İnan, Emrah Çolak, Emre Çolak ve İsmail İbrahim Çağlar'ın banka yetkililerine yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "suçluyu kayırma" iddialarına ilişkin kesin ve inandırıcı delile ulaşılamadığı belirtildi.