Adana'da maruz kaldıkları polis şiddetini sosyal medya hesaplarından paylaşan 25 kişi hakkında "terörle mücadelede görev almış kişilerin kimliklerinin açıklanması veya hedef gösterilmesi" iddiasıyla soruşturma açıldı.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre; Adana'da 20 Mart 2022 tarihinde yürüyüş düzenlemek isteyen Furkan Vakfı üyeleri, polisler tarafından şiddete maruz kaldı. Polis şiddetine maruz kalan kişiler, polis müdürleri ve saldırı sırasında görev yapan polisler hakkında "işkence", "öldürmeye teşebbüs nitelikli kasten yaralama" ve "toplantı ve gösteri yürüyüşünün engellenmesi" suçlamalarıyla Adana Cunhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulundu. Suç duyurusunun akıbeti bilinmezken, polis şiddetini sosyal medya hesaplarından paylaşan 25 kişi hakkında soruşturma açıldı. Soruşturmaya, "terörle mücadelede görev almış kişilerin kimliklerinin açıklanması veya hedef gösterilmesi" gerekçe yapıldı. İfadeleri alınan 25 kişi, polisin kendilerine şiddet uyguladığını ve bu nedenle paylaşım yaptıklarını kaydetti.
BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMALARI
Haklarında soruşturma başlatılan kişilerin avukatlarından Bilal İpek, şiddet uygulayan polisler hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmadığını aktardı. Av. İpek, savcının kendilerine, "Biz emniyete yazıyoruz. Oradaki kamera ve video görüntülerinin alınması, darp edilen müştekilerin ifadelerinin alınması istiyoruz. Ama gönderilmiyor" dediğini paylaştı. İpek, söz konusu durumu "emniyet ve polisin suç bastırma ve suç örtme girişimi olarak" değerlendirdiklerini söyledi.
İpek, "Hem suçlular hem de güçlüler. Sokak ortasında işkence sonrası Furkan gönüllüleri darp raporu almıştır. Bu raporların birçoğu basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek derecede ağır yaralamalardır. Bin kişi darp edildiğini belirterek, suç duyurusunda bulundu. İşkence sonrası Devlet Bahçeli tarafından 'Bütün Emniyet teşkilatımızı kutluyor, hassaten Adana’da görev yapan her polisimiz tertemiz alınlarından öpüyorum' diye açıklama yapılması, bu şahısların kendilerince bir güvence aldıklarını, yargılanmayacaklarını bildiklerinden ötürü bu kadar rahat işkence yaptıklarını gösteriyor. İşkence suçu insanlığa karşı işlenmiş bir suç olup zamanaşımı yoktur. Bu sebeple elbet bir gün devran döndüğünde cezalandırılmaları muhakkaktır" diye konuştu.
'POLİSLER CEZALANDIRILMALI'
Soruşturmaya konu olan polislerin kamuoyu tarafından tanındığına dikkati çeken İpek, şöyle devam etti: "Bu sebeple ismi bilinen kimselerin tekrardan ifşa edilmesi mümkün değildir. Ayrıca kamu görevlisinin hedef gösterilmesinde bir muhatabın ya da hedef gösterilen tarafın bulunması gerekir. Yargıtay’ın içtihatlarına bakıldığında da hedef göstermenin bir örgüte ya da örgütlere yönelik olması gerektiği görüşü hakimdir. Furkan gönüllülerine açılan bu dava 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' mantığıyla açılmıştır. Hakkaniyetli bir yargılama sonrası beraat almaları gerekir. Asıl cezalandırılması gerekenler, işkenceci kolluk kuvvetleridir."