AKP iktidarının, yoksulluğu yönetebilmek için ülkeyi ve yurttaşları çürütmek istediğini belirten Karaca “Bu çürümenin temelinde doğrudan doğruya Türkiye’nin sermaye düzeni var. AKP’yle ete kemiğe bürünen şey ise, piyasacılıkla dinciliğin ölümcül sentezi. Bu sentez çürümeyi, kokuşmuşluğu hızlandırdı. Bu düzenin programında en başa emeğin örgütsüzleştirilmesi yazıldı. Emek örgütsüz olacak, sendikalı olup greve gitmeyecek, boyun eğip kader diyecek ki ücretler asgaride tutulsun, çalışmak ölüm demek olsun. Türkiye Yüzyılı dediklerinin grev yasağı, iş cinayeti, çocuk işçi rakamları rekorlarıyla yazılması bundan" dedi.
Tarikatlar, cemaatler ve milliyetçi hamasetle halkın baskı altına aldığını söyleyen Karaca, “Yıkılan Hatay’ı inşa edemeyenler kalkıp Suriye'yi inşa edeceğiz diye gaz verir. Okul tuvaletine bir kalıp sabun koyamayanlar Ortadoğu'yu fethedeceğiz diye açları eyler. Yargı çürütülür, adalet sistemi çökertilir, hukuka güven sıfırlanır, cezasızlık alıp başını gider. Ülke fiili bir anayasasızlaştırmaya itilmişken, sarayın bekası için yeni anayasa tartıştırılır" diye konuştu.
“Bu bütçe, yalnızca halkı ezmenin değil; aynı zamanda halktan büyük korkunun bütçesidir” diyerek iktidar sıralarına seslenen Karaca "Özal'ı perişan eden 89 işçi direnişleri dalgasını, sizi iktidara getiren 2001 yıkımını unutmayın. Bugün bunlardan çok daha büyük bir gerilim birikiyor. Bu bütçe halkı yalnızca ezmenin değil; kadını erkeğiyle, genci yaşlısıyla, işçisi emeklisiyle, öğretmeni sağlıkçısıyla, çocuğu doğasıyla halktan büyük korkmanın bütçesidir. Bu halk birleşip bir gün ayağa kalkacak. Çürümenizin sonu böyle yazılacak!” dedi.